--ADEM VE GÜNAHI--
Omuzlarımda bir yük hayat ,
Adem ve Havva' dan kalan ,
Görkemler ile çıka geldim Rabbimden ,
Essin meltem rüzgarlar bahçemde .,
-----
Açsın çiçekleri ağaçların ,
Yasak olanı tattım ben,
-----
Düden' den aksın şelaleler,
Âb-ı hayattan içtim ben ,
-----
Çeksin cellat kılıcını ,
Fiyakalı bir balta ile vursunlar başımı ,
Nefsimi yaktım geldim ben ,
Araf 19 da kaldım ben ..
Birkan ÇAKIR
'ARAF 19 Kerim olan kitabın bir parçasıdır o parça insan için dir . --BENİM NEFSİM--
Ey benim amber nefsim ,
Dost mu düşman mı halimiz ?
Halimiz zeval etmesin ..
Biz bizeyiz .
Portakalları istersin ,
Ağacını kesersin .
Tadına bakar garipsersin .
Birde olmamış ki bu dersin .
Birkan Çakır
Amber, genellikle fosilleşmiş ağaç reçinesi olarak bilinen, değerli ve tarihi öneme sahip bir doğal maddedir. Milyonlarca yıl önce ağaçların yaralarından sızan reçinenin, zamanla taşlaşmasıyla oluşur.--MAHŞER--
Yakutlara sarılı, bir tabutun derinliği,
Cennet mi cehennem mi, son durağı.
Yaşamın sınavı, bir bilet mahşere,
Döner gelir sonunda, toprağa bir kere.
Umutla yaşa, kaderle barış sen,
İyisi kötüsü, hayatın bir denizi.
Nefsin fısıltıları, kulağına çalınır,
Hakkın adaleti, her daim kalır.
Lokman’ın öğüdü, bir kitapta gizli,
Oku, anla, hayat bul, sonsuz bir gizli.
Dönüşümün zamanı, şimdi ve hemen,
Hayatın sırrı, saklıdır her demen.
Birkan ÇAKIR
NOT:Lokman Suresi 8. AyetCUMHURİYETİMİZ 100 YAŞINDA
Milletçe yazdık tarihin altın sayfasına,
Duyurduk zaferimizi dosta ve düşmana.
Tuttuk yüce Ata’mıza verdiğimiz sözü,
Taşıdık Cumhuriyeti yüzüncü yaşına.
Açıldı bize çağdaş uygarlığın yolları,
Özgürce yaşamaya bağladık umutları.
Sarıldık Atatürk ilke ve devrimlerine,
Vererek el ele aştık bütün zorlukları.
Dönmeyeceğiz asla o karanlık yıllara,
Çağdaş bilimle koşacağız aydınlıklara.
Son nefese dek sürecek bu idealimiz,
Ulaşacak Cumhuriyet nice yüzyıllara.
VEYSEL YILDIZ ( GÜRGÜROĞLU )
Aslında
Aslında dünya güzel.Gök mavi ,yer yeşil
kuşlar falan uçuyor.Ama gel gör ki ya insan kendine yaşamı zehir ediyor ,ya başka bir insan...
Hayata dair
Hayalimdeki şeyleri sevip,onlara kızmışşım
Yaşam değil, beklentilerimmiş beni yoran
Pek sorunum yokmuş aslinda,
Hepsi zihnimin birer oyunuymuş.
Herkes bir ayna,
Gördüğüm hep kendi kusurlarımmış aslında.
Beni uyutmayan hayaller
Yolumu kesen şâkilermiş meğer.
Ulaşayım diye paralandığım hedefler
Elime aldığım duymuş,parmaklarımın arasından dökülen.
Bir daha gelmiyeceğim bu hayata
Bir şans daha verilmeyecek bana
Ve bir kez tek ölüceğim
Henüz ölmedim ama,
benden önce ölen çok şey var...
Müphem
Gökyüzünü seyrettim, yıldızları saydım
Yemek yaptım,dışarı çıktım.
Bir kedi,battaniye,kanepe koltuk
Nafile dolmadı içimdeki boşluk.
Neye uzatsam ellerimi
Anlamsızlık boyadı gözlerimi
Varlığım yok ama ölmek nasıl bir duygu?
Gittikçe hissizleşiyorum
acep bu mu insanın sonu?
Gece oldu,kulakları tırmalayan bir sessizlik
Her zerrede koca bir belirsizlik
Mânalar kelimelerin arkasında sinik
Bakıyorlar bana dik dik.
Ayna
Bıktım aynaya bakmaktan
Bakıpta seni anmaktan
Ben senim demiştin,sende ben
Artık;ne sen bensin,ne ben sen
AY
Ah kara gökyüzünün beyaz yüzlü kızı
Yıldızlardan saçları ile bakar durur
Neler gördün neler duydun
Sayısız insanın hayran edersin kendine
Karanlık gecedeki bembeyaz yüzünle
Gökyüzünün parlak çocuğuyla döner durursunuz
Dansınızmıdır bu savaşınızmıdır
Ah söyle gökyüzünün beyaz yüzlü kızı
Niye çevirirsin o bembeyaz yüzünü
#şiir #ay Başladı hersey bir iddia ıle,
Tanıştık görüştük, benim şehirde
aklim kaldı, samımı tebessümünde
Bilmem, verir mi bi şans ikimize
Ahan da bıraktım sözümü kafiyeme
#geceyenotum#şiirsokakdaEkmek
Oysa acı olan zaman değil
Demiştim bu ömür senin ömrüne dahil
Etrafıma diyorum bir bir artık eksil
Herkesin dili her şeye ehil
Yoruldum artık dillerde bitmiyor sabret
Hani nerede kaldı bu bereket
Düşlerim bitti ufkum karardı bu nasıl dehşet
Kaybolmuş artık birer birer adalet
İpin ucu kaçtı bir kere
Gözlerim gözlerine bağlandı birdenbire
Son bekleyiş kalan son cemre
Gülüşünü benden eksik etme hemşire
Sanırsın yollar uzun
Haberlerde bitmeyen zulum zehir kurşun
Şükür besmele hep dilde hamdolsun
Bir tek ekmeğimiz kaldı oda son somun
#ekmek #tek #bereket #zehir #kurşunMetanet
Sende ne kadar varım
Duymaktır en büyük arzum
Susmak istiyorum bitmiyor bu kıvılcım
Ben eskiye hala kızgınım
Gidip gezdiğim rıhtımım bombalandı
Dolanıp gelelim diyen olmadı
Aklı çıkanlar bir bir kaldı
Ben eskiye hala kızgınım
Birileri ölür birileri bir şekilde avunur
Mayamız bu işte elde kalan hamur
Metanet olsun bendeki de kusur
Ben hala eskiye kızgınım
Sende ne kadar varım
Duymaktır en büyük arzum..
#sen #eski #rıhtım #kızgınBir Ben Miyim Hasretten Ölen
Bir kalabalık çökmüş ki hiç sorma
Güya insanlar zindanlarda dogma
Anlatılanlar yaşananlar ne kadar saçma
Bir ben miyim hasretten ölen
Toprak küsmüş cana
Günlerin adı olmuş karantina
Sus diyorum konuşma
Bir ben miyim hasretten ölen
Tepeler ardı sıra kalabalık
Hani neredeydi bu açlık
Yüzüm alıştı adı utangaçlık
Bir ben miyim hasretten ölen
Tomurcuk vermiş kış zamanı ıhlamur
Şarkı çığıracağım diye uğraşır durur kambur
Söyle nerede bu kalabalık arasındaki mağdur
Bir ben miyim hasretten ölen
Öğlen arası olur
Dayı personelden çayı doldur
Sus diyorum artık destur
Bir ben miyim hasretten ölen
#hasret #çay #toprak #karantina #mağdurBensiz Mutlu Olmaya Alış
Dünlere dalıp eziyette kalma
Gülerken ağlamıyorum da sanma
Kalan ömür bir gün tükenir sen kanma
Bensiz mutlu olmaya alış
Neler neler götürdü bu zaman
Bir kuş misali gökyüzüne bakan
Güzel günler çabuk geçti büyük armağan
Bensiz mutlu olmaya alış
Bana yazılmış yollarda kahır
Bazı bedenler kahpedir ister satır
Acının adı sirkedir bana hep baldır
Bensiz mutlu olmaya alış
Cemre düşecek dediler sözde
Desene bahar gelecek ne güzel müjde
Toprak anadır bunu bilen nerede
Bensiz mutlu olmaya alış
Bir bugün değil hep tadım kaçık
Tokum diyen yok ne bu açlık
Karanlık aydınlık sonu bataklık
Bensiz mutlu olmaya alış
#bensiz #eziyet #cemre #mutlu İnfial
Boğazım kuruyor
Adımlarım küçülüyor
Nasıl bir beyazlık ki bir türlü bitmiyor
Geçip giden bir şey yok hiçbir şey dinmiyor
Bu bir özgürlüğün zindanı
Bu bir nasıl infial
Tıpkı arayıp bulamadığım vefa
Tıpkı hiç geçiremediğim hamuş olma
İnsandan uzak kalmak
Nefisten uzaklaşmak
Bu bir nasıl infial ki firarı yok…
#firar #adım #yok #vefaGiderler
Gelecek dedim
Bir avuçluk yıldızı olmayan gökyüzüne
Atması için kalbi olup da
Bir küçük çocuk kadar yüreği olmayana
Gelecek dedim
Tüm gelenlerin
Bir gün gelip geçip gideceğine...
#çocuk #kalp #yıldızEfkar
Canım sıkılır, yüzlerce yüzlerde asabiyet mutsuzluk
Her yanda kırıntılar ne bu saçma fasıl ne bu ruhsuzluk
Kış günü sabahları kahvaltılarım küçük ocakta
Küçük bir bakır çaydanlık ne büyük sıcaklık
Canım sıkılır, gözlerimde bütün ırmaklar kalır
Çok içiyorsun be adam
Halbuki duman odasında yananın adıdır efkar
Kirli bardaklara gelen saldırıdır ruhsuz laflar
Aramıyorum bir merhem
Beni bırakın
Damarlarımda gezenin adıdır serum
Ömrüm bitiyor
Bir avuç yıldız bile yok gökyüzünde
Soranda yok benim aldığım tavır da
Canım sıkılır, ilk defa bu kışta girmedim çileye
Zehir zemberek geçerdi bu karakışlar
Ne dermanı kaldı bedenimin
Ne de ruhumun gücü...
#can #kış #sabah #ruhsuzluk #çileBeyaz Perde
Beyaz perdenin üzerine doğan güneş
Gözlerimi kapatıp kaybolsam
Yollar hep kapalı olsa
Yürüyen ağaçlar çoğalsa hep
Çamlarım yüklerin altında birer birer kırılıyor
Hükümsüz yük taşımak sadece canlarda olsa gerek.
#beyaz #perde #hükümHasretindeyim
Maziye savrulmuş bir ev
Birçok ömür
Birçok hikâye
Ve birçok her şey
Tüm matemlerin hasretindeyim
Havuz kenarındaki veranda
Verandanın ucundaki yadigar çınar
Verandada tahta mavi masa
Etrafında koşuşmacalar
Sabah güneş doğuşunda kahvaltı
Konuşmalar ve birçok her şey
Sögütte rüzgârın salınması
Hasret akşamları
Kırık lambada yanan ışığın sönmemesi
Maziye savrulsa da bitmeyen gitmeyen yitmeyen birçok anılar
Kaybolmuş olsa da her şey oturup bir köşede izliyorum..
#mazi #hasret #ev #lamba #sögütBir Fasıl
Benim hiç menekşelerim olmadı
Solmadı kurumadı
Sardunyalarım yetişmedi
Balkonda Aralık’ta solan büzüşen
Fesleğenlerim olmadı
Mesela
Şömine başında Sezen dinlemedim
Bir fasıla sığıp gitti ömrüm.
#fasıl #ömrüm #sezenYetirdiklerimiz
Yaralı bir gülüşten
Çilekeş bir sevdaya döndü
Ne ayakta kalabildim
Ne de huzur dolu
Evinin karşısındaki
Söğüt ağacının altında bekleyişler
Yağmurda bile üşümeksizin
Yaralı bir gülüşten
Derin bir sevdaya yelken açış
Hatırladın mı siyah telli defteri
Galiba o defter en son bizde kaldı
Şimdi kâğıtlar kalemler ve mutluluklar
Hep telefonlarda saklı
Asgari 2
Radyoda fasıl
Geçmiyor akşamlar asıl
Nargilem anason
Durmuyor kırmızı ışıkta trenler
Gözüm hep o asgari haberde
Ve şairinde dediği gibi
Ben seni sevdiğimde yıl 1965…
Mart Hep Kapıda
Budadıklarım bir türlü kurumadı
Odun olmadı bir türlü yanmadı
Bir köşede atılı
Tekrar kış geldi Mart hep kapıda kaldı.
#mart İnsanlar Değişti
İnsanlar değişti
Unutanlar unutulanlar cabası
Geceleri çalışma yok
Sabah ezanı ile açılan dükkanlar kalmadı artık
Güzel insanlar öldü
Esnaf abiler bitti hep
Topluma girerken ayaklarım sürünüyor
İçim hep geri geri kaçıyor
Ben neden hep seksenlerde kaldım
Karşı markete çıkıyorum iki ekmeğe
İçim hep rüzgarlı havalarda acıyor
Misafir kelimesi kalmadı
Odanın biri salon değil artık
Zaten öyle güzel çocuklarda dışarıda
Misket oynamıyor körebe olmuyor
Beştaşın bile bir araya geleceği taş yok sokakta
Eski arabaların kıymete bindiği
Yenilerinin sağlamlığının olmadığı bir zaman bu
Tüpün benzinle yarıştığı
Mesafelerin artıp gittiği
Eskiden iki yüzlüleri bildiğin
Şimdinin ise kaç yüzünün olduğunu bilemediğin…
#insanlar #misafir #tüp #benzinHaziran
Hazin bir aydı
Hazirandı fesleğenlerimin balkonda çıkışı
İçimde serzenişler apayrı bir ben
Zelzeleye uyanmış bir gönlüm
Nasıl bir ruh hali
Elbet bir diş ağrısına değildir nazım.
Asgari
Sobalı evlerin buğulu camları olurdu
En az herkesin bir kez kazımışlığı olurdu
Akşam olmuştu elektrikler yok olurdu
Herkesin hikayesinin bir sonu olurdu
Dışarıda kar ve Konya ayaz olurdu
Ve şairin dediği gibi
“ Herkes hayatını sürdürebileceği
Asgari ihtiyaçların peşindeydi”…
#asgari #soba #herkesEylül
Uyuyunca geçer dedikleri
Nasıl bir illettir ki
Bitmiyor bir türlü
Bazen kızarsın
Kızarsın ki dinip bitmiyor kendisi
Dinmiyor insanın içindeki fırtına
Kırılıyorsun ama
Kırılmıyorsun sağlamsın hala
Bozuk bir saat misali
Doğru yönde değilsin ama hala aynı yerdesin
Uyuyunca geçer dedikleri
Nasıl bir illettir ki
Dinmiyor bir türlü
Kuşların bile sesi gelmiyor son baharda
Nasıl bir Eylül
Nasıl bir ay ki ağaçlarda tutunmuş yapraklar
Kopmuyor bir türlü Eylül kıyameti
#eylülGeç
Tek tek anlatılmış kılavuz
Herkese ayrı mı olacak telaffuz
Nazarlar etrafta sen mi oldun korkusuz
Yaşananları sen sanırsın ki kurgusuz
Vakit çok geç
Uzaklarda kalanda geçende hep bir süreç
ATEŞ
Güneşten kaçarken, karanlık geceye mahkum oldum .
Küçük bir kordu, küle çalan.
Dışı da, içi de beni yakan.
Zira Düden'in azgın sularına da atsan,
Sönmeyecek bu ateş.
Ey gönlüm yalanınla yüzleş,
Toleranslı Gençliğim ben o yolu çoktan geçtim.
Nem kaldı topraklarımda.
Gönlüm Burçak Burçak,
Nerede kalmıştık .
Yürüyordum dikenlerin üzerinde.
Yaralıyım
Birkan Çakır (Sihirli Parmak)
ALLAH BİLİR
Başarının temeli fedakarlık demiştiler.
Dokunaklı yalnızlığım ve zarflara sakladığım mektuplarım.
Senden geri kalan her zaafım .
Sen ve anılarım.
Zoraki bir valize sıkıştırıp ,
Karşılayanı olmayacak bir adrese sürgün etmek istiyorum hepsini.
Pisisine kaybetmek istiyorum hepsini.
Başarının temelinde fedakarlık.
Senin üzerinde ahlaksızlık var .
Ey yüreğimin yücelttiği sen .
Aklının ucundan bile geçemezken onun.
Kendi uçurumlarında süzülüyorsun .
Emektar defterim.
Direncin kalmadı sende fire verdin.
Küçücük kadehe kocaman hayat sığmaz.
Taşar tabi papatya kokun sayfalardan.
Bundan öte fedakarlık olmaz.
Birkan Çakır
ALLAH BİLİR
Başarının temeli fedakarlık demiştiler.
Dokunaklı yalnızlığım , ve zarflara sakladığım mektuplarım.
Senden geri kalan her zaafım .
Sen ve anılarım.
Zoraki bir valize sıkıştırıp ,
Karşılayanı olmayacak bir adrese sürgün etmek istiyorum hepsini.
Pisisine kaybetmek istiyorum .
Başarının temelinde fedakarlık.
Senin üzerinde ahlaksızlık var .
Ey yüreğimin yücelttiği sen .
Aklının ucundan bile geçemezken onun.
Kendi uçurumlarında süzülüyorsun .
Emektar defterim.
Direncin kalmadı, sende fire verdin.
Küçücük kadehe kocaman hayat sığmaz,
Taşar tabi papatya kokun sayfalardan.
Bundan öte fedakarlık olmaz.
Birkan Çakır
#Aşk #Fedakarlık YARINLAR
Sıradanlaştı günlerim ,
İçtikçe tadı kaçtı çaydanlıktaki demin,
Zorda olsa geçti mazim,
Yarınlar geçmişten karanlıkmış daha fazla,
Hayallerim öldü ve nefes almak vermedi tat.
Ben bizi geçtim sen rastla .
Ben bizi sildim.
Otur ve yaz baştan.
-KADER-
Ne dersen de başı belli sonu belli işte,
Tanrı kurdu kullar oynayacak.
Ve aşk kadın ,
Zehirdir .
Sigara gibi ..
Kraliyet sofrasında paranın bir önemi yok ,
Eylemler , Fikirler , Kayıplar ve Zaferler var .
Birkan Çakır
-AŞK-
Baksan görünmez.
Atsan gitmez.
Sol tarafında pıt pıt atan kalbin bile acır .
Varlığıyla çok şey kattığını sandıkların ,
Gidince ölümü tattırır.
Üç harfe sığdırmış insan,
Aşk demiş oysa.
Ucundan tutan olmayınca
Taşınmıyor aslında.
Egosu olan biri
Başkaları için can vere bilir .
Hiç aşkı yaşamamış biri .
Aşk için öle bilir.
Kör olan birisi ,
Renkleri anlaya bilmek için duymaktan vaz geçe bilir .
Pilin kadar varsın
Benim için yaşamak ikiyüzlülüktür
Sırf birileri üzülmesin diye mutlu olmaktır
Ki böyleyim de zaten, hiçbir şey umurumda
Maskesiz gezmiyorum
Gülüşlerim sahte
Bunu çok iyi biliyorum
Herkesi inandırabilsem de
Kendimi inandıramıyorum
Mutlu taklidi yap
Taklit yaptığını unut ve mutlu kal
Ben gerçekte, doğal bir biçimde
Nasıl, hangi tonda güldüğümü bile hatırlamıyorum
Tüm jestlerim ve mimiklerim düşünülmüş
Tarafımca tekrar yaratılmış
Kendimi bulamıyorum
Kendi içinde kayıp bir insanım
Kendime ışık tutamıyorum
Yaşamak ikiyüzlülüktür
Yaşamak istemiyorum, ölmeyi de istemiyorum
Ölmeyi beceremiyorum zaten
"becerirsin" diyor ve devam ediyor "gerçekten istersen"
Beceririm biliyorum, yaşamak eziyet gibi geliyor
Ama ben bu oyunu bırakmak istemiyorum
Hayat her ne kadar zalim olursa olsun
Dünya ne kadar kötü olursa olsun
Arada bi, unutuyorum hepsini
Hayal dünyamda kalıyorum, hani kendi kurduğum gerçeklikte
Ve her şey çok güzel geliyor
Bu yüzden ölmek istemiyorum
Ve bu yüzden yaşamak istemiyorum
Çünkü öldürüyorsunuz kurduğum gerçekliği
Üstüne basıp geçiyorsunuz hayallerimizin
Hayaller, hepimizin
Zaman sonra fark ettim ki, ben artık ben değilim
Benden hariç her şey ve herkesim
Bir şeylerden keyif alıyormuş numarası yapan birisiyim
Almıyorum keyif falan, boş
Sırf biri benim için çabaladı diye, üzülmesin diye gülüyorum
Bu ikiyüzlülük
Aksi halde benimle yaşaması çok zor olurdu
Hem kötü olur o içimde ki karamsar canavarı ortaya çıkartmak
Her yüze somurtkan bakmak, ben olmak
Mesela kendi başıma kalınca gülmüyorum
Kendimi kandırmayı beceremiyorum
Ama bir şeyler izlerken heyecanlanmaya başladım
Numara yaptığımı unutmaya başladım sanırım
Taklitlerden doğan duygulara sahip olacağım
Eminim yine hastalanırım, özünde sahte bir çok şey
Çelişkilerle dolu olacak, yapay olacak, sahte olacak
Her ne kadar süslü de olsa, gizli olan ortaya çıkar
Yalan olacak
Olsun, birileri mutlu olabiliyorken olsunlar
Ben mutlu edebiliyorsam onların karıdır
Kimseyi üzmeye gerek yok
Belki de duyarlılıktı beni yaşatan
Bilmiyorum, sizi yaşatan bi şey olsun
Biliyorum çok zor geliyor yaşamak
"Kim için yaşıyorum?" sorusuna cevap verince
"Kim için yaşayacağım?" sorusu ortaya çıkıyor
Böyle olmayın siz, kendiniz için yaşayın
Hiçbir robot pilinin bittiğini fark etmez
Etse de acı çekmez…
Pilin kadar varsın
depresyon, ikiyüzlülük, yaşam, hayata dair, bilinç, değişimSeni Hala Seviyorum
Sana çok şiir yazıyorum
Sen gittin ben yazıyorum
Sıkıntı değil
Seni çok özlüyorum
Yazıyorum ama sen gör diye değil
Hani bir gün olur da çıkarsam karşına
Hiçbir şey söylemeyeceğim sana
Bu şiirden sonra
Sana çok kızıyorum
İçtenlikle kızıyorum
Sebebini söylemeyeceğim
Bedava verdiğim değerin kıymeti bilinmedi
Bunun da bilinmez
Bil diye de demiyorum
Söyleyince anlamı kalmıyor
Neyse
Ben hala seni seviyorum
Bak içimde hiçbir his yok, hiçbir şey hissetmiyorum
Ama bir sen varsın içimde
Gülümsedim şimdi
Küçüksün içimde
Sarı kakülün gözlerinin önüne düşüyor
Yeşilinde kayboluyorum
Bir sen varsın içimde
Seni hala seviyorum
Ama beni hayatından çıkardın
Hani diyorsun ya "ben salağım"
Son derece katılıyorum sana
Bir kahkaha
Ve tekrar katılıyorum
Senden bir ricam olacak
Ben hala sana değer veriyorum
Lütfen sende kendine değer ver
Lütfen benim sevdiğim kişiye sahip çık
Lütfen gidip ağlama
İnsanlara dikkat et
Farkında mısın bilmiyorum, herkesin gözü senin üzerinde
Ben senden şanslıyım
Güzel değilim ya, bu bir şans bence
Kimse beni güzelliğim için sevmeyecek
Daha derin bir şey olacak ortada
Daha anlamlı, daha gerçek, dayanağı daha güçlü bir şey
Ve ben düşünmeyeceğim, beni ne için seviyor diye
Görüntü gelip geçici diyeceğim, klasik olacak
Mesela karakterimi sevecek birisi
Birisi sarhoşluğumu sevecek, eğlencemi sevecek
Kafa yapımı sevecek, senin deyişinle "eserlerimi" sevecek
Sevebilirler, bende senin gibiyim, kimseyi istemiyorum hayatımda
Çünkü zaten biri var hayatımda
Sen hiçbir zaman, ne yapsan da, ne etsen de
Bizim hayalimizi gerçekten çirkinleştiremedin
Biz hep güzeldik
Hep güzel kalacağız
Bizim gücümüz yetmez ki bizi çirkinleştirmeye
Sana kızgınım
Çünkü senin yanında olmama izin vermiyorsun
Sana kızgınım, başka sebeplerim de var, arada bi' düşün
Kimsenin canını sıkmasına izin verme
Kimse üzemesin seni
Kimseye o narin, iyi kalbi gösterme
Bırak kötü davran insanlara, bak şu çağa
Herkes çıkarı peşinde, kimse seni sen olduğun için sevmiyor
Örnek vermeme gerek yok bence
Veredebilirim
Ama gerek yok
Kimse senin bir damla gözünün yaşını akıtamasın
Bu sana benim görevim
Pınarlarıma sahip çıkasın
Gözünde durduğun adama dikkat et
Bu da sana bir görevim
İyi seç, ben artık aşka inanmıyorum
Seçime inanıyorum, iyi seç
Sana el kaldırmasın…
Benim sarhoşken bir hata edip kızgınlıkla baktığım yüze
Hiçbir zaman mutsuz bakamasın
Onu da mutlu et
Korkma
İyi biri çıkacak karşına
Ama dikkat et
Seç!
seni, seviyorum, sevgi, aşk, ayrılık, hüzün, vedaBir hataydı
Belki de bir hataydı yirmi bir yıla
Yirmi birinci yüz yılı sığdırmak
Belki de hataydı "seni seviyorum"a
"Yüz yıl oldu seni görmeyeli"yi eklemek
Kimine göre aptal bir çocuğum
Kimi der ergenlikten çıkamadım
Kimine göre yürüyen bir ceset
Kimi der bi türlü kendim olamadım
Kimine göre yirmi bir yıllık çınar
Kimi der bu çocukta bi şeyler var
Kimine göre iki yüzlü bir adam
Kimi der "değişime açık olmak" güzel
Belki de bir hataydı
Yirmi birinci asırda
Yirmi bir yaşında olmak
Belki de bir hataydı şu yanlış çağda
Güzele güzel demek, aşık olmak
Kesinlikle bir hataydı
Kula kul olmak!
Kimine göre dün vardım yarın yokum
Kimi der her şeye vardır çözüm
Kimine göre hayat çok kolay, lokum
Kimi der ben bu oyunu bozarım, yokum
Kimine göre içmeden de sarhoşum
Kimi der yirmi bir yıl ve bom boşum
Kimine göre boş işlerle doluyum
Kimi der "bu yolun yolcusuyum"
Belki de bir hataydı var olmak
Seçim değil ama seçim olmuş yok olmak
Belki de bir hataydı insan olmak
O, bu, değil ama moda olmuş şeytan olmak
Belki de bir hataydı ona bakmak
Gözlerinde öleceğim sanmak
Yaşamak
sevgi, sevgili, değişim, depresyon, bakış açısı, aşk, ihanet, ayrılıkGölgem
Hüzünlü dostum
Sen bana mutluluğu tekrar hissettirdin
Ve ben bunu varlığına borçluyum
Belki de patilerine borçluyumdur
Belki de hiç sahip olamadığım gülüşüne
Yine felsefe yapmak istemiyorum, gölgem
Her adını söyleyişimde biraz daha ben oluyorum
Gölgem
Duydum ki anneni kaybetmişsin
Biraz eksikmişsin
Süt veremem sana küçük dostum
Ben de birini kaybettim
Ve her gün kendimden geçiyorum
Küçük dostum
Gölgem
Ama arkadaşın olabilirim
Sana güzel şarkılar söyleyebilirim
Hastalanma diye endişelenebilirim
Seni yanıma alıp dünyayı gezebilirim
Küçük dostum
Seni bir aydan uzun süre önce aramaya koyuldum
Ama öyle güzel misafirsin ki bana
Sen beni buldun
Küçük dostum
Hüzünlü küçük dostum
Gölgem
Kapşonumu battaniye yaptım sana
Kitap okuyacağım sana
Patilerinle resim çizeceğiz
Üç gözlü kedim olacaksın
Küçük dostum
Kalbimi göreceksin, beni anlayacaksın
Üçüncü gözüm olacaksın
Gölgem
Gölgelerin gözü yoktur gölgem
Gölgeler gözdür
Gölgem
Hüzünlü dostum
Küçük gölgem
Gözlerini kapatmışsın
Kafa hareketlerinden nefes aldığını görebiliyorum
İyi uykular
Tatlı rüyalar
Tanıştığıma memnun oldum
Yarın da tanışalım
Görüşürüz
Gölgem
gölgem, kedi, aşk, sevgi, sevgili, ayrılık, hayata dair, arkadaşlık, dostlukLeğen
Leğende yıkandığım zamanları hatırlıyorum...
Ne güzeldi.
Sobada ısınmış su, kaynar olurdu.
Leğen maviydi, salonun ortasında dururdu.
Dalin kokmadım hiç, sabun gözümde kururdu.
Isınamadım sensiz ben, göz yaşlarım kururdu.
Su tenimde soğurdu.
Tırnaklarımı keserdi annem.
Kese yapardı bana.
Parmaklarımın ucu kan olurdu.
Tenimden siyah kir çıkardı.
Derim soyulurdu.
Ne de güzeldi o su.
Tenim de soğurdu.
Ne de güzeldi sabun kokusu.
Köpük gözümü vururdu.
Gözümü bulurdu.
Sıcak olurdu su, tenim de soğurdu.
Kaynar diye ağlardım, gözümün yaşı bağrımı yakardı.
Tırnak makası dururdu.
Onu beklerdim, gölgesi kocaman olurdu.
Parmaklarımı keserdi, canım yanardı.
Dünya dururdu.
Dışarıda yağmur yağardı.
Yağmur bitince annem yağmur kesildi derdi.
Sular giderdi, sular kesildi derdi.
Elektrik giderdi, elektrik kesilirdi.
Kocaman bir bıçak dünyanın ortasında dururdu.
Elektriği keserdi.
Gökyüzünde dururdu.
Yağmuru keserdi.
Suyu keserdi.
Sular dururdu.
Ne de yağmurlar yağardı, seller kudururdu.
Selde kaybolmuştu terliğim.
Eşi çöpü bulurdu.
Bulut olurdu gözlerim.
Yer yüzü olurdu o eski halı.
Duvarda dururdu gece lambası.
Gece lambası olurdum.
Uyurdum.
Tırnak makası kanımı akıtırdı.
Annem kese yapardı.
Lifimiz yoktu.
Ama sabun gözümde dururdu.
Sabundu.
En güzel koku sabundu.
Çocuktum.
Annem günde 2 kere yıkamıştı beni.
Balkonumun karşısındaki araziye ateş atmışlardı.
İs olurdu üstüm, annem sinirden kudururdu.
Anneme bağırırdım.
"Anne!" derdim balkonda dururdu.
"Reçelli ekmek at!" diye bağırırdım.
O ekmek nerede şimdi.
Şimdi olsa karnımı doyurmazdı belki.
Belki gözümü doyururdu.
Güneş gökte dururdu.
İnşaatta amcalar küfür eder dururdu.
İlk helikopter gördüğüm günü hatırlıyorum.
Helikopter kocamandı.
Kepçeleri izlerdik.
Üstüm batardı, annem vururdu.
Terlik fırlatırdı, ona sarılırdım.
Terlik dudağımı kanatırdı.
Dudağım annemin olurdu.
Öperdi geçerdi.
Şimdi kalbime hançerler yiyorum.
Öpülecek gibi değil.
Ölümün önüne eğil.
Her rüyada ölürdüm.
Yaşarken değil.
çocukluk, huzur, mutluluk, saflık, masumiyet, masumlukBak Kuzum
Bak kuzum
Kimse hissettiklerini hissetmeyecek
Senin canın tatlı
Kimsenin canı senin ki gibi yanmayacak
Kimse canının yandığını hatırlamayacak
Bak kuzum
Kimsenin hatırasında gülüşlerin kalmayacak
Sen insansın, yerini başkası dolduracak
Pardon başkaları dolduracak
Senden bir tane var ama binlerce olacak
O güzel kuş daldan dala konacak
Kimsenin acısını kimse anlamadığı gibi
Sağ kulağının acısını sol kulağın bilmeyecek
Yarana konan kuş özür dilese de canı yanmayacak
Birileri gözlerinde yıldızları taşısa da
Olmayacak…
Sen farklı bir alemdesin, farklı bir gezegendesin
Ne arıyorsun herkes kendine bir dünya kurmuşken
Herkes ayrı kafada, ayrı bi bunalım, duyulmuyor sesin
Ne istiyorsun sen kendinden, ne istiyorsun ömründen?
Bak kuzum
Sen insansın
Ve sen de bu yükü kaldıramazsın
Kimseyi böyle sevme
Derdini kimseye anlatamazsın
Sevgiyi azaba dönüştürme
Fazla büyütme
Yalnız kalırsın
Çok bir şey bekleme
Farklı bir dünyasın
Kim seni anlasın?
Kim yarana yansın?
yalnızlık, hüzün, sevgi, sevgili, ayrılık, depresyon, anlaşılmakHiç, mi?
Hiç mi vicdana gelmedi?
Tabi ki kaçar insan günahlarından
Hepsinden değil en ağır olanlarından
İki yüzlü insan! İki yüzlü, günah seçiyor
Herkesin ahına bedel biçiyor!
Hiç mi insafı kalmadı?
Tabi ki aynaya bakar insan bırak suratlardan
Hepsinden değil, kaçar en güzel bakanlardan
Gözünüzü kaçırmayın yüzünden ihanet akanlardan
İki yüzlü insan! İki yüzlü, dalga geçiyor
Herkesin gülüşüne değer biçiyor!
Hiç mi vicdana gelmedi?
O eli yüreğine hiç mi gitmedi?
Alçak olan insan, kendini bilmeli
Dün iyi olmayan yarınını düşünmeli
İki yüzlü insan! İki yüzlü, kendinden geçiyor
Herkesin gözleri seni seçiyor!
vicdan, ayrılık, ihanet, insaf, insan, depresyon, sevgi, sevgili, değişimİsmail Abi Gibiydim
Aşka gözü kapalı sarılırken vurulmuşsun
Gözünü açmaya kalkma, ceket yok soyulmuşsun
Acılı bir müjdem var sana balık gözlü dostum
Artık sömürülecek duygularından mahrumsun
İsmail abi gibiydim
Gönlünden çıkanı duyamazken kimse
Ben pullu ceketle sevdim
Her seven giymişti dikenli elbise
Gelirsin diye bekledim
Sende herkes gibi giderken gülümse
Gönlüme yaptım bi devrim
Paslansa da durmam olmuş beynim şase
Ağzından çıkanla kulağının duyduğunun tuttuğunun aynı yerde kesişmesine rağmen
Neamiş?
Aşık sensin be!
Pis aşık!
Bi de aşık diyor utanmadan…
https://youtu.be/q2QVPxBghGY
ismail-abi, ismail, abi, aşk, leylailemecnun, sevgi, sevgili, ayrılık, ölüm, depresyon, hasret, sevdaBu ağrı
Hiç bitmeyecekmiş gibi geliyor
Kalbimde ki bu ağrı
Ağır geliyor
Bi de hiç bitmeyecekmiş gibi geliyor
O sevgiliye bu çağrı
Çağır, san ki geliyor
Hiç susmayacakmış gibi geliyor
Aklımda ki bu sesler
Gibi geldiği kadar da gitmiyor hiçbir şey
Hiçbir şeyden kalıyor biraz bana
Hiçbir şey gelmiyor
Hiç dinmeyecekmiş gibi geliyor
Bu susuzluk bu sancı
Hiç sönmeyecekmiş gibi geliyor
Bu alev, doldur hancı!
Doldur ki hararetimiz alsın
Her yudumda ruhumuz daralsın
Gibi geldiği kadar da gitmiyor hiçbir şey
Hiçbir şeyden kalıyorum kendime
Hiçbir şey olamıyorum
Her şey olmaktan bu yana
Asla bitmeyecekmiş gibi olan bu ağrı
Kalbimde bir çocuğun cesedi
Aklımda ki cinlerin hasedi
Hiçbir şey, hiçbir şey!
ayrılık, acı, aşk, sevgi, sevgili, mesafe, hasret, özlem, depresyon, kalp, yürek, hiçlikÖlmüyor içimde ki o çocuk
Öyle bir ihtilaf sardı ki varlığımı
Hiç böyle şaşırmamıştım zihnime
Meğerse kalbime dokunanmış zihnim
Alışamıyorum bu yeni, saf, salak bedene
Bir karmaşa içerisinde yüzmekteyim
Anlaşılmam mümkün değil, çelişkideyim
Hislerimi nasıl tarif edeyim, nasıl becereyim
Bilmiyorum, kıskanıyorum inananları
Kıskanıyorum toz pembe masallara kananları
Özlüyorum eski halimi, acı çekse de yaşayan beni
Acı denizinde yüzmek benim işim olmuştu
Oradan istifa edince hissizlik boşluğu diye bir şey oluştu
Kafamda ki tilkiler kalbimi unuttu
Ejderhalarla birlikte zihnimi esir tuttu
Nasıl anlatabilirim ki kendimi, eminken anlaşılmamaktan
Niye yazıyorum ki bu tonla heceyi
İşim ne, bıktım gerçeklerden saklanmaktan
Apaçık oluyorum kendime, "sevmiyorsun onu" desem de
Bir illüzyon vuruyor alnımdan, sancıyla kalbimde
Bir isim gitmiyor aklımdan, iki hece dilimde
Ben bıraksam da onu, bırakmıyor geçmişim, peşimde
İşte öyle bir ihtilaf sardı varlığımı
Doğruyu bilmekti yegane niyetim
Doğruyu bilince benden bana ben kaldı mı?
Doğru dediğim şeyle varlığımı yeni bir illüzyon sardı mı?
Nereden baksan cinayet, tek eksik ceset
Ben şuursuzca, ruhsuzca satırları yazarken
Sen okuyucu, nasıl beceriyorsun hissetmeyi
Benim duygularım yok içimde diyorum
Sen duygulanıp, "çok duygusalsın, boş ver" diyorsun
Bilmiyorum, basit işte
Duyguları zihnimle taklit ediyorum
Ölmüyor içimde ki o çocuk
Sadece ruhumu terk ediyorum
Evet bir yanım ilaçlı, ne diyeceğini şaşırmış
Aklımda ki ejderhalar tilkileri kaçırmış
Diğer yanım hasta, aklı fikri yasta
Duyguyu bıraktım ben, iki arka sokakta
Evet bir yanım ayık geziyor, her adımda düşüyor
Eksik tilkiler fazla ejderler, beni benden ediyor
Öyle bir ihtilaf sardı ki varlığımı
Kör oluyorum ufukta
Öyle bir şey ki bu, umutsuz kalıyorum soğukta
Ama beceremiyorum, ölmüyor içimde ki o çocuk!
Bir algı oyunu bu yaşam dedikleri
Boşa gidiyor her gün ektikleri…
değişim, muhalefet, hasret, ayrılık, depresyon, sevgi, sevgili, aşk, mesafe, hüzün, düş, duygu, his, hissetmek,Cam Gibi
Cam gibi yüreğim vardı
Şeffaftı
Bana bakana doğruyu söyleyen
Bir aynaydı
Kırıldı… kırdılar
Paramparça oldum saçarken mutluluğu
Huzuru yok oluşta buldum
Ararken susuzluğu
Yaramı harca güzelim sende buldum
Sarhoşluğu
Ben bunu
Sarar saçma düşünceler beni, bu durum
Yoruyor beni
Anla bunu
Anla beni
Cam gibi yüreğim kırıldı
Temiz tarafı da kirli tarafı da vardı
Kimse umursamazdı
Kırdılar
Nereden baksan pislik dersin
Nereden baksan kendine gülersin
Nereden baksan sefilsin
İnsansın sen sefilsin
Cam gibi yüreğim vardı
Şeffaftı
Bana bakana doğru bir aynaydı
Kırıldı
kırılmak, kalp, sevgi, sevgili, aşk, ayrılık, hüzün, depresyon, huzur, aynaGit demem
Beni seven kadın
Saflığımı ellere yedirdim
Gülüşüne kurban olurum
Kusura bakma tenime ten değdirdim
Masumluğumu ellere yedirdim
Şimdi güvenim yok insandan olana
Ve inancım yok hiçbir güzel gülene
Kalmamış bu diyarda saflık masumluk
İnanmıyorum ben Leyla gibi sevene
Beni seven kadın
Saflığımı ellere yedirdim
Kusuruma bakma, sen yarın geldin
Ben önyargılı biriyim
Kusuruma bakma, biraz delirirsin
Ben geç akıllanır biriyim
Masumluğumu ellere yedirdim
Şimdi inancım yok hiçbir ağız lafına
Ve gönlüm yumuşamaz mazlum ahına
Ki sende de vardır bir zerre karanlık
Ama yarınsan gel, git demem yarına
sevgi, sevgili, aşk, ayrılık, hüzün, dert, keder, mesafe, inanç, masumluk, saflık, ihanet, dürüstlük, güvenBilmem ben bir şeyi
Bilmem biter mi sana sitemlerim
Bilmem geçer mi sana sinirim
Bilmem ben bir şeyi
Bilemez insan sevmenin kıymetini
Ölsem gözlerinde doğar mıyım ki
Acaba ölüm denen şeyle mi varız da
O yüzden mi yok olmaktan korkuyoruz
Bu denli acı dolu zalim dünyada
Bilmem biter mi sana sevgim
Bilmem geçer mi gözlerine hasretim
Bilmem ben kendimi
Bilemiyormuş insan kendi derdini
Doğsam yine gözlerine rastlar mıyım ki
Bu alemden ötesi vardı da
O yüzden mi yalan diyarlara gitmiyoruz
Kalıyoruz bu acı dolu zalim dünyada
ayrılık, sevgi, sevgili, dünya, hasret, değişim, depresyon, hüzün, sitem, sinir, kıymetNefeslerimde yandı
Kitabım sende kaldı
Okumayı özledim ben, okuyamıyorum
Küçük hasta bir çocuğum şimdi
Hissiz kalmaya doyamıyorum
Ayracım avuçlarında, seninle ayırdım
Hayatımı
Kitabım sende kaldı
Okumayı özledim ben, okuyamıyorum
Zor geliyor anlamak şiirleri şimdi
Hissiz kaldım, kafamı bulamıyorum
Ayracım hediyem sana
Seninle ayırdım, hayatımı
Kalemim bende
Her sayfa, her satır, her nokta ve her hece
Nefesine addedilmiş bin bir gece
Duyulmamış binlerce cümle
Yüzlerce karalanmış peçete
Sende kaldı hepsi sende
Kitabım sende kaldı
Peyamiyi özledim ben, genç, hasta peyami
Aşkta ve hayatta hem samimi hem acemi
Boşa yazıyorum ben, boşa soluduğum gibi
Dimi
Söyle Peyami
Söyle ki sarsın tutku şu saçma alemi
Kitabım sende kaldı
Hasta küçük bir çocuğum şimdi
Okumayı beceremiyorum
İlerleyemiyorum senden ileri
Hayalim yarım kaldı
Sana on kitabım vardı
Hayalin derinliklerinde
Yalanların beni sardı
Ve leyla ile mecnun
Nefeslerimde yandı
ayrılık, acı, aşk, sevgi, sevgili, mesafe, hasret, özlem, depresyonGök düştü
Bak yağmur yağıyor
Hiç gitmeyecekmişsin gibi sevmemi istedin
Damla "tıp" düştü
Yağmurdu ismi, güzel bir düştü
Papatyanın İngilizcesi oldu sonra
Olsun, sen de değiştin
Gitmeyecekmişsin gibi seven şaşkın bendim
Ama kızıyorum sana, sen öyle sevdirdin
Gök gürüldüyor, midem gibi
Ağrılarım geçti senden sonra
Doktor "psikolojik" dedi
Kasvet gökyüzüme üşüştü
Evet benim gökyüzüm
Onu var eden bendim
Benim var eden gözlerim
Gözlerim olmasaydı gökyüzü olur muydu
Benim dünyamda olmazdı
Sevgi de benden geliyordu
Onu var eden bendim
Seni ölümüne seven yegane bedendim
Yağmurlar yağıyor
Camlarda damlalar dövüştü
Özlemiştim eylülü
Tam bir sene olmuştu
Hatırlayalı katilimi
Güneş yok odam karanlık
Içim aydınlık
Ve benim odamdan yükseliyor binalar
Yükseliyorlar aşkla dolu buluşlar
Yükseliyorlar sensiz kuruluşlar
Ve benim kafamda ki meclise
Antidepresan darbe yaptı
Meclisi dağıttı
Ne de güzel dağıttı
Kafam senin kadar güzel
Sevgi benden di
Bedava gidendi
Kimse kıymeti bilmedi
Kazan istedim
Belki de değer
Gök düştü
"laps" dedi
sevgi, değişim, depresyon, sevgili, aşk, ayrılık, gökyüzü, yağmurAcı Gerçekler
Açık olacağım
Bana ne oldu bilmiyorum
Nerede o tutku dolu adam bilmiyorum
Tedavi diyorlar buna
Ben kendimden oluyorum
Hissetmek güzel bir şey belki de
Anlatmakmış benim olayım
Şiirlerim hislerimden gelmiyormuş
Duygularım düşünceymiş meğer
Hissetmiyormuşum
His dediğim şey ilüzyonmuş
Şimdi ilaçlarla kör olmuşum
Hislerime nankör olmuşum
Beynim bi bavul gibi
Tıka basa dolu
İçinde binlerce
Yüz binlerce cevapsız soru
Onlarca şüphe ejderhası
Tilkilerden meclisler
Anlatılmamış hikayeler
İçine içine atılmış
Acı şeyler
Beynim bi davul sanki
Çalıyor sürekli, sessiz sessiz
İçimde bir çığlık var
Yankısı algımı aştı
Bağırıyorlar
Sisli sisli
Şimdi körüm
Nankörüm
Acı veriyor bana yaşamak
Yaşamak demiyorum ben buna
"bir canlıya antidepresan vermek
Onu yaşarken öldürmektir" demişti
Arkadaşın biri
Yaşamak demiyorum ben buna
Başka çare yoktu
Düştüm bu çukura
Acı vermiyordu hissetmemek
Farkına varana dek
Şimdi acı veriyor hiç olduğunu bilmek
Hiç olmak
Hislerimi kimden satın aldım
Bilmiyorum hangi rüyaya daldım
Bilmiyorum kaç tane koyun saydım
İnsandım ben, gerçek bir insandım
Şimdi hissetmiyorum
Şiir okumaktan korkuyorum
Bencilce bir tutum, biliyorum
Kalemimden üç beş şey çıkıyor
Belki bilincimin altından çıkan tozlardır
Bunlar belki haykırışların fısıldanışıdır
Depresyondayım, bahanem hazır
Acı bir gerçek var olmak
Acı veriyor muydu ki yok olmak?
Acı bir gerçek mi hissiz yaşamak?
Hissiz yazmak?
depresyon, değişim, hissizlik, acı çekmek, ayrılık, hüzün, sessizlik, Eylül geçiyor
Eylül geldi
Üşümeye başlar mı ki
Sefil sesimi duyan olur mu
Nerede o çok seven eski sevgili
Eylül geldi
Yağmurlar yağmaya başladı
Eylül geçiyor
Ben geçemiyorum
Nerede o çok seven gerçek aşık
Pirayeyi öven nazımı döven güzel
Nerede ismine ithaf şiir yazmayacağıma söz verdiğim
Beni sözünden dönen onursuz bir adam yapan
O kafası karışık
Nerede hayatıma yanılgı diyecek cesareti sevgisinde bulduğum
O güzel kaçık
sevgi, sevgili, aşk, ayrılık, hasret, yanılgı, nazım, hikmet, piraye, yağmurlar, eylülYaşamak için küçük umutlar
Yaşamak için küçük umutlara ihtiyacım var
Sen gidersen ne yaparım ben
Kim olurum, kimi bulurum, kimle olurum
Sen gidersen ne yaparım ben
Nefesten soğurum, her şeyden hep yorulurum
Yaşamak için küçük umutlara ihtiyacım var
Etrafım hep büyük insanlar, büyük adamlar
Ve kadınlar, hiç biri avcuma sığmazlar
Yaşamak için gülüşüne ihtiyacım var
Çünkü her gün kayıyor yıldızlar ve
Senin aklında bir biz vardı
Bizim aklımıza gelirmiydi bu
Bizi mesafe mi yıkardı
Yoksa mesafeyi gurur mu sınadı
Yaşamak için küçük umutlara ihtiyacım var
Çünkü odamıza yabancılar girer
Ruhumuzu sarar
Yaşamak için küçük umutlara ihtiyacımız var
Çünkü melekler gelir, ne için varsın diye sorar
Kanatsız melekler, her yerdeler
Ama benden uzaktalar
Yaşamak için küçük umutlar lazım
Yoksa insanlıktan saklanmalı mıyım
Neden hep kötü benim yazım
Yaşamak için nefes mi almalı mıyım?
Ve Ben İkarusum
Yine çelişkideyim
Ben seni istiyorum ama
Sen bana zararlısın
Doktor uzak dur diyor
Yarana dokunandan
Sen bana zararlısın
Oysa ki güneşimsin
Ve ben İkarusum
Sevgili, sevgi, aşk, ayrılık, depresyon, çelişkiBana uyanırsın
18 Temmuz 2020 Cumartesi
05:27
Bir gün bana uyanırsın
Reçeteni keserler, tutuklusun
Parolanda sular akar, iyi misin
Belki bensiz uyurken de huzurlusun
Bir gün karanlıktan korkarsın
Beni ararsın, yalnız kalırsın
“Konuş sevgilim konuş” der ve
Eski bizi bulursun
Biz olup
Bizi ararsın
Dinle beni
18 Temmuz 2020 Cumartesi
05:32
Ben sabaha kadar konuşurum
Sesime beş dakikalık sözleşme yap
On beş dakikadır sarhoşum
Şuursuzum, hadi sen de bize tap
Dinle beni zihnin uyuşsun
Sen gene yalnızlığında beni bulursun
Çok kalabalık ve soğuksun
Memleketinin yağmurunda bir kap su
Dünya karanlığında bin hap su
Sensizlik ne de garip bir şey
Hep varmıydın ki sen, şimdi yoksun
Biz varmıydık hep, bizden yoksun
Şiirler mi sıktı seni artık toksun
Ninnisiz gecelere uyursun
Ben hala küçüğüm
18 Temmuz 2020 Cumartesi
05:37
Sen gecelerden korkmasan da artık
Ben hala küçüğüm, bize sadık
Göğsün yok bana yastık
Hangi hece de kaldık
Söylesene
Sen şimşekleri sayamazdın
Ben şimşeklerle savaşırdım
Yağmur damlasında masum kızdın
Gecenin dördünde bana yazdın
Rüyalarında beni sardın
Gecen karanlık değil artık
Beni karanlıklara saldın
Oysa ben karanlıktım
Kendimden korkar oldum
Uykusuzdum
Uykum vardı hep
Uykusuzum
Uykum kalmadı pek…
İstemedin
18 Temmuz 2020 Cumartesi
06:02
Seslerin vardı, onlarca, binlerce
Sana küfür eden, sana yol gösteren
Seni yoldan çıkaran, sana kötü gelen
Sana iyi gelen seslerin vardı
Biraz alışmıştın onlara, yalnızlık gibi
Ben geldim sonra, küstüler sana
Ben gelince hiç olmadığı kadar sessizdiler
Seslerdi onlar ancak ben gelince işlevsizdiler
Bir şey oluyor bana, anlamlandıramıyorum
Dönüyor dünya diyorlar, dönmese keşke
Dursak bir yerde sonsuza dek, seninle
Yalnız kalmak istemiyordun
Alıştığın yalnızlıktan kurtulmak için bana
Sevdiğin insana, ruhundan parçaya
Uzanıyordun, ne de güzel uzanıyordun
Bir süre geçti, çok kötü oldum
“Yalnızlığa alıştım ben.” dedin
Benimle yalnızlığı bozmak istemedin…
Acaba niye?
18 Temmuz 2020 Cumartesi
06:06
Beni yalnız bırakma diye
Yalvardım öykülerle
Benim kafamı karıştırma
İstedim senden
Acaba niye?
Kötü düşünmek istemedim
Hep iyi olsun istedim
İyi şeyler olsun ki
Bizde iyi olalım
Olmadı
Hep ittin
18 Temmuz 2020 Cumartesi
06:09
“Seni kaybetmekten korkuyorum.”
Dedin bana hep
Bir gün geldi
“Kaybetmek için elinden geleni yaptın.”
Dedim sana
“Seni kaybetmekten korktum hep.”
Dedin ve izin verdin gitmeme
Gitmedim, gitseydim ölecektik
Gidemedim, değişemedim
Aşkımı öldüremedim
Ama unutma
Bir yerden sonra beni hep ittin
Asıl giden sendin
Beni değil, kendini kaybettin
Boşluk
18 Temmuz 2020 Cumartesi
06:13
Yaşamak öyle zor geliyor ki senden sonra
Gerçek misin diye soruyordum sana
“Çıldırıyorum”
“Ben de”
Tutku, aşk, özlem, heyecan
Gerçek mi bu yaşadığım şeyler?
Komadamıyım yoksa?
Ölsem uyanır mıyım?
İstiyorum bunu
Uyanayım
Hayat standartlarımı öyle bir değiştirdin ki
Hiçbir şey anlam ifade etmez oldu
Senin yüzünden demek istiyorum
Değer verdiklerim değerini yitirdi
Ben değerimi yitirdim
Öyle bir girdin ki hayatıma
Hayatımın merkezine koydum seni
“Önce sistemin bir parçası ol
Sistemin içinde büyü, ihtiyaç duyul
Sonra çık sistemden, herkes seni arasın”
Öyle bir şeydi bu herhalde
Ruhumu seninle hissettim ben
Sen değiştin, ben eksildim, sen gittin
O sözlerin bir bütün yapardı beni
Davranışlarınla eksilttin
Şimdi koca bir boşluk var içimde
Işığının gölge oluşturamadığı
Sensizken canımı yakan
Seninleyken ortaya çıkan
Öyle bir boşluk
Yara
18 Temmuz 2020 Cumartesi
06:34
Kimin aklına gelirdi ki?
Tüm yaralarını saranın
Seni en büyük yaraya hazırladığı?
psikoloji, aşk, sevgi, sevgili, ayrılık, düş, düşkırıklığı, hasret, özlem, değişim, karakter, kişilikAğlarım
Bana güzel şeyler hissettirme
Sen de insansın
İhanet edersin
Yalan söylersin
Ve gidersin
Ben de insanım
Özlerim
Bana güzel şeyler söyleme
Bir gün söylediğin tüm güzel şeyleri
Çöpe atarsın
Ben de seni yargılarım
Çünkü söylediğin her şeye inanırım
Bana hiçbir şey vaad etme
Beklerim
Kirletiriz sevgiyi, bir şey beklemeyelim
Beklentisiz sevmek en güzeli
Çok sevişmeyelim
Mesela beni kendine bağlama
Çünkü insansın, gidersin ya
Mahrum bırak beni nimetlerinden
Alışırım sana
Yanarım sen gidince
Yanarım yıllarca
İnsanım ben, ahmak bir insan
Alışırım dudaklarına
Mesela bana öyle bakma
Yılan gibi bakma bana, çok severim seni
Çok seversem, çok yanarım ben
Çok yanarsam, umursamazsın
Giden umursamaz
Kalan ağlar
Sen gidersen ben ağlarım
Ben ağlayınca annem ağlar
Annemi üzme
Bunu bana yapma
Mesela bana masal okuma
Çünkü ben aptal bir çocuğum
Çünkü sen insansın, kandırırsın
Ben seni kanatsız melek sanıp
Her yalanına kanarım
Çünkü insanım ben, yanılgıdan ibaret
İnsan kadarım
Sonra sen değişince, gitmiş olursun
Senden bana kalan, hatıralar olur
Ben o zaman yanarım
Ben yanarsam, gökyüzü ağlar
Gökyüzü ağlayınca dünya yanar
Kısaca söylüyorum, sevme beni
Gerçekten seviyorsun sanarım
Ağlarım
sevgi, aşk, özlem, değişim, ayrılık, hüzün, hasret, ihanet, yalan, beklenti, Binlerce Yağmurlara
Yağmurlar tekrar yağacak
İçim ağlamayı kesti
Gök ağlayacak
Kış gelecek, sen geleceksin
"sana ne oldu böyle" diyeceksin
"bana sen oldun" diyemem
Diyeli çok oldu
Yağmurlar tekrar yağacak
Benim adıma, Zeus ağlayacak
Ben yine Poseidon'a söveceğim
Sen Ankaraya döneceksin
Denizimiz olmayacak hiçbir zaman
Ben yine Poseidon'a söveceğim
İkimiz Medusa kalacağız
Sen ölmüş bir ruh
Ben vücut fonksiyonları idare eden
Ortalama bir beden
Yağmurlar tekrar yağacak
Ben ağlamayacağım
İlaçlarım var benim, senden güçlüyüm
Artık deli değilim
Sadece, kendimden eksiğim
Yağmurlar tekrar yağacak
Benim dizlerim ağrıyacak
Hatırlayacaksın sırılsıklam aşık olduğum günü
"Hiç mi özlemedin be" dedirttim mi sana?
Neler yaşadın, benden uzakta, bir başına
"Hiç mi özlemedin be" dedim bi daha
Yağmur yağacak
Dizlerim ağrıyacak
Sarılacağız toprağa, binlerce yağmurlara
yağmur, zeus, poseidon, medusa, ağlamak, depresyon, ankara, deniz, ölüm, ruh, özlem, hasretBenimsin
Ama duramıyorum ne yapayım
Sen anlamazsan beni kim anlasın
Seni görmeden aşık oldum ben
Tanımadan sevdiklerimdensin
Ama ne yapayım, şu an kalbim karışık
Kafam yaralı, ilaçlıyım
Düşlerim çalışmıyor, sadece kin nefret
Sen olmadın daha
Bitmedin dünyamda
Ben eksiğim senden
Her kimsen
Üzgünüm, sadece sana yazacaktım
Ama yapamıyorum, hala gidene
Hala en sert darbeyi vurana
Kendini özletene yazıyorum
Oysa ki sen, her şeyden güzel geleceksin
Oysa ki sen, umutsun
Sen benim ufkumsun
Sen benim en güzel sözlerimsin
Sen benim yanılgılarımın çıktığı kapısın
Sen benimsin
Hiç olmadığın kadar benimsin
değişim, aşk, sevgi, özlem, hasret, anlaşılmak, beklemekKedimle Yaşarım
Kalbimi kazanmanı istiyorum, çünkü hak et
Hak et ki hakkını ver, kıymetini bil ve öyle tüket
Güvenim yok insandan olana
Kedimle yaşarım dolana dolana
Yılanları kanatlı, ben, kusura bakma
Yüzüme pembe tozlar savurma
Tokluk böyle anlatılmıyor
Sevginin kıymeti de bilinmiyor
Kazanmadığını kaybetmekten korkmazsın
Önüne dizili olanın kıymetini bilmezsin
İnsansın sen, hem güzelsin hem sefilsin
Ben siyahım derdim, insanlığın kiriydim
Çok düşündüm böyle olduğumu sonra kirletildim
Geleceğimden bilmediğim kadar günümü hak et
Beni anla, sonra sev, beni yaşamayı bil ve tüket
Kazanmak gerek, beklentisiz sevilmek, hedef
Sevmek, sevilmek, sevgi, aşk, tutku, özlem, değişim, depresyon, yanılgı, düşünce, duyguUtandığım kadar
Senin dünyandan uzakta
Nazar ve gözden tuzaklar
Var etrafımda
Bir savaşmış bu adeta
Temiz ve kirli yataklar
Var şu anımda
Senin dünyandan bir tuzak var
Benim hayallerim senden uzaklar
Yalancı tanrılar her yerimde
Bizim gerçeğimizi çalacaklar
Seni, beni, bizi, şunu, bunu, onu
Mutlu sanacaklar
Gülerken anladığımıza ağlayacaklar
Gökyüzüne değil gözüne yüzüne bakacaklar
Utan, varlığından utan, yokluğundan utandığım kadar
Senin dünyandan uzakta
Gerçeklik tam bi tuzak be
Gelene kapı açık
Gidene de darbe
değişim, özlem, hasret, sevgi, aşk, gerçeklik, rüya, yanılgı, sevgi, sevgiliDuygularımın uğradığı tecavüz
Üzgünüm sana romantik yüzümü gösteremiyorum
Duygularımdan mahrumum, intikam da istemem
Ben öyle acıya gelemem, birine acı çektirmek acısına
Acısızlığa varım, duygusuzluk bile olsa, acısızlık iyi geliyor
Hislerim elimden alınmış gibi hissediyorum dediğim zamanlar…
İşte o zamanlar en çok hissettiğim zamanlarmış
O kadar çok hissetmişim ki, hislerim overload yapmış
Algımı aşmış
Şimdi aşacak bir algı limitim de yok
İlaçlarım sağolsun, algımı da aldı
Ben verdim daha doğrusu, gönüllüydüm, bu deneye kobaydım
Şizofrenik bir olaydım, çok seviyordum bu yüzden kolaydım
Kiminin gözüne kuzu kiminin gözüne kurttum, ama basit bir saraydım
Ruhsuz bir adam oldum, hissiz, duygusuz, göz yaşı dökemeyen bir adam
Ağlamayı beceremeyen ve bunları istemeyen bir adam
İnsanlar, işte bir insan bir insana daha büyük nasıl bir kötülük
Nasıl bir ihanettir bu
Oyuncağını almak çocuğun elinden güzeldi
Duygularımın uğradığı tecavüz… güzeldi!
değişim, aşk, sevgi, ihanet, ayrılık, acı, psikolojiYenildim
Artık masumluğa inanmıyorum
Bende masum değilim
Herkesin bir kötü yanı var
Ben kör müyüm?
Sadece kötülüğü görüyorum!
Artık masumluğa inanmıyorum
Hepiniz plastiksiniz
Ve birkaç masum kalp kıracağım
Eminim
Ama masumluğa inanmayacağım
Derken inandım
Yenildim
Bende benden değilim artık
Onlardanım
Beni yenmenize zevkle izin verdim
Çünkü acı veriyordu sevmek
Hep yarımım
Çünkü yaşamak zordu
Çünkü ben zayıfım
Ben yanarım
Çünkü olmuyor
Olmadım
masumluk, inanç, aşk, değişim, sevgi, pes etmek, iyilik, kötülük, nankörlükHep Yarınlara
Her insanın algısı farklı
Arada bir frekanslarımız uyuyor
Aşk diyoruz buna
Değişim diyoruz
İhanet diyoruz ayrılığa
Her insanın algısı farklı
Gördüğümüz renkler
Duyduğumuz sesler
Her insanın dünyası farklı
Frekansımız uyuşunca biriyle
Kalamıyoruz orada
Değiştiriyor bizi bu kara dünya
Beyaz dünyayı bırakıyoruz
Güzel yarınlara
Hep yarınlara…
algı, duygu, düşünce, aşk, sevgi, frekans, değişim, düzen, gelecekÖlebilsin
Bunca şey kaybettikten sonra
Hayatı yavaş yaşayasın geliyor
Yavaş yavaş anlamını yitirsin her şey
Zevk alabileyim bir şeylerden
Yavaş yavaş erisin benliğim
Yorulmadan sevişmeden
Bunca şey kaybettik
Nice gülüşler büyüsünü yitirdi
Nice sözler anlamsızlaştı
Aşk en zor bekleyişti
Ama yavaş yaşamalıymış
Bunca şey kaybettikten sonra
Yavaş yavaş yaşamalıymış insan
Ki yavaş ölebilsin yaşarken
Sen gelemedin
Nazımı kınayıp Pirayenin aşkından bahseden sevgilim
Senin eskisi gibi hissetmediğin gün tekrar doğdum ben
Unutma her gün kendimden geçerdim ben, giderdim
Senin aptallığın oldu aptallığımı anlamama neden
Hmm Rosa Parks idölündü senin, hakkından gelemedim
Yenemedim, kadınsın hakkını korumak istemedin sen
Ve ben, yine buradayım, saçma bir uyguluma
Yazıyorum oraya buraya, yazamıyorum tavana
Şarkı söylüyorum ben anlayana, küfür ediyorum anlamayana
Bu günleri de gördük bak acıya dayana dayana
Senden vazgeçmekte güzelmiş, güzelmiş ölmek yana yana
Hayal kurmak yasakmış, gelecek yokmuş sana bana
Merhaba ve ben geldim, hayallerimizi terk ettim
Güle güle diyemedim, elveda diyemedim
Büyük aşkları küçük kelimelerle bitiremedim
Piraye gibi severdin, hislerini bilemedin
Aklımı kemirdim de sana gel diyemedim
Olsun, kendi hakkımdan gelebildim
Sen gelemedin
Akıllanmayan Çocuk
Hala çocukmuşum gibi geliyor
Yetiştiremediğim karakterlerim var
Koskocaman da olsa dünya bana dar
Hayalleri olan bir adamım ben umutlarıyla yaşayan
Her sabah aynaya bakınca afallayan
Bir çocuğum ben, kafası kolay karışan
Hala oturmamış karakterimle yürüyorum
Arada derede gezen kişiliğimle
Sorulara bilmiyorum diye cevap verişimle
Kimliksizliğe bürünmüş kimliğimle
Hala büyümedim ben, safım, şaşkınım
Beş sene sonra olgunlaşırım herhalde
Alışırım gözlerimi açmaya yalan dünlere
Alışırım yalan söyleyip yalandan gülmeye
Alışamadım ama olsun, alışırım
Hala çocuğum ben, peri masallarına inanan
Leyla ile mecnunu gerçek sanan
Aşk fantazilerine kanan
Hala çocuğum ben
Akıllanmayan
Hiçbir şeye inanasım yok, karmaya mesela
Ne anlamı var ki, hep tutarsızım hep tutarsız
Carpe dieme kavuşacak karakterim
Bir eda ve bir veda ile yaşayacağım
Mesela ruha enerjiye yeterince inandım
Saf olan "şey"in varlığına delalet aradım
Yılmadım, yılmadım ama, yılmak istiyorum
Hala çocukmuşum gibi geliyor
Çocuk olduğunu anlayınca büyümüyor insan
Çocuğum hala, şaşkın, sekiz yaşında
Umutları olan, hayalleri olan, masumluğa inanan
Şaşkın bir çocuktan fazlası değilim
Sadece biraz kirlenmiş bedenim
Hasret
Hasret dolar içimde
Arar olur seni gözlerim resimde
Sabrım taşar artık türkümde
Raslanırım bakışlarım yaş dolu eskilerine
Elimden gelen sadece mıhlamamdır secdeye
Tek kaldım sensiz bu halimde...
O
Derdime derman olan, o
Iyiliğimi düşünen, o
Laik gördüğüm, o
Aşk diyebilceğim, o
Ruhumu yumuşatan, o
Allah uğruna arar oldum, nesi ve nesi o.
Ey şehr-i Ramazan
Bu Ay
Mümine canferda değil, kurtuluşa erme ayı;
'Hakikat'ı bilirler, bilseler acımayı...
Bu Ay
Geri çekinilecek değil, faal edilinecek ayı;
'Gerçeğ'i bilirler, bilseler ayırmayı..
Bu Ay
Karagöz seyri değil, gözyaşı dökme ayı;
'Bilinmez'i bilirler, bilseler ağlamayı...
15 Temmuz,bir direniş destanı...
Bugün,günlerden direniş,aylardan Temmuz,akşam on.
Milletime,hazırlanıyor,ölümden de, kara bir son.
Hain gözler kararmış,hain eller tetikte,
Sırtlanlar, tuzak kurmuş,pusuda beklemekte...
Dost uyuyor, dost uyutmakta, koynunda evladını.
Karanlık yüzlü,çehreler,gözlemekte avını.
Saatler yavaşlıyor, gelmesin diye o an,
O hain kalkışmadan,utanıyordu zaman...
Vakti gelmezden önce, bir kıyamettir ki koptu.
Akılları tutulmuş,vicdanları mağluptu.
Ansızın gök kubbeyi,yırtıp geldi havadan,
Bombalıyordu hain,bombalanıyordu vatan...
Bulutlar mı daha soluk,karanlık mı daha kara?
Bir ışık gönder,Ya Rab, ulaşalım sabaha.
İnliyordu sokaklar,caddeler;kan göz yaşı...
Soysuzluğa lanet okuyor, ecdadın mezar taşı...
Bir kımıltı duyuldu,sonra,duvarların ardından.
Hazırlıklar tamam,şehidim, çıkıyor yuvasından.
Ezanlarla,selalarla, mahşeri bir kalabalık,
Son abdestin ıslaklığı,son nefes, son sevdalık...
Ölümü öldürmeye, çıkmış koca bir ulus.
Bir bataklık karşısında,devasa bir okyanus.
Haklı sensin, hak seninle,kahrolacak o deyyus
Bu destan senin destanın,senin halkına,mahsus.
Tek silahı al bayrakla,dökülmüş, sokağa halkım.
Tanklar yollara,dizilmiş, mermilerse üzüm salkım.
Sorma, kim var kim yok diye,gelen var mı, ardımdan?
Sana bir pay düşmez mi sandın, o ilahi yardımdan.
Sen yürü,diren ve korkma,ne el senin,ne kol senin.
Kaderin sebebisin sen,ne can senin,ne yol senin...
Geceyi aydınlatan,alnında ki, o nur senin.
Gün doğunca yaşanılan,gurur senin,onur senin...
Ey Gazim;
Kabarıyorsa göğsün,heyecanla, şahlanıyorsa şah damarların,
Sızlıyorsa, burun kökün,yanaklarına,boşalıyorsa göz yaşların.
Düğüm düğüm,bir çığlık boğazında,ağlamaklıysa hıçkırıkların.
Bu zafer senin,sen bu zaferinsin,bırak,acısın tüm kırıkların...
Ey Şehidim;
Gidiyorsun şimdi sen,beyaz bir atın üstünde ve heybetle,
Geride kalanlar,seyrediyor seni,imrenerek ve hayretle.
Sevdiklerin bize emanet, sen yüksel göğe,izzetle..
Komşusun peygambere artık,doyulmaz bir lezzetle...
Ey Gencim;
Artık senindir,bu kutsal görev,bu kutsal icraat.
Dün ismi,cemiyetti hainin,bu gün ismi cemaat.
Gözün hep üstünde olacak,vatanın,tetikte uyuyacaksın.
Bu 15 Temmuz son değil,onu,yine sen koruyacaksın...
Ey Milletim;
Sarsılır da,gökte yıldızlar,kader baştan yazılır.
Bu gece,koca tarihe,altın harfle kazılır.
Şahlanır da,her bir ferdin,küheylan olur şahlanır,
Sakın eğilme,sen bir çınarsın, çınar ayakta yaşlanır...
Kraliyet sofrasında paranın bir önemi yok ,
Eylemler , Fikirler , Kayıplar ve Zaferler var .
Birkan Çakır
Güzel Kalbli Ablam
Kalbinin güzeliği yüzüne yansımış benim güzel kalbli ablam.
Berlinin güzel insanı,
Sivasın hamaratlı kızı,
Sensin herkezin icini ferahlatan
Ve yine sensin herkezin gönlünü kazanan.
Dualarım hep seninledir ablacan.❤
Ben ne ateşler gördüm kendi heybetinden ölen ,
Ben ne rüzgarlar gördüm bir kıvılcımı söndüremeyen .
Ben ne kullar gördüm kendini bilen ,
Ben ne kullar gördüm rabbi için can veren .
--Birkan Çakır--
Hayat bazıları için adil davranır ,
Sevenler bu kavramın dışında dır.
Birkan Çakır
VARMISIN BİR KEZ DAHA
Tekrarı olmayacaktı hatalarımın ,
Böyle kandırmıştım kendimi ,
Seni, defalarca sevip ,
Tekrar etmekti her şeyi ,
Seninle olmanın en güzel yanı neydi biliyormusun ,
Beni dinlediğini ve anladığını farzetmek ,
Seninle olmanın en acı yanı neydi biliyormusun ,
Seni gitmene rağman yıllarca sevebilmek..
Birkan Çakır
ALIŞMAK ZOR
Alışmak zor ,
Kapılmışım bir fırtınaya ,
Al gönlümü katla ,
Ve bir şiire koy .
Hayat bu aşka dair ,
Kapılmışım bir fırtınaya ,
Ne liman ne kara ,
Hayat mı ? ,
Sensiz bombok.
Hadi kır kıra bileceğin kadar gönlümü ,
Senden bir zerre kalmasın bana ,
Hadi gidebileceğin kadar git,
Nokta sen ol hadi ,
Bitir yarım kalmış bir şiiri.
Yük olursun anana ,
Baban hiç tutmamışki elinden zaten ,
Dostmu ?
Yok öyle bir şey .
Doğru ve yanlış arasında sürükleniyorum bu aralar ,
Gerçi vereceğim karar ne denli doğru olacak ,
Ne kaybedebilirsin diyorum kendi kendime ,
Adın hiç bir perşomende yazmayacak ,
Her kez mutlu rolü yapıyor.
Fakat kimse gülmeyi beceremiyor.
PAPATYALARIN İSİ
Duymayacaklar sesini ,
Niceleri unutuldu ,
Papatyalar da öldüler bir fal uğruna ,
Ne hesap vereceksin Tanrı ya ,
Ne zaman anlacaksın ,
Duymayacaklar sesini ,
Veda et dostlarına bir , bir ,
Sen yokmuşsun gibi yaşayacaklar ,
Duymayacaklar sesini ,
Hayat hep günü güne ,
Sen niye körü körüne be deli gönül ,
Katilsin sen !
Avuçlarına bulaştı bile papatyaların isi ,
Sensiz bir hayat onun için dahaa güzel ...
Yüzüne çarpacak kapılar ,
Kanın akmayacak ama canın yanacak ,
Asık suratlarla bakacaklar ,
Sen kenarı açılmış ayakkabından utanırken ,
Onlar sana gülecek ,
Boyunu aştığı vakit dağlar ,
Kendini küçük hissedeceksin ,
Allah yazdıysa bozssun deme hiç bir zaman ,
O en hayırlısını sunan olacak ,
Gün gelecek kendi ördüğün duvarlar ,
Onların üzerine yıkılacak .
Yanlızlığa aç kollarını ,
Geride kalacak bir çok not var ,
Bazısı kimseye bazısı yokluğa karışacak ,
Yazmaya devam et ,
Boşuna ölmesin onca ağaç ,
Yanlızlığa aç kollarını ,
Kimseler karışamaz kararlarına ,
Küfürleri kimse duymayacak ,
Bağıra bağıra söv istersen ,
Veya sev ölmeden ,
Ağaçlar gibi ..
YANILMA
Ecelin bile karanlık dır dünyada,
Ne an nerede başına çöker de bakar sana bilinmez,
Bu yüzden bazı kullar yaksada mumları.,
Söner bir rüzgarla.
Yalancı olduğu için değil,
Yanıldığı için.
Birkan Çakır
14 Ocak 2016
SENSİZİM
Yere düşse hayallerim, yeşerirdi ,
Gönlün bir toprak kadar değilmiş ,
Sana gelmek istedikçe ,
Gül değil diken oldun avuçlarıma ,
Kanayan yerim kalbimdir..
Seni sevmek ,
Everest'in tepesinde nefes almaya çalışmak gibi ,
VE aşk kadın ,
Zehirdir .
Sigara gibi ..
Seni sordum onlara,
Kaç papatya can verdi avuçlarımda ,
Seviyor dediler birde ,
Yaz Çakır yaz,
Bulaş sayfalara lekeler bırak,
Güneş yarın yine onsuz doğacak.
Şuur
Atesin odunu yedigi gibi
Su-i zan da iyi amelleri yer bitirir dedi (s.a.v)
Kaydi gözüm, düstü yüzüm
Bir giybete kulak kabarttim, indi perde
Koptu dilim, gitti feri gözlerimin
Atesin odunu yedigi gibi
Her bir günahla, bir mücevherimi yitirdim.
Söndü nûrum, tükendi râyiham.
Ars-i âlâdan taa asagilara savruldum.
Derken git gide ufaldim
Gözden düstüm
30.01.2019 - 02.27
Umut merdivenini gördüm ilerde
Istigfar, münajat, farz, kaza, nafile ...
Basamak basamak göklere yükselten
Hatirladim birden 'esref-i mahlukattim'
'Bittim Rabbim' derken ben
Yettim kulum dedigi en kiymetlisiydim Haligin.
Ah aklim, sen de mi bana bi an icin celme taktin ?
07.02.2019 20.23
Sensiz
Beni bana bırakmıyor yanlızlık ,
Her şeye seni katar oldum ,
Kimsede sormuyor bu aralar hatrımı ,
Halimi sormasınlar siktir et ,
Berduşum bu aralar ,
Hayat asla yaşamaya değer değildir ,
Size yalan söylerler .....
Birkan Çakır
TOPRAK
Toprağa ver sırtını ,
Gün gelecek duvar taşımayacak ,
Senin istediklerin başkalarına çıkacak,
Adalet arama Dünya'da,
Hiç bir taşın altından çıkmayacak ,
Mevsimlere aldırış etme ,
Onlar yıllarca birbirini kovaladı ,
Ellerin üşürse ,
Kanın çekilirse ,
Gözlerin bilinmezi süzerse ,
Toprağa ver sırtını ,
Gecen gündüzün olacak ,
Ve af dile Tanrıdan ,
Her hatanın hesabı sorulacak.
-BU BÖYLEDİR-
Düşünmeden çekip gidesi geliyor insanın ,
Senin yaptığın gibi unutası geliyor her şeyi ,
Ve bir süre sonra kahveler de tat vermiyor ,
Gökuşağı gri ye boyanıyor ,
Ve bir süre sonra çekip gidesi geliyor insanın ,
Yalanlara katlanamıyor ,
Ve bir süre sonra gidesi geliyor insanın ,
Geride kalmak istemiyor ,
Herkez çekip gidiyor
-EN ACISIDA BUDUR YA-
İki dudağının arasına saklansa hayat ,
Yanaşmam artık ,
Küllerimi saçarım bulutlara ,
Bir kuyruklu yıldıza saklanırım ,
Bir araç gibi süzülürüm evrenin dört kanadında ,
Dünya dediğin bu diyara adımımı daha atmam .
Herkezin kölesi olduğu üç harf bu ise eğer ,(AŞK)
Var olmamayı dilerim Tanrıdan ,
Damağıma yapıştı ise adın bir parazit gibi ,
Seni başkasının bakışlarında bulamam .
Farklı güneşleri izlerim hiç olmadan ,
Yalnızlığı dizerim beyaz bayraklara ,
Seni bu yola katmam..
Merhamet arıyorsam sıcak bir avuç içinde ,
Anama uzanır ellerim .
Ve sensizde mutlu olabilirim ,,
Bu yolu yanlız bitiririm.
Çıkmıyorsan aklımdan ,
Kestirip atamam belki kaderim bu değip .
Unutamam belki seni galaksinin dört köşesine de adını nakış ederim ,
Özür dileyemem istersen kusurada bak ,
Benim için sadece artık bir isimden ibaretsin ,
Umarı adını başkasın bedeninde duymam artık ,
Gözlerim dolar .
Gerçekten kaybetmiş derim ,
Ve şunu da unutma yanımda olmasanda ,
Unutmam belki ama arada bir seni hatırlaya bilirim .
En acısıda budur ya ,
Seni sen olmadan da sevebilirim.
Birkan Çakır
Darkness is a great curse that destroys you
Birkan Çakır
(Aşk) üç harfe sığmış ,
Sen sayfalara sığamazken ,
Bu nasıl bir gitmek böyle ,
Beni bir zıvanaya hapisedip ,
Bu ne öz güven kadınım ,
Güneşi benden alıp gitmen ,
Mecburiyetten dir geceyi sevmem .
Ulaşamamak nedir biliyor musun sen ?
Ufkun ardı değil ,
Giderken kulağımda çınlayan üç harf (AŞK)
Hiç masum değildir ,
Birkan Çakır
Tutarsız
Nereden başlamalıyım yazmaya ,
Gözlerin olsun isterdim ,
Baktıkça daldığım ,
Daldıkça öldüğüm ,
Ne tatlı bir zehirsin aşk ,
Bulaş sayfalara lekeler bırak ,
Lekeli kadehlere karıştır hayalleri ,
Güneş ondan sonra hiç ısıtmadı bedenimi ,
Bu yüzden karanlığa meğilim.
Birkan Çakır
YANLIZ
Yenilerini ekle sayfalar ,
Hepsi eskiyecek mutluluklar ve dostluklar hatta ,,
Yıldızlardan uzaklara varacak vedalar ,
O'nun gönlüne düşmeyecek .
Geriye kalanları doldur bir kutuya ,
Ve kapat kapıyı ardında ,
Bu gece yıldızlar
Yanlız seyiredilecek.
Birkan Çakır
Sesini Duyamam Titrer Ellerim
İpin ucu kaçtı kaç kez ,
Kaç kez yapıştı damağıma aşkın tortusu ,
Her şeyin sınırı var buralarda ,
Dünya işte,
Hep ufuğun çizğilerine hapsettiler hayallerimi ,
Olurda rüzgar kopartır ve alır şiiri dalından ,
Lekeler bırakıyorum beyaz sayfalara, yarım yamalak ,
Nereden bilrim ki karalanmış bir satırın kanatları çıkıp,
Ufkun üzerine kanat çırpacağını ,
Ve sana ulaşacağını ,
Senin hiç anlamadığın ,
Benim ilâle bet anlatamayacağım ,
Birkan Çakır
INSTAGRAM:cakir_1kan
KALMAMIŞ
Mağripten maşrığa okudum durdum
İbreti alemde meydan kalmamış
Cenuptan şimale şen değil yurdum
İşreti söylemde meyhan kalmamış
Küfemde ne varsa sülbünü sattım
Bir kuru hasırın üstünde yattım
Rindane her türlü hayatı tattım
Beş parmak elimde peyman kalmamış
Geçse de azadlı yıllar aradan
Dağlanmış yüreğim acı yaradan
Tepeler ardında aşı sarıdan
Sırça konağımda mihman kalmamış
Hayatın gitgide bozuldu tadı
Esmiyor bağrıma cananın badı
Gurbette yakıyor sevgili yadı
Gönlümü ovacak peykan kalmamış
Kalmamış diyorum inanki saki
Başımda sundurma külahım baki
Sabırı örmüşüm ibrişim haki
Aklıma yer eden iyman kalmamış
Beşiroğlu ... 05.01.2019
--------------,
MEYHAN- Meyhane, sohbet yeri,
PEYMAN- Kadeh, bardak,
MİHMAN- Misafir, dost.. sohbet ehli,
PEYKAN- Mızrak,
İYMAN- İnanç.. itikat,
ŞAİR ZİHNİ"YLE
"Kör olsun gurbetin kahrı bitmedi,
Gidemem vatana çilem yetmedi."
Diyar-i gurbette hasad bitmedi,
Nideyim hasrete mühled bitmedi.
Bedene yazılmış bu han da kahır,
Çekeriz hasreti sırtımız yağır,
Her demi asır her demi sabır,
Sızılar derinde dinmedi gitti.
Biricik memleket cennet ül mekân,,
Özlemler oyuyor gönüller virân,
Yâd el de gözlerim filan feşmekân
Şarkılar teselli .... âcemaşîran.
Ayağımız köçmüş ruhumuz köçmüş,
Yaranlar gardaşlar rahmete uçmuş,
Arifler meclisi ibrete dönmüş,
Bir âlem olmuştur "ülfetin bağı".
Bahar gelmiş söz de benim ilime
Türküler pelesenk acı dilime
Zihniya düşürdü sancı gönlüme
Acılar sineme düştü ne fayda
Zihniya sendendir Beşire ilham,
Okuyup şirini buldum bir gümân,
Arada olsa da bir hayli zaman,
Şu mahçup sinemi döğer dururum.
Beşiroğlu | 28.11.2015 -ŞAİR ZİHNİ"YLE-
EYLEDİN
Bu cehennem vadi serin mi serin
Bak yine şaşırıp n'isyan eyledin
Leylim çukurundan daha da derin
Süfli niyetleri seyran eyledin
İmdi bu devranda soracak Allah
Öteye kalır mı zavallı bir ah
Sanmaki bilinmez evveli ervah
Çürüttün çiğ sütü ayran eyledin
'Bir hırka bir lokma' hile savını
Hamaset diliyle küfrün tavını
Çiçeğe konmayan arı balını
Bedava bulunca bayram eyledin
Söylerim derdimi hıncım yok benim
Eşkiye doygunum sancım yok benim
Yolumu gözleyen hancım yok benim
Yoğalttın dilimi veyran eyledin
Arif olan anlar ancak bu demi
Nuh nebiden beri yürür bu gemi
Garabet gudubet tamtam erdemi
Başına taç edip hayran eyledin
Örüyor gizlice binlerce vebal
Herşeyi tastamam eksiği helâl
Tırpanlı Şeytanı sanmışsın hilâl
Takkeli İblise şükran eyledin
Beşiroğlu yine başında yeller
Vicdanın sızlıyor ne bilsin eller
İçinde birikmiş coşuyor seller
Yeise düşüben hüsran eyledin
Beşiroğlu ...
KUVVEDEN FİİLE
YİNE AKŞAM
Yine akşam yine içimden geçti,
Dilden çıkıp sözümüze seç geldi,
Gönül kanda şimdi kendinden geçti,
Nazar değdi gözümüze felç geldi..
Değdikçe böğrüme şifâsız sağlar,
Veyl sesleri zihnim maziye bağlar,
Sabır gani lakin beynimde ağlar,
Hazan vakti özümüze güç geldi..
Tadımız yok eyvah ay doğmaz gece,
Dinmiyor dinmez de bu fasit hece,
Korkarım sükûti hayal netice,
Kül denizi közümüze hiç geldi..
Beşiroğlu | 21.08.2015 (YİNE AKŞAM)
***
UCU TELLLİ MAZRUF
Ucu telli mazruf derdim yolladım
Kuru karanfille tuzum içinde
Üstünü filatel pulla doladım
Bilâ mekân attım tozum içinde
Gönlünü gönlüme sardım salladım
Mor dağdan menekşe lale topladım
Şeydayı bülbülden gülü sakladım
Pürmelali beyan lüzum içinde
Mavi düşlerimin içinden seçtim
Son defa diyerek bir dolu içtim
Bizim türkümüzü peşinden geçtim
Hüseyni araban manzum içinde
Beşir’im bu candan geçtim giderim
Nefsime hicrânı seçtim giderim
Al beyaz kefeni biçtim giderim
Kat’a sararmayan yüzüm içinde
Beşiroğlu | 20.01.2016 (Ucu Telli Mazruf)
***
GARGIŞ
Ocağın gapana gapın kitlene
Umaram Allahtan başın bitlene
Üzehen bahanlar senden zıtlana
Yatada gahmayıp uyanmıyasan
Ehmeğin ola da yutamıyasan
Başahan daş gele tutamıyasan
Humarda uduzup utamıyasan
İnşallah helal mal gazanmıyasan
Ocağın yansında duman tütmesin
Torun torbaların davar gütmesin
Allah mal sahabi seni etmesin
Rehmet yağmurunda ıslanmıyasan
Helal lohma yiye garnın doymiya
Cenezende çengi çalıp oyniya
Dalın uzana da meyve vermiye
Be murad olasan uslanmıyasan
Çor tuta hep heste verem olasan
İnşallah İblisten bela bulasan
Cıscıbıl galıpta buza dalasan
Çürüye de seni paslanmıyasan
Hesret çeke çeke geçip gidesen
Bi god zahireye hizmet edesen
Garğışımlan cehennemde sede sen
Gıcır gıcır yanıp yanıp usanmıyasan
Dilerem Mevladan dilin dağliya
Kud olasan da gözün ağliya
Sıfatın töküle başın düğlene
Baş yastuğta yere uzanmıyasan
.....................,,,
BEŞİROĞLU ... 27.10.2018 (GARGIŞ)
***
GÜLENDAM
Hatıran yadelde kaldı yadigâr
Pelesenktir dilde yadın gül endam
Kaşı kömür dideleri kehribar
Kara bahtım güzel kadın Gülendam
Kader bizi güç eyledi zar ile
Gönül niza suç eyledi har ile
Kor alevi seç eyledi nar ile
Kal dilinde kimi andın Gülendam
Şehla gözlerinden akan yaşların
Ok misali kıvrım hilal kaşların
Satenden esvabın şal kumaşların
Leblerine bal mı bandın Gülendam
Tez gelen hazanın tuzu biberi
Virane hayatın pulsuz gideri
Feleğin habire dönen çemberi
Yaman gile hal mi yandın Gülendam
Maşuk durur söyler sözün özünü
Yüreğinde küllenmemiş közünü
Sevmeyince arsız yarin yüzünü
Zülfüyari tel mi sandın Gülendam
Beşiroğlu ... 16.05 2017 (Gülendam)
***
GURBET
Ne yapım ki ay oğul şi’re vurdum kendimi
Dehrin gözü kor ola üregimde bel gibi
Her şey behen yabancı tanuduhlar el gibi
Sabur sinir galmadi yıhamiram bendimi
Kimselere açamam derdim dünyadan böyük
Benim gibin sanmıştım yanaştım ki anlatam
Vallaha az galdi ki şamarı mı patlatam
Zan etti deli meczup payladi beni sümsük
Ola dedim ehretlik neredesen çıh da gel
Meger oda hayınmış gasit silmiş defterden
El de yoh avuçta yoh gün doğmuyor seherden
Gardaşın telef oldi işretlerden bıh da gel
Kime desem derdimi gurbet sen behen vay ver
Kut oldi ayahlarım hepten tağat yok ten de
Beni sahın unutma melmekete giden de
Beşir’in ehvalını dosta düşmana say ver
Beşiroğlu ... 16.03.2017 (Gurbet )
***
BENİ
Öyle yorgunum ki ruhum ganmıyor
Hayalim hercümerc bitap ne çare
Gam dolu şinanay fiskem yanmıyor
Gönülde hezeyan nutuk nakkare
Felek fır fır dönüp bâd etti beni,
Şi'rleri an gelip yad etti beni.
Meşeli koyaklarda eğik rampalar
Nasıl da gövermiş göğe değerken
Yürekler dağınık sönmüş lambalar
O esmer geceye çiğ den düşerken
Kandili üfleyip tad etti beni,
Perdeyi indirip şad etti beni.
Beşiroğlu ... 05.01.2018 (BENİ)
***
LEYLA'YA
Uçun sunam birin birin sılaya
Nehar seherinde varın Leyla’ya
Gam demidir deyin gelsin selâya
Taş yürekten yastığını yaptığım.
Beşiroğlu … 16.08.2018
***
YILMADIM YIKILMADIM
Yılmadım yıkılmadım uğraş telaş geldim hep
Bilmedim nankörlüğü başım dik yürümüşüm
Bir sevda ki aklımda herşeye odur sebep
Çileler manzumesi yazarken sürümüşüm
Başımda kavak yeli eser kıpraşır hala
Kırk yıl geçti aradan gönül gelmedi yola
Kalbe has geldi gayri ondan gelen bin belâ
Ben ışkın esiriyim yaşarken çürümüşüm
Beşiroğlu ... 08.09.2018 (YILMADIM YIKILMADIM)
***
HASMIM YOK
Hasmım yok hicranı delip geçse de
Ateşi cehnemden harmış be gönül
Kalbimi bin defa kırıp geçse de
Sevdası ruhumu sarmış be gönül
Hayali başkaydı zihin ağında
Zümrüt gölgelikli anka dağında
Hasretle beslenmiş bostan bağında
Od yakıp ağlayan yarmış be gönül
Hüzünler içinde kaldı yüreğim
Eğildi büküldü beş parmak elim
Bir şem'a ömürlü hür kelebeğin
Bir asır miadı varmış be gönül
Say Beşir isyanın bin defa söyle
Ağlayıp ağyara şen sefa söyle
Hülasa eyleyip cem cefa söyle
Yüreğin alevi kar’mış be gönül...
Beşiroğlu | 22.07.2016 (HASMIM YOK)
***
İNCEDEN İNCE
Küllenen yaramı kim açar benim,
Uzanır ellerin inceden ince,
Mestane olmuşum pek naçar halim,
Küstürür dillerin inceden ince.
Bismillah ille hû çıkmışım yola,
Pirimden bir medet müyesser ola,28.10.2018
Hicranlar mevsimi vermezse mola,
Tez solar güllerin inceden ince.
Hicranın mevsimi olur mu deme,
Ruhunu acıtıp yakar hengâme,
Derdinin dermanı olur meyhane,
Hesabın perk olur inceden ince.
Meyhane sanma ki köhne bir yerdir,
Kimi zehr olur içtiğin iksir,
Düşürür zevâle şüsesi serttir,
Çaldırır tellerin inceden ince.
Ölmeden ölmeler maşukun işi,
Sırrını bilmeyen bilmez her kişi,
Gaipten haberler veren dervişi,
Yerilir hallerin inceden ince.
Beşir Emrah ile söyleşti kanda
Neşide söyledik aynı zamanda
Tadına doymadık bitti bir anda
Sökülür sellerin inceden ince.
Beşiroğlu | 14.01.2016 (İNCEDEN İNCE)
DEDİLER
Pas tutan öfkesi gelince serde
Sükûtla şehrini yaktı dediler
Son tatlı buseyi aldığı yerde
Öylece ardından baktı dediler
Şehrin o pisişik caddelerinde
Musibet muayyen raddelerinde
Saatin en mahrem haddelerinde
Güle intizardan bıktı dediler
İçinin telaşı derdiyle böyle
Sığlaşıp yoğalan vecdiyle böyle
Akşamın kerahat vaktiyle böyle
Sıyrıldı dünyadan çıktı dediler
Harabat ehliydi badesi şıra
Granit gönlünü yaktı bir çıra
Haykırdı sabrına verdi muhtıra
Tahtını bahtını yıktı dediler
Işkın kıblesinden ayrıldı bu gün
Dergâhtan kovuldu ruhunda sürgün
Birikmiş dilinde n’isyan büsbütün
Şimşekler beyninde çaktı dediler
Dönmeye yeminle kasemler etti
Yürüyüp ardına bakmadan gitti
Har vurdu harmanı savrulup bitti
Gün doğmadan zevâl aktı dediler
Beşiroğlu ... 05.02.2017 (DEDİLER)
***
BULUTLAR
Mavi göle çöktü gri bulutlar,
Meşeli dağları sisle sardılar,
Ağaran koyakta demir pası var,
Rahmeti yerlere döktü bulutlar.
Tüllenen ziyânın sisli şavkıyla,
Siyah gecelerin altun ay’ıyla,
Semanın ipekli şal kuşağıyla
Gamlı divaneye çöktü bulutlar.
Ümitler kesişsin maksut düşmeden,
Hayal dünyasına sükût düşmeden,
Maşukan eynine umut düşmeden,
Gayri döne döne göçtü bulutlar.
Beşire nereden gam geldi böyle,
Kalbini derinden tam deldi öyle,
Ebemkuşağıyla yağmurla şöyle,
Savrulan hayâle düştü bulutlar.
Beşiroğlu ... 14.01.2016
***
GRİMSİ BULUTLAR
Grimsi bulutlar kubbeyi delmiş
Gülerken depreşir göz yaşım benim
Canhıraş telaşe cümlesi yelmiş
Alnıma yerleşir yüz yaşım benim
Gönülde bin dert var viran harebe
Arsız heyulalar dönmüş akrebe
Vehimler gönülde oynar körebe
Yağmurla ıslanır düz kaşım benim
Şimdi gayyalara dalıp gitmişim
Hayatın sihrine kanıp gitmişim
Cehnemden bîhaber yanıp gitmişim
Töhmetle uslanır güz başım benim
Beşiroğlu ... 11.06.2015 (GRİMSİ BULUTLAR)
***
BİR ŞAİRİM
Bir şairim, ömrüm geçti savaşla
Başımı eğemem yoksa huzurum
Yakamı tutturmam kimseye asla
Yıkılmaz pehlivan aslan olurum..
Pusuda bekleyip çevirme beni,
Aklımı zayedip evirme beni,
Gölgemle dövüşüp devirme beni,
Sırtlanı affetmez kaplan olurum..
Enine boyuna cesaretim ben,
Düşmene uyanık ferasetim ben,
Gerekirse kande felâketim ben,
Şimşek gibi akar talan olurum..
Beşirim her daim benim şol devrim,
Tapduk'a emreyim virdim üç çevrim
Gel dokun istersen dönsün de nevrim,
Her dem de başına belan olurum..
Beşiroğlu | 15.03.201 (BİR ŞAİRİM)
***
GİDERİZ
Buralı değiliz hürmetli paşam,
Malımızı satar öyle gideriz.
Gelen ağam giden vali gaymagam,
Nereye dilersen söyle gideriz.
Dönmeyen yolları eresim gelir,
Görestim ben onu göresim gelir,
Esmer saçlarını öresim gelir,
Başında al beyaz şayla gideriz.
Umurum değildir tevatür şu’yu,
Her yiğit değişik başkadır huyu,
Durgun mu akarmış Çoruh'un suyu
İlâhi farz ile Hayy'la gideriz.
Beşiroğlu ... 04.01.2016 (Gideriz)
_____:
Tevatür şu'yu: Dedikodu, kulak dolgunluğu vs., Şayla: Kardenize özgü başa giyilen örtü.
***
YEMİN (Koçaklama)
Bre erenler hemi cümle İblisler duysun
Gayri suç bende kalsın ikbâli zevâl yıksın
Saymam şimden kimseyi erlik meydane uysun
Dal! de.. eğer dalmazsam gök girsin kızıl çıksın
Cevr-ü cefâ gam gibi tene giren çelikse
Yıkacak yar mı yok cep delik cepken delikse
Vuslata hasret gönül yürek belik belikse
Sal! de.. eğer salmazsam gök girsin kızıl çıksın
Gökten yağsa taş dolu yinelense şer devam
Niçin yaşarım söyle yok ise kutsal davam
İnadına bu yer de gelse üstüme akvam
Kal! de.. eğer kalmazsam gök girsin kızıl çıksın
Dolmuşsa yüreğine ümitsizlik yeisi
Çağır gelsin uçmağdan Başbuğ namlı Reisi
Bakir vatan üstüne çöreklenmiş beisi
Sil! de.. eğer silmezsem gök girsin kızıl çıksın
Kuyruk acısı örter muhannetin kalbini
Kıskandırır vallahi sadık Kangal kelbini
Türk'e garez besleyen dahil/hariç sülbünü
Bil! de.. eğer bilmezsem gök girsin kızıl çıksın
Araftayız deyûben avaz eden yiğitlen
Horasan erlerinden Yunus geda mûritlen
Yesevi dergahından yüzbin gazi şehitlen
Gel! de.. eğer gelmezsem gök girsin kızıl çıksın
Beşir yürüsün yine yolların dar bükünden
Deme'm ağır olsa da gam kervanı yükünden
Şehit Halisdemir'len gam dağını kökünden
Del! de.. eğer delmezsem gök girsin kızıl çıksın
Beşiroğlu ... 27.04.2018 (YEMİN | KOÇAKLAMA)
***
- Atsız Ata'ya saygıyla..-
O GECE
O gece ne kadar mahcuptu mehtap
Derinden yaralı bir muğber gibi
Bir açıp bir sönen o meh afitap
Rengârenk saçılan nilüfer gibi
O gece aşınca uca tepeyi
Sundurma altında muhal herşeyi
Otağı çöllenmiş sefil uç beyi
Kalpağın üstünde bir miğfer gibi
O gece diyelim rüya masaldı
Biçare hayattan bana düş kaldı
Kendimden sakladım çapullar aldı
Nöbette uyuyan bir nefer gibi
O gece uyanıp döndüm rüyadan
Aynaya bakınca caydım dünyadan
İğrendim köhnemiş dümdüz hayadan
Elvedâ demeden terkeder gibi
O gece semayı mıh deldi sanki
Ufacık aradan güz geldi sanki
Rûzigâr kalbime bir yeldi sanki
Fikrimi zikrime zerkeder gibi
Ve sabah uyanıp girdim hayata
Geceden yoklayan küstüm memata
Yaylıdan teminen bindim kır ata
Ölmeden ölmeyi farkeder gibi
Beşiroğlu ... 15.12.2017 (O GECE/Nazire)
***
İSTEMEM
Gönül hanesinden bir dem geçersem
Kanmadan vuslata veda istemem
İşret çeşmesinden bir tas içersem
Sâdetli eyyamdan cüda istemem
Bu tene dehr dolmuş toprak olsa da
Gönül mahpesinde tutsak olsa da
Gamıma devayı ortak olsa da
Başımda üç tekbir eda istemem
Talibim ariften izler okurum
Tevrat'tan İncil'den sözler okurum
Baki'den Emrah'tan ezber okurum
Bir başka davûdi seda istemem
Beşirim dehrimle zar u zar oldum
Yirmidört kırattım keş ayar oldum
Harabat yaşadım bî karar oldum
Canıma can için feda istemem
Beşiroğlu ... 31.07.2018 (İSTEMEM)
***
AR GİT İSTERSEN
Merhaba diyesim yoktu bu sabah
Fır döndü fikrimi çeldi gözlerin
Ruhumu kabzetti ahseni günah
Cehennem narına yeldi közlerin
Hoşçakal demeden gittiğin akşam
Neşide yazdırdın sarmal kafiye
Sürgün etti canım şuh bir ihtişam
İnsicam kayboldu sen yoksun diye
Pul yapraklarıyla sarı papatya
Bir tutam gül ile biraz da çalba
Dilber dudağından al benli boya
Dilimde bir bukle esrik murabba
Elveda etmeyip var git istersen
Gölgenin sırtına sindiğin yere
Al benliğimi de sar git istersen
Cinnetin atına bindiğin yere
Beşiroğlu... 15.01.2017 (Var Git İstersen)
***
BU ŞEHİRDE
Bu şehirde yaşamak kolay sanma sen abit
Her taraf yamyam dolu doymuş pozunda elit
Kimi haydut fedai kimi taraf müstebit
Kuzu postunda saklı çakal caddelerinde
Dehşetengiz geçmişin kadim bu şehirinde
Esrarengiz gölgeler, kel alaka mizah var
O sahipsiz beldenin ağlayan nehirinde
Küskün akan seyrinde anlaşılmaz izah var
Beşiroğlu ... 14.10.2018
***
TÜRKÜLER
Yanık bir ney sesi ser de eserken
İçimde depreşir bazı türküler
Gönlüm yad elinde çile çekerken
Yarama bastırır tuzu türküler..
Entarisi basma taze ferikler
'Al Fadimem' ak elinde ibrikler
Dudi dilli sanki meşkten esrikler
Gönlüme indirir buzu türküler..
Beşir bu işrete bahane bulur
Hasreti derinde besleyip durur
Didesin yaşları gamzede kurur
Kalbime sindirir sözü türküler..
Beşiroğlu ... 11.12.2014 (Türküler)
DİYLEN GEL
Ay doğmasın aman uca dağlardan
Giden gitmiş haber olmaz sağlardan
Bir eser kalmamış koruk bağlardan
Gam eleyip dilden dile söylen gel..
Kum doldurmuş katleylemiş nehrimi
Kuyruğundan hörelenmiş kahrını
Nasıl arzedeyim bilmem dehrimi
Coşa coşa sızlayarak eylen gel
Gam bağrımda halelendi dolandı
Çakıl taşı Çoruhumdan kalandı
Hayalimde şikarlarım yalandı
Dam başında öfken dinip diylen gel
Beşir söyle yüreğinde kalmasın
Şen Bayburt'un zümrüt değer elmasın
Ağla ağla yaşlı gözün dalmasın
Bar başında sallan seyit teylen gel
Beşiroğlu ... 23.08.2018 (DİYLEN GEL)
ŞEHRİN BAKİR KULLARI
Şehrin bakir kulları yapayalnız kimsesiz
Günahkar sokaklarda çürüme zirve tavan
His yalanmış yürekler yürüyor elbisesiz
Ayakta durmaz artık orada yaşam yavan
El ele kenetlenmiş kepaze saadetler
Ey maruf neredesin köpüğe mi yaslandın
Nefsine kanat takmış arızî kabahatler
Bitmez arsız şehvetin gelme artık paslandın
Güya and mı içmiştin suya perçin vurmaya
Durup bekleme gayri dağıtılmış kumanya
El alem uca varmış vur de artık zurnaya
Sana da yar olmadı kir damıtılmış dünya
Gri maviyi örtmüş kasevet kusar sanki
Çığ mı düşmüş bu dağa çamur sıvanmış evler
Dilde matem sesi var şekavet hızar sanki
Kibrit değmez dudağa alev kuşanmış devler
Sokaklar çıplak tenha bir sen varsın ortada
Yeryüzü kor karanlık sema delinmiş sanki
Tsunami ardılı vicdanlar işporta da
Sen matemi içerken bir tek mutlu baştaki
BEŞİROĞLU ...28.09.2018 (ŞEHRİN BAKİR KULLARI)
***
ŞEFKAT NERDE
Ben bir Türk’üm hasudlara korku salan ad benem
Bîçare mazlûmların beklediği ahfad benem..
Orduların uğruların diz çöktüğü kat benem,
Akıl başa devşirecek irşat nerde, hat nerde..
Fermansızım dağlar bana alçak gelir dar gelir,
Zümrüt suyu desteylemiş akpürçekli yar gelir,
Bize haram yurttan gayri sevdalanmak ar gelir,
Türk İlini töresini koruyacak zat nerde..
Epey yıllar uyutuldum, efsun ettiler kandım,
Toprağımı parça kupon satanlara inandım,
Kimselere söylemedim susuz kaldım aç kaldım
Şimden geri şu ağyara ağu şeker tat nerde..
Beşiroğlu çok dertlisin hemi de pek isyankâr,
N'isyan ile mâlûl olmuş akıl başta ziyankâr,
Sende köle halketmeyen bir mabuda iman var,
Eyvah ki Vatan haraç mezat olmuş şef/kat nerde..?
Beşiroğlu | 22.04.2015 -ŞEFKAT NERDE-
***
SÖYLE
Ömür gözlerin şuh bakışlarınla
Zavallı kalbimi çalanı söyle
Ruhuma dokunan kaş çatışlarınla
Beni yad ellere salanı söyle
Esrarın yakıyor asalet sende
Ardına bakmadan küsüp gidende
Zararda ziyanda başı önünde
Elleri böğründe kalanı söyle
Yüzünden nikabı kaldırıp şöyle
Yürekten deseydin gel bana öyle
Pembemsi leblerin kızılca lâle
Diline yakışan yalanı söyle
BEŞİROĞLU ... 07.12.2015 -SÖYLE-
***
BEŞİNCİ MEVSİMDE
Daldığın seherden gün döner sanma
Sen gittin gideli soldum ağladım
Maşuğun ahından gül solar amma
Sevda sürgününde seldim çağladım
O demler asildi ruhumu sardı
Dertli yürekleri sevda yakardı
Dil'den istikbale müjde akardı
Seng-i hayalinde kalbim dağladım
Şi'ri gazeline sav olmazdım da
Gidi hayırsıza av olmazdım da
Her yüze gülene tav olmazdım da
Efsûn demlerinde dilim bağladım
Hey Beşir perişan hallerin dersin
Bîvefâ ardından hala gidersin
Umurun var mıdır vire söylersin
Beşinci mevsimde zilim şağladım
Beşiroğlu ... 05.06.2017 (Beşinci Mevsimde)
Şağlamak: Feryadı figan
***
GÖRDÜK
Sarınmış nevbahar böcekler yere
Çeşniyle birlikte sonbahar gördük
Coşkun akar durur ufacık dere
Öfkeyle karışık sis buhar gördük
Diller ekşi soğuyorken sıtmadan
Usulca çıkar mı can acıtmadan
İpi koparılmış tel uçurtmadan
Kuru urganlarla intihar gördük
Gördükte efendim böylesin haşa
Tanrı göstermesin bir daha başa
Ne yasa dinliyor ne ağa paşa
İbretlik bir meddah iftihar gördük
Beşiroğlu ... 15.08.2018 (GÖRDÜK)
BİRAZ HÜZÜN AZICIK ELEM
Getir biraz hüzün azıcık elem
Ruhunda dinmeyen yeisi ekle
Götürme öteye gizli sır matem
Gönlünde yerişen beisi ekle
Kalmasın aklında maziden anı
Yak ne varsa dünden arta kalanı
Derdinle hemi dert ortak olanı
İmdada yetişen reisi ekle
Ruhunda sağalan bir volkan gibi
Damarda serince akan kan gibi
Sesine ses veren yıkık han gibi
Emrine amade enisi ekle
Güz diyorlar erdi işte sonbahar
Sarı yaprakları topluyor rüzgar
Cevrine aşina.. mahşere kadar
Dert hamalı garip munisi ekle
BEŞİROĞLU ... 18.10.2018 (BİRAZ HÜZÜN AZICIK ELEM)
_______:
YEİS- Karamsarlık, üzüntü., BEİS- Engel, uymazlık., REİS- Baş, başkan.. lider., ENİS- Dost, arkadaş. Sevgili., MUNİS- Cana yakın, uysal, sevimli
***
HIRS DÜŞÜRDÜ
Hırs düşürdü nazenine sözlerim,
Esasında ben özünü severim,
Tez indirdi kepengini hemsehrim,
Nedendir bu gayriniza hasetlik.
Alkışlarla kargışlarla harlandık,
Dehr ehlinden ziyadeyle darlandık,
Yanık gani yüreklerde zarlandık,
Muhannetten dara rıza eyledik.
Beşiroglu değme sözün acıdır,
Dil de yanar paslı közün sacıdır,
Şarkılarda hiç dinmeyen sancıdır,
Sadra şifa ferahfeza buselik.
Beşiroğlu ... 04.09.2014 (HIRS DÜŞÜRDÜ)
***
SANKİ
Döndü mor dağlara efkârı geldi
Soğanlı esriği sükundu sanki
Kabaran hisleri çağlayan seldi
Yemyeşil ovayı utkundu sanki
Yanağına düşen yaşları sildi
Her geçen salise daha sefildi
Eğildi büküldü sonra dikildi
Ruhunda volkanlar suskundu sanki
Bu yere dönmeye yemini vardı
Orada erecek hayalin ardı
Gümüş tabakadan cigara sardı
Elem yüreğine dokundu sanki
Kalbinde yelpaze fırtına sustu
Senfonik hırıltı ona kabustu
Aniden başına yıldırım düştü
Telaşla silkindi yutkundu sanki
Hayalle gerçeğin ayrımı zordu
Zamana uymayan kafayı yordu
Küskündü aslında yüreği kordu
Andelipten beter tutkundu sanki
Beşiroğlu ... 08.09.2016 (SANKİ)
UTKUNMAK- Zaptetmek. Zafer. -şiirde içselleşmek-..ANDELİP- Bülbül
***
EYLEDİK
Huzur memleketi Bayburt ilinde
Dudazar tepesi Çoruh nehrinde
Beyböyrek otağı Çerçi köyünde
Geçti gençliğimiz idman eyledik.
Döğüştük barıştık gaflete daldık
Çuvaldız değince bir ibret aldık
Yağlı pamuk urgan ipten atladık
Yırttık perdeleri isyan eyledik.
Yürüdük gurbette canı cebinde
Sılai rahime günün birinde
Dönmeyi düşledik işler bitince
Üç günlük hayatı ziyan eyledik.
Gayrıdan hisseye koştuk koşturduk
Hamasi işlerle coştuk coşturduk
İş başa düşünce şaştık şaşırdık
Deli Dumrul gibi izan eyledik.
Sevdik sevildik ah muradı aldık
Evladı iyâli hayata saldık
Köroğlu misali Ayvaz’a kaldık
Can yoldaşını sultan eyledik.
Son mevsim evveli hüzünler bastı
Memleket ahvali kalpleri sarstı
Hususi dertleri bin defa aştı
Tanrıya şikâyet eman eyledik.
Malamat cevriyle geldik bu yaşa
Seneler sonrası kavim kardaşa
Beşiroğlu deyû bir kara taşa
Akıbeti yazıp bühtan eyledik.
Beşiroğlu ... 21.09.2016
***
EYLEDİN
Bu cehennem vadi serin mi serin
Bak yine şaşırıp n'isyan eyledin
Leylim çukurundan daha da derin
Süfli niyetleri seyran eyledin
İmdi bu devranda soracak Allah
Öteye kalır mı zavallı bir ah
Sanmaki bilinmez evveli ervah
Çürüttün çiğ sütü ayran eyledin
'Bir hırka bir lokma' hile savını
Hamaset diliyle küfrün tavını
Çiçeğe konmayan arı balını
Bedava bulunca bayram eyledin
Söylerim derdimi hıncım yok benim
Eşkiye doygunum sancım yok benim
Yolumu gözleyen hancım yok benim
Yoğalttın dilimi veyran eyledin
Arif olan anlar ancak bu demi
Nuh nebiden beri yürür bu gemi
Garabet gudubet tamtam erdemi
Başına taç edip hayran eyledin
Örüyor gizlice binlerce vebal
Herşeyi tastamam eksiği helâl
Tırpanlı Şeytanı sanmışsın hilâl
Takkeli İblise şükran eyledin
Beşiroğlu yine başında yeller
Vicdanın sızlıyor ne bilsin eller
İçinde birikmiş coşuyor seller
Yeise düşüben hüsran eyledin
Beşiroğlu ... 20.09.2017
***
KURTLAR KOCALDIĞINDA
Kurtlar kocaldığında itler üregen olmuş
Orta meydancılarla kenar seyregen dolmuş
Etrafta çoğalmış hin sürü sürüngen doğmuş
Kalk gidelim ay balam bu el işe yaramaz.
Kolpa yapıyor çapsız haddini hiç bilmeden
Nerden geliyor bu hız rüzgâr dahi esmeden
Alışmış kekâ ayvaz ekmek elden su gölden
Sen ne söylersen söyle bu dil dişe yaramaz..
Beşiroğlu ... 26.02 2017
***
ASAYIM DİYORUM PASLI DİLİMİ
Asayım diyorum paslı dilimi
Kırk yıllık dostuma ruh diyen oldum
Çevrime koymuşlar eski filimi
Tiyatral işlere tuh diyen oldum
Hicret akşamında hep ağlayarak
Matemli abrul da kalp dağlayarak
Hükmeden huzurda bel bağlayarak
El pençe durana yuh diyen oldum
Kurulsun Tanrı'nın mizanı artık
Dilimi kitledim sürgüyle çatık
Saygın sayın naif abiler yatık
Sahte nebilere Nuh diyen oldum
Beşiroğlu ... 25.06.2018
***
OLAYDI
Hak adalet hür müsavat olsaydı
Ekmek elden suyu gölden el ele
Kurt kuzuyla gezmez miydi kol kola
Günah yasak rüya hayat olsaydı
Ne dert, ne ayrılık ve ne bir belâ,
Ne hararet ne hasretlik olaydı,
Ne ayrılık ne gurbetlik olaydı
Ruhlar fenâ bulmaz mıydı meselâ
Ne kalp olaydı, ne gönül ne de dil,
Sabır taşı dikilseydi her yerde,
Çöker miydi aşka demirden perde
Alem rahat heyhat dünya mutedil
Beşiroğlu ... 16.02.2017 (Olaydı)
***
OLDU
Caydım bu hayattan alışamadım
Sebebim bir idi gayri beş oldu
Kimseyle gönlümce barışamadım
Nasibim malamat başım keş oldu
Döküldü yapraklar sinem şaş oldu
Hain felek ile'n yarışamadım
Iyd'a vardım kuru soğan aş oldu
Sabrile kırklara karışamadım
Aşıklar toyunda atışamadım
Ne menem hicrandır bana yaş oldu
Hû deyip nefsimle yatışamadım
Atlastan yastığım tüydü taş oldu
Beşiroğlu ... 23.03.2018 (OLDU)
***
OLMAZ OLSUN
Al yanak üstünde hilal kaşları
Çingene karası zil olmaz olsun
Topuğuna değdi zümrüt saçları
Sürmene çakısı dil olmaz olsun.
Sevdiğim gül çehre övgüye şayan
Tersine tersine yürüdüm yayan
Cepken pik cep delik her yanım üryan
Bir yanıp bir sönen pil olmaz olsun.
Müptelâ olmuşum dilimde senâ
Huzurum kalmadı her ânım fenâ
Girmeden tövbesiz büyük günâha
Yaremi besleyen kül olmaz olsun.
Beşir halin avaz edip inledi
Kahrını sabrile tutup eledi
Ne haşa ne paşa yoldaş dinledi
Hazanda güldüren gül olmaz olsun.
Beşiroğlu | 11.12.2014 (OLMAZ OLSUN)
***
PERİ KIZI
Yastaydım üstüme ferahlık geldi
Afeti muazzam bir güzel gördüm
Gönül yaralarım pek harap idi
Dil harabatıma bir mesel sürdüm
Garip bir rûyanın zenciri oldum
Gönlümün şifası iksiri buldum
Çoban hikâyesi şi'rle uyudum
Rüyamda hep peri kızını gördüm
Beşiroğlu ... 27.01.2017 (PERİ KIZI)
***
POETİK SIZI
Ne dışımdasın ne içimde varsın
Sır gibi müphem pek muhteremsin
Gözde tüten buhar ten de baharsın
Fevkinde bir elem işrette demsin
Beşiroğlu ... (POETİK SIZI)
***
RİNDANE ANLAR
Yine akşam yine içimden geçti,
Vakit hayli hicran kalbe geç geldi,
Gönül sevdi eyvah kendinden geçti,
Neyleyim ahretlik dile felç geldi..
Değdikçe sırtıma o sivri cağlar,
Veyl sesleri beni maziye bağlar,
Sabır gani, dolar beynime ağlar,
Elvedâ demeklik bize güç geldi..
Gönüller tarûmar kalblerde gece,
Dinmiyor dinmedi bu fasit hece,
Korkarım sükûti hayal netice,
Eyvallah etmeklik göze hiç geldi..
Beşiroğlu | 21.08.2015 (RİNDANE ANLAR)
***
NAZİRE
Yahya Kemâl ..!
- Rahmetle anıyorum büyük üstadımızı-
"Bu son fasıldır ey ömrüm, ......................, "
demiş ya; Rindlerin Akşamın'da;
Bu son fasılsa eğer hazana asılıp geç
Sönse de köhne hayat masivadan kaçıp geç.
Ve o büyük kapıdan ellerini açıp geç
Ya kor akşamları yak ya türaba basıp geç.
Değme dursun keyfine rindi yalan âlemin
Kanma köhne eyyama gün seni boğmayacak
Ya arkasından ağla dinmeyen ah, elemin
Ve sayki bu ay bu gün bir daha doğmayacak.
Beşiroğlu | 19.02.2016 (NAZİRE)
***
RUBAİLER
Gün indi vakit işte kavuştu zevâle
Gel bre Abbas artmadan bizdeki nâle
Hasreti döğmeye bir işret olsa yeter
Pişsin dertler neşemize olsun nevale
Beşiroğlu | 18.10.2105 (RUBAİ)
***
Bu mahnı bu ahenk yandırdı bizi
Ala göz bir maral kandırdı bizi
Âlem ağlar dem dem ağlar kâinat
Kerbelâ’da an da sandırdı bizi.
Beşiroğlu ... 2016 (RUBAİ)
***
Dönmek için maziye hafızam n’isyan etti
Gizlediğim sırları âleme âyan etti
Farzı ayn-ı edâ çün huzura vardığımda
İpek libas giyindim anadan üryan etti
Belşroğlu ... 20.09.2016 (RUBAİ)
***
Gurbet yahşi hasret yahşi el güzel
Gamzeleri top top olmuş al güzel,
N’olur bir lahza da çıkıp bize gel,
Dudağında şir-ü şeker bal güzel..
Beşiroğlu ... 2015 (RUBAİ)
***
Okuyup yazmaz olduk fikrimin günahı ne?
Her gönüle dokandık zikrimin eyvahı ne?
Şem'i pervaneyim ben feleğin semahı ne?
Iyd'a perri kuşandık Beşir'in bu ahı ne..?
Beşiroğlu .. 12.09.2017 (Rubai)
____;
Şem: Mum., Semah: Dönmek., halk oyunu (dans)., Iyd: Bayram., Perri: Kanat, uçmak
***
Rüzgârla döndüm pervaneden âkim,
Kanatlarım delik ruhumla geldim,
Ve bir mumluk ömrü bin yıla bedel,
Çile denlerini üğütüp geldim.
Beşiroğlu | 06.12.2015 (RUBAİ)
***
Bu meczup gedanın baş tâcısın sen
Şol garip sevdanın mihrâcısın sen
Andelip eyliyor gülzarda feryât
Eylenmez gönlümün ilâcısın sen..
Beşiroğlu ... 15.05.2017 (RUBAİ)
***
Ben gamlarla dolmuşum gönül efgan eyliyor
Bülbül güle mi değdi gül mü figan eyliyor.
Kanat kanat büyüyen beyzi kuşlar yuvada
Alaturka şarkılar dil de eman eyliyor.
Beşiroğlu 07.01.2017 (RUBAİ)
***
Şikeste günüle murabba şarkı
Dildeste demiyle mahnı söylese
Sakiya cam ile teskin eylese
Yine de döndürmez dildeki çarkı
Beşiroğlu ... 05.06.2017 (SARMAL RUBAİ)
RUBAİ
Gözlerinin çapkın esrik dili var
Sabır şifresinin çelik mili var
Kibir sarayını gülle süslemiş
Bizim hicranede hasret yeli var
Beşiroğlu | 25.09.2016 (RUBAİ)
***
SARMAL HİKÂYE
Geldi geçti iyi kötü yaşadık
Sükûti akıbet değmez şeylerle
Yarım akıl sözde âkil beylerle
Can ocağımızda hayal kotardık
Kandilleri sönmüş bir şehir gibi
Kirli caddelerde sersefil kaldık
Namerde zığ ağu merdine baldık
Yılandan sağalan kür zehir gibi
Şiire, gazele daldık bir zaman
Şarkıya, türküye neşide olduk
Gönül eylemeye vesile bulduk
İşreti âlemde kaldık bir zaman
Hayat sahnındaki müşgül anlarda
Bazı mutrip bazı rind'î başlarla
Bazı makûl bazı hicv'i taşlarla
Çeliğe su verdik izbe hanlarda
Beşiroğlu ... 15 Mart 2016 (SARMAL HİKÂYE)
***
SARMAL İNTİZAR
Sen miydin her gece kapımı çalan
Sen miydin dizimde gözyaşı döken
Elleri koynunda boynumu büken
Sen miydin kalbimin berduşu yalan!...
Sen miydin bırakıp sefilce kaçan
Şuncağız hayatta vefâ bilmeyen
Gidip te bir daha geri gelmeyen
Sen miydin bahtımın baykuşu efgan !...
Beşiroğlu ... 17.09.2015 (SARMAL İNTİZAR)
***
SEÇ BENİ
Düştüm gayri kıraç gri toprağa
Ateş ile soğut beni aç beni
Aç bî ilaç nasıl geldim bu çağa
Ben ne menem faydasızım saç beni
Gurbet acı hasret beter çekemem
Kır bahçeme darı bulsam ekemem
Eynim pörçük belim bükük çökemem
Harman vakti darısızım teç beni
Yıllar varki hasretiyle yanarım
Kaybetmişim hafızamı ararım
Kime olmuş benden başka zararım
Ben özüme hayırsızım geç beni
Beşir derler adım ile sanıma
Dokun da bak aha şu sol yanıma
Ne hengâme yeğlemişim canıma
Can istersen sızım sızım seç beni...
Beşiroğlu ... 16.08.2017 (SEÇ BENİ)
***
DİKİLMİŞİM BEN
(Ömer Halisdemir Şehitimizin aziz hatırasına)
Kibrit şulesi mi yalar yüreğim
El’an kor aleve atılmışım ben
Dilimde hiç tat yok ağlar yüreğim
'Maraşlı Şeyhoğlu Satılmışım ben'
Gecenin köhnemiş karanlığında
Kızılca kıyamet boranlığında
Pespaye niyetin katranlığında
Ne menem düşmanla sarılmışım ben
Şarapnel yağıyor havadan yerden
Sarılmış dört taraf uğursuz şerden
Uçmağa varmak çün kutlu seferden
Şüheda kervana katılmışım ben
Ankara Malatya Edirne Bayburt
Ölmeye değmez mi bu güzel yurt
Ömer'im Halis'im rehberim Bozkurt
Kürşat destanına yazılmışım ben
Milletim yaşasın kıyamete dek
Süzülsün al bayrak gökyüzünde tek
Türk budun verirse dirseğe dirsek
Büsbütün âleme dikilmişim ben
Beşiroğlu | 07.08.2016
***
GETİRDİM
Uzak Asya Hazar Uygur el'inden,
Horasan Buhara Issık gölünden
Has Hacip Kaşkarlı Türk'ün dilinden
Göktürk yazıtından taşı getirdim.
Dönüp bir bakalım şöyle maziye
Ey belleyip düşmanını sez diye
Şah Süleyman emaneti Suriye
Baybars miğferiyle başı getirdim.
Afrin'e yürüyor er oğlu erler
Tarûmar ediyor düşman siperler
Bitecek inşallah berbat haberler
Hatça'dan dualı yaşı getirdim.
Hey Beşir perişan dilin kalender
Yakışmıyor bu hal sana bu keder
Muradın ne ise bir haber gönder
Haine çatılmış kaşı getirdim.
Beşiroğlu ... 24.01.2018 (GETİRDİM)
***
ŞIP DİYE
Şıp diye düşürdü suya tek damla,
Gitgide çoğaldı halkadan halka,
Yoğaldı birleşti gündüz akşamla
Lal olmuş diliyle yalvardı Hakka.
Hiç diyesi vardı tekledi sözü,
Bir daha iç çekti nefesi özü,
Üfledi kor od’u diliyle közü,
Zavallı haliyle yakardı Hakka.
Durdu bir lahza ki ilâhi vecde,
Yüzüstü kapandı yapmağa secde,
Üstünde oturup üç ayak sac da
Gam dolu kalbiyle hıçkırdı Hakka.
Beşiroğlu | 31.12.2015 (ŞIP DİYE)
***
TÜRKÜLER
Yanık bir ney sesi serde eserken
İlmik ilmik dokur hazı türküler
Gönül yad ellerde çile çekerken
Bastırır yarama tuzu Türküler..
Entarisi basma taze ferikler
'Al Fadimem' ak elinde ibrikler
Dudi dilli sanki meşkten esrikler
İndirir gönlüme buzu Türküler..
Beşiroğlu dehre bahane bulur
Hasreti derinde besleyip durur
Dideden inen yaş gamzede kurur
Biçare avazı nazı Türküler..
Beşiroğlu | 11.12.2014 (Türküler)
***
OLDU
Caydım bu hayattan alışamadım
Sebebim bir idi gayri beş oldu
Kimseyle gönlümce barışamadım
Nasibim malamat başım keş oldu
Döküldü yapraklar sinem şaş oldu
Hain felek ile'n yarışamadım
Iyd'a vardım kuru soğan aş oldu
Sabrile kırklara karışamadım
Aşıklar toyunda atışamadım
Ne menem hicrandır bana kaş oldu
Hû deyip nefsimle yatışamadım
Kuştüyü yastığım cana taş oldu
Beşiroğlu ... 23.03.2018 (OLDU)
***
DÜŞTÜ
Sel gider kalır yerde kuma düşmez bir damla
Şimdi arsız gönlüme ansız bir cemre düştü
Yağmur yağarken İl'de dama çıktım lambamla
Damdan yere uzandım alnıma temre düştü
Kalbe vesvese geldi zamanın akışında
Görünen yüz ben miyim ona her bakışımda
Tütünüm yanmaz m'ola çakmağı çakışımda
Üstat imdat hû dedim bahtıma emre düştü
Bşrğl ... 29.12.2017 (DÜŞTÜ)
Temre: Bir cilt hastalığı
***
GEÇİRDİM
Gri hallerimi dur da bir dinle
Şi'rimden bir lahza söyleyip inle
Cennette başbaşa sanki seninle
Çift gördüm hayatı şaşı geçirdim
Kalbimden dilime indirdin sızı
Dilimden düşmedin sen aşk hırsızı
Usandım çilenden gönül arsızı
Ne oyun ne oynaş.. yaşı geçirdim
Bu handa tatmadım mutlu bir günü
Ruhumu okşadın çile sürgünü
Vaveyla içinde ömrün her günü
Omzuma uslanmaz başı geçirdim.
Beşiroğlu ... 21.01.2017 (Geçirdim)
***
KOP TİPİSİ
Bu şimşir gibi buzul heybette,
Artık zamanlarımız kaldı şimdi hepsi bir hayal
Biz çok arşınladık buzul flu yalçınlıkları.
Kurtlar özgürdü o beyaz tepelerde...
Ulumalardan bir mana çözerdik;
Hür ve müstakil..!
Kayalardan aksederdi kar çıngırakları.
Lâyüseldi bize Kop dağlarımız..!
Dere geçitlerimiz
ve eteğinde Lolanli Boğazı,
Aksi seda ederdi bu yüce sessizlikler,
Şehitler hıyabanı,
Sanki Roma’ya uzanıyordu dörtnala kuzeyden
Atilla’nın beyaz atları.
İşte öylesine şevkimiz
Biteviye hırsımız vardı.
Ve o heyecanla bir senfoni yazardık o steplerde
Sarıkız, Temürağa, Garabet oynardık,
Gazel okurduk, ses verirdi ulu dağlar
Sami Kasap, taaa Malatya ovasından, Harputtan,
’Böyle bağlar, yar başın böyle bağlar’, derdi.
Bu davudi ahenk...
Zirvelerden yere inerdi
Havayı nefesimizle nefesimizle ısıtırdık,
Mey sıcaklığında
Terimizle ıslatırdık sıra dağları...
Ve
Bu yalçın beyaz etekler gramafonumuzdu..!
Bize yanık yanık fısıldıyordu, o tok sesiyle:
"Bir yanım Erzingân, vermem Bayburdu", diye...
Biz serdengeçtiydik..
Anadan, yardan, babadan
Baba vatan, Ana toprak, Yar bağrımızdı!..
Vatan şifa bulmayan göz ağrımızdı.
Ses dağlarımızdı, biz Kop Stepleriydik...
Beşiroğlu ... 30.04.2014 (KOP TİPİSİ)
***
KÜSMESİN
Al yeşilli beyaz yenli turnalar,
Seher yeli bizim ordan geçerken,
Yerde gökte kanat vuran sunalar,
Ele güne selâm söyle küsmesin.
Huzur ile kalbi selâm al götür,
Kalmamışsa oralarda hal hatır,
Sen yine de söyleyiver bir satır,
Bilâkayden gavim gardaş kızmasın.
Dil sılaya selam yazıp yolladı,
O taraftan esen yeli kokladı,
Anlatacak çok şey vardı sakladı,
Hatır gönül bilenleri yormasın.
Beşir der mi deli deli hususen,
Hırslarını ceste ceste derinden,
Hamûş ise hayâ ile arından,
Ayarını kimse çıkıp bozmasın.
Beşiroğlu … 01.02. 2016
NE FAYDA
Anladın ki yaşam bir tekâmüldür
Solundan sağına dönen ters dünya
Bir asır toplamı sayki bir gündür
Fırsatın miadı bolsa ne fayda
İnsanlık bir alem binit üstünde
Yedi kandil tekmil ümit içinde
Eğreti alemin sürgit deminde
Ruhsatın süresi dolsa ne fayda
Gönül sarayını yıkan gül isen
Nazenin bedeni yakan tül isen
Yürekte sönmeyen tüten kül isen
Ayarın yirmidört olsa ne fayda
Beşir'im ayarsız bozuk bu ayda
Çırpınır diz boyu küçümen çay da
Kalbi şikest olmuş dil-i hay hay da
Ebeden dünyada kalsa ne fayda
Beşiroğlu ... 19.11.2016
Senin öğrettiğin gibi devam ediyorum hayata ,
Dışardan yemek söylemeyi bıraktım bile hatta ,
Günlük sigara adetini her gün bir adet artırmaya karar verdim ,
Ama hiç bir şey seninleyken olduğu kadar anlamlı değil artık ,
Senin öğrettiğin gibi demlesemde o çayı ,
Acı oluyor ve fark ettim yanlızken bok gibi hayat.
ÖZLEM
Ne kadar aykırıyım hayata ,
Anlamasamda yolunda dolanıyorum bir şeylerin ,
Bunca papatya kimin falı hatta ,
Bilmesemde gerçekleri ,
Öğrenmek için göz bebeklerine bakıp ,
Nakış etmek isterim sevgimi ,
Aşk ilk okuldaki sıralarda.
2010
Bazen soğuk yakar elleri ,
Ateşe uzatıp ısınmasını istediysen ,
Şu an kaybetmişsindir .
Bir el uzanıyorsa o minik parmaklarının arasına ,
Kıymetini bil ,
Kavuştur avuçlarını avuçlarına ,
Herkez tadamıyor o hissi bil istedim.
Bazısının istemesede yanlızlıkdır kaderi ,
Bak kadehe uçuyor havada ,
Sevgidir sebebi ,
Bak tuz,buz oldu aynalar nedir sebebi ?
Ben 2010 da öldüm bilin istedim..
Birkan Çakır
YANLIZLIK KOYARMI ADAMA
Yılı hatırlamıyorum ,
Ayakkabılarımı bağcıklı almaya başladığım dönemler işte ,
O zamanlar bu zamanlarki gibi değil tabi ,
Saçmada olsa tadı kalır damakta ,
En fazla bir hafta küs kalabilirsin dostlarınla ,
En çok Futbol oynardım arkadaşlarla ,
Mahallenin köşesindeki kırtasiyeye giderdik ,
Okul için değil güzel sapanlar satardı ,
Nedenli veya nedensiz gülerdik bir cam kırılsa ,
Yaz gelince can eriklerine dalardık hatta ,
Ne Demli ve saçmasın hayat ,
Değiştiğini gördüm renginin bizzat.
Günü hatırlamıyorum ,
Ama soğuktu hava ,
Dostum kalmamıştı yanımda ,
Saat kaçtı hatta ,
Sor bana kimin nesi var ?
Sor bana yarından sonraya karışırmı yalanlar...
Yanlızlık koyarmı adama ...
Birkan Çakır
NERELERDE SES VAR
Vardınmı yirmi beşe ,
Bu ne sesiz çekip gitmek böyle ,
Güvercinler hala telefon tellerinde ,
Ben kaybettim sanırım daha onyedim de .
Başlangıç ve son arasındaki ince çizğim ,
Bu nedenli sesizliktir ,
Geri gel Güneşin üzerinden Yıldızları sehiredelim.
Birkan Çakır
---
Ne denli saçmasın hayat !
Bizde seni adam sandık ciddiye aldık .
İlim
Binbir nesil, binbir âlim,
Anlat ki çözülsün dilim;
Herkesin bildiği bir bilim,
Fakat bilmiyorsan sana zalim.
#nesil #âlim #dilim #bilim #ilim #zalim #seyyid #ahmed #çiftçiYanlız
Ertesi güne uyan ,
Geceden kalan hiç kimsesizliği ,
Bırak masaya ,
Rüyaydı o ,
Hayat değil ,
Yalan dı o ,
Zaman değil ,
Ben sevmiştim aslı buydu ,
Sen değil.
Birkan Çakır
Gizleyemiyorum nefretimi
Hatırlıyormusun 2010 senesini ,
Okulun arkasındaki duvarda saklanan baş harfleri ,
O zamanadan bu zamana silinen geçmişi ,
Usulca çekip gitmenin sebebini ,
Ve defterlerime saklanan göz yaşlarımı ,
Hepsini yatırıyorum bu gece masaya ,
Bakıyorum bir bir gülüşlerine ,
Artık fark ettim
Kaybettiği tekşey yüzündeki o masumiyetin ..
Ve BİZ aslında....
Birkan Çakır
Mükemmel değiliz
Birkaç cümle ile harika bir şeyi anlatamazssın ,
Büyüzden şiirler hep yarım kalır ..
Birkan Çakır
Ve Her Canlı Ölümü Tadacak
Veda et siyah saçlarına ,
Korkma koyu kahve rengi gözlerin sende kalcak ,
Çoktan bitti yirmi yıl ,
Geriye ne kalacak.
Veda et dostlarına,
Bazıları hayata erken doyacak ,
Ve bir baston al kendine ,
Yükün ağırlaşacak .
Tadını çıkar hayatın ,
Dün yarın gibi olmayacak ,
Gard alma kullara ,
Bir gün herkez orucunu yanlız açacak .
Aynaya bakıp kızma kırışıklıklara ,
Dün yarın gibi olmayacak ,
Gün olacak beyaz bir bez parçası ,
Tüm lekeleri kapatacak .
Rahmet dile o gün sesini duyan bir tek,
Yüce Allah (c.c) olacak.
Birkan Çakır
Sevdam
Bak önüne ne var ileride ,
Kimleri görüyosun söyle bana ,
Ben oradamıyım mesela ,
Rüzgar hala okşuyormu o koca çınarı ,
Kurumuşmu yoksa hala yaşmı ,
Bak önüne sor bakalım kör birine ,
Oda görebiliyormu senin gibi,
Bana gelince ,
Sormaya hakkın yok hiç bir şeyi ,
Ben kör bir oldum senden sonra ,
Ve hala göz kapaklarımın ardında sen gizlisin sevdam....
Birkan Çakır
Rüzgara kapıldım
Rüzgara kapıldm ,
Önce küllerim saçıldı gök yüzüne ,
Kuyruklu yıldızın tozuna karıştı sana karışması gereken hayyallerim ,
Ertesini hiç düşünmeden yok etmeyi seçerken sen ,
Bir bardağa doldurdular hayalleri ,
Adı çay olsun dediler ,
Oda bir tek seninle iken keyifliydi.
Rüzgara kapıldım ,
Senden sonra sürüklendim dipsiz okyanusta ,
O limana hiç varamadım .
Rüzgara kapıldım ,
Adı sende kalsın dediler ,
Sen bizi geride bırakmışken ,
Rüzgara kapıldım .
Yarınları bekleyemezken..
Birkan Çakır
***
Güzelliik gelip geçici ,
Ama sevdiğim hatun faniyatı seçti ,
Napalım yacak bir bok yok kaybettik ....
Eşek cenneti
Derdi dünya olanın var dünya kadar derdi
burağı alan sırat köprüsünü geçti
cehennem acımadan günahkarları biçti
herkesin içinde var cennet için beklenti
nerede namaz nerede niyaz onlar olmazsa yerin eşek cenneti
Öfke
ne kötü şeydir öfke
sanırsın herkes için ilke
birazcık edep birazcık neşe
bak peygamberimizin edebine
Peygamberimiz
anam babam sana feda olsun
sana düşman olanlar kahrolsun
ne pahasına olursa olsun
senin yolunda canım feda olsun
cennette Allah kavuştursun
ben aşkı sende buldum
ben aşkı sende buldum
senin aşkınla kavruldum
senden başkasını istemem
bana seni gerek seni
ah bir kavuşsam Allahım
ah bir kavuşsam
cennetinle buluşsam
bir görsem o cemalini
bilirsin hevesimi
bana seni gerek seni
Işık
En uç dalgayı aşana kadar dı hayat ,
Ucu bucağı kaybolana dek uzaklaştım karadan ,
Dibine doğru süzülürken okyanusun ,
Güneş yerini asil bir şekilde karanlığa bıraktı ,
Çakıl taşı gibi süzülürken okyanusun dibine ,
Gözlerim ışığı aradı ,
Ve farkına vardım ..
Güneş kadar var olmak ,
Karanlığın da hakkıdır..
-my life-
Gelesim yok kendime ,
Çok uzağım zaten ,
Söz etme boşver ,
Şarap yıllandıkça güzel,
Siyaha dal
Kapat gözlerini ,
Saklandığın yerde bul kendini ,
Karanlık değil korktuğun ,
Güneşi batıp gidişi ,
Lütfen Bu Alanı Doldurun
Benim aşkım medcezirlerde erdi gitti ,
Geriye ben ve 21 hiç olmuş yıl kaldı ,
Sevesim yok insanları üzerime gelmeyin ,
Tortu
Hayatın neyi var ki ,
Kısa bir çizği ,
Uzun bir kader,
Gün olur ,
Yanan ateş ,
Kül olur gider..
Günlük söz
Kızmana gerek yok papatyalara ,
Sen fallara inanma yalancı olan onlar aslında,
Birkan Çakır
Günlük söz
Bir isim uzağız bilinmeyene .
Bir gözümüzü kapatırsak öğrenebiliriz belki de..
Birkan Çakır
Günlük söz
Yüreğime batırdığın kıymık ağaç oldu..
Birkan Çakır
Günlük Söz
Her şeye düzenli gibi bakma.
Hayat ardaşık değildir,
Düzen kulun kendisidir..
Birkan Çakır
Herkes nerede-
Elmaslar çamurun içinden çıkar.
Birkan Çakır
-----
Zaman bir ömür koparır bekleyenden.
YALANLARLA YARINLARA
Üzerine göz yaşlarım gibi gökten damla, damla süzülsün yanlızlık,
Kahve fallarında kapını çalacak o kişi hiç çıkmasın,
Benim bu çektiğim acıların sebebi sensin ve kırğın bu kalp yanına kalmasın,
Umudum gözlerinde farklı bir siyah,
Küle çalan gerçeklerle, vedalar arasında kalan bu kalbi,
Senin gözlerinden göremezken,
Sana seninle veda ediyorum,
Birkan Çakır
NEREDESİN ?
Eski tadı kalmadı artık hiç bir olayın,
Yağmurdan sonraki o toprak kokusu da karıştı şehrin tozuna..
Sanıyorum ki kışları da avuçlarım ısınmayacak kahve fincanlarıyla...
Papatyalarda yalan atamayacak fallarda..
Ve bunu sadece bizler (UNUTULANLAR) özleyecek..
BİRKAN ÇAKIR
@cakir_1kan
BANA KALANLAR
Benim sana diyebileceğim ne olabilir ki ,
Buğazıma dizdiğin aşkım
Gözlerime döktüğün yağmurlar,
Ve sayfalar dolusu sensizliğim var.
Yani bırak bana kalsın yaşananlar,
Sende sormaki.
Yaramın tuzu karışmasın denizin kumuna..
BİRKAN ÇAKIR
cakir_1kan
---
İçinde sen olan bir şiir de ne önemi varki edebiyatın..
Birkan Çakır
@cakir_1kan
!! SENİN YÜZÜNDEN !!
Seni sana bırakıyorum ,
İyi yada kötü her şeyi yudu yudum dök gönlüne ,
İki yakası kavuşmasın dedi hayat bize
Sen günü gününe
Ben körü körüne,
Birkan Çakır
-ÖYLE KOLAY DEĞİL ÖLEMİYORSAN YAŞAMAK-
Tercümesi zor hayatın
Ne anlatan biliyor .
Ne de dinleyen anlıyor.
Birkan Çakır
-NE ZAMAN -
Biz ler değilmiyiz toprağın kokusu nu seven ,
Kucaklamak yerine korkan ve vaz geçen .
Dolusu variken ,
Boşu kucaklayan .
Aşkı bulduk tamam da ,
Elimize yüzümüze bulaştırmadık mı ?
Sıra nede peki ?
Cennet i istiyoruzda , Ne yaptık tatmak için ?
Yaz mürekkep yaz !!
Bulaş sayfalara lekeler bırak !
Bende tükeneceğim senin gibi .
Yanlış yaşadım belki demi ,
Yaz kalem yaz !!!
Günn yeniden doğacak .
BİRKAN ÇAKIR
SENİN DOĞRUN BENİM YANLIŞIMIŞ
William Shakespeare : “Olmak ya da olmamak, işte bütün mesele bu! dedi durdu millete .
Benim cevabım : 276 adet papatya ellerimde öldü , Onun duyması gerekenleri soguk duvarlar okudum.
Olanlar hep papatyalara oldu .
Kusura bakma William ama (HASİKTİR ORADAN) .
Olsaydı çok şey değişirdi.....
Birkan Çakır
BİR ANLAMI YOKMUŞ SENSİZ
Ben hiç mutlu uyanamadım
senden sonra,,
Kıştan bir beklentim kalmadı,
Yazı istedim...
Yaz bitiyor neredesin ?
O papatyalar da yalancıymış bu arada,
Hiç sevmemişsin...
Adına dolan sayfalar dışında ,
Ruhuma dolan sensizlik var..
Birde o cafe ye uğrama,
Çayı da bozmuş bizden sonra..
Anlayacağın tadı tuzu yok buraların .
El- veda etti bile çoktan ,
Ben yıllardır bizim için buradayım .......
Birkan Çakır
Anlamlı sözler - Birkan Çakır
Duygusuz insan yapraksız ağaca benzer...
-BİRKAN ÇAKIR
Şerefe- Birkan Çakır
Bize farklı olabilme şansını veren kader,
Acizlerin dik duramayacağını hatırlatıyor bu gün.
Yüzünü şeytan görsün diyor,
Bırak söz etme bile ben son sözümü mahşere sakladım,
Senin yapttığın Sadece kendini görebilmekken,
Senden beni seve bilme ihtimalini istemek saçmalık zaten,
Zaten kırılmış bir hatunsun seni kırmak ,
Bana bir şey katsaydı bunu daha önceden yapamazdım,
Ama bu gün gözümü kırpmadan seni yanlızlar denizine dökebilirim ,
Sanırım benim için onur olurdu ...
Birkan Çakır
Bu bir sonmu aslında - Birkan Çakır
Artık dik duramıyorum ,
Alkışla kendini bu sanatın sahibi sensin,
Aşk kime ne sundu bu güne kadar,
Benim sayfalar dolusu yanlızlığım var..
Kim suçsuz olamasına rağmen özür diledi senden?
Kim hem iğneyi hem çuvaldızı kendine sapladı?
Benim dışında kaç kişi sana farklı olabilme şansı verdi ?
Ellerimde kuvvet kalmadı sana bir çiçek suna bilmek için,
Son kez sevebilmek acizlerin işidir..
Zaman sana aşkı gösterir ,
Zaman sana sevmeyi öğretir.
Zaman sana yanlızlığı sunar...
Zaman sana olabilecekleri değerlendirmek için işaretler verir,
Batan geminin malları sizlere sesleniyorum,
Seve bilmek adam olanların işi ,
Ve bir sabah sizlerde uyanırsın uykudan,
Masalını yazdığınız kadın veya erkek yanınızda yoktur.
ana kalan tek şey yazdığın satırlardır toplarsın bir araya. Bir söz verip tutamamak gibi bir ağırlık çöker üstüne... Yalnız yazdığın satırlarla kalırsın bir başına...
O zaman anlarsınız aslında ..
Birkan Çakır
DİYLEN GEL
Ay doğmasın aman uca dağlardan
Giden gitmiş haber olmaz sağlardan
Bir eser kalmamış koruk bağlardan
Gam eleyip dilden dile söylen gel..
Kum doldurmuş katleylemiş nehrimi
Kuyruğundan hörelenmiş kahrını
Nasıl arzedeyim bilmem dehrimi
Coşa coşa sızlayarak eylen gel
Gam bağrımda halelendi dolandı
Kum havuzu Çoruh havza kalandı
Hayalimde şikarlarım yalandı
Dam başında öfken dinip diylen gel
Beşir söyle yüreğinde kalmasın
Şen Bayburt'un zümrüt değer elmasın
Ağla ağla yaşlı gözün dalmasın
Bar başında sallan seyit teylen gel
Beşiroğlu ... 23.08.2018
Sen Varsan Açlık Bir Başka
Bir ekmek arası köfte
Ya da sucuklu kanepe
Doyurur hepsi ama
Sen varsan açlık bir başka
Annem çağırır içeriden
Kanat yapmış tezelden
Oğlum der, açsan ye
Sen varsan açlık bir başka
Gece olmuş saat iki
Ben yazarım kafam iyi
Biraz da karnım acıktı ama
Sen varsan açlık bir başka
Adabımuaşeret e beklerim. Birkan Çakır
Ben unutamadım .
Çiçekleri ve kelebekleri.
Yolda kalan affan ı .
Her şeyin zamını var diyor timsahlar.
Ölümden arda kalan nerede o kirli aynalar.
Biliyorum solunumumuz bile suni.
Gidiyoruz sorgusuz, suhalsiz
Haiz ve galiz ölüyorum,
Yolum neresi ?
Adabımuaşeret e beklerim.
Birkan Çakır
Bu gün çare gelmen . Birkan Çakır
Bu gün çare gelmen .
Göçmen kuşlar gibi.
Kuş tüyü gibi savrulsan keşke kollarıma.
Derdime dert ol ama gel.
Nefsim olsan terbiye edemem seni belki ama kalbimsin.
Yaşamöyküm kır çiçeğim.
Avlum sana ayrık.
Bu gece gel .
Bozyeli ak yap da gel.
Bu gece gel semaya savrulsun bel bel saçların.
Ak suraların serinliği ile bu gece gel.
Birkan Çakır
Fani hayatın zamanı doldu. Birkan Çakır
Bu gece sevmek yasak.
Son terbiye nefise, yanlızlık.
Aç kalmak bir yük değil.
Ağızım bir parmak hal ister.
Toprak basar ışık gider.
Bu gece sevmek yasak.
Son terbiye nefise yanlızlık.
Keşkelere uzağız , Es-Sabûr yakın..
Tövbe için çok geç ,
Fani hayatın zamanı doldu..
Bu gece sevmek yasak.
Son terbiye nefise yanlızlık.
Ne kağıt parçalarının önemi var burada,
Nede müruruzaman ın..
Bu gece sevmek yasak.
Son terbiye nefise yanlızlık
Ne yaptın El-Afüvv için.
El-Hâlık dan af dile ,
Ve ona Allah de ,
Seni her şeye rağmen yanlızca o sever ve kabul eder...
Birkan Çakır
Hangimiz Neredeyiz Ki - Birkan Çakır
Sandığım dan daha da ötede bir şey varmış.
Ne zamanın tanıdığı ne senin gördüğün nede benim daha evvel duyduğum.
Bir karanlık varmış ışığı içinde barındıran .
Bir aşk varmış için için yanan.
Birde sen varmış sın beyaz sayfalara lekeler bıraktıran.
Dünya hali dünyada kalacak diyorlar ya .
Şu Dünyada kalbin yerine bir taş duvarı sevseydim şimdiye çiçek açardı.
Sen bir yaprak bile vermedin...
Bunlar beni her halimle kabul etmen için değil..
Bir erkeğin kendisi için doğruyu görebilmek adına söylediği bir iki cümledir.
Senin basitleştirip es geçtiğin ,
Beninm yaşadığım ,
Diğerlerinin gördüğü ,
Benim çektiğimdir..
Birkan Çakır
HAYAT - Birkan Çakır
Basamak basamak hayat,
Şu an meçhul aşk, varla yok arası,
17 ye vardım bile 18 i isterken,
20 lik anasonu kokladım 21 de ,
Yanlızlık hoş,
Hiç bir broş'u yok zamanın bana,
Aynalarda çizğiler, ak saçlar,
Renkler cansızlar,
Zorluklar savaş istiyor ,
Ben kuvvett,
Yüreğin yokmu sevmeye ,
Ben titreye titreye ,
Hayatmı ?
Neredennn nereyeeeee....
BİRKAN ÇAKIR
Hayallerime Gömüldüm
18 yasindayim kendime yabancı
Bıkkınlık geldi insanlar sacma ve yalancı
Ailem diyor oku ya memur ol ya aşçı
Hayaller kurardım biraz heves biraz tutarsız
Anlamsız dusunceler kalbimi sardı
Söyleyin Tosun ne zaman sevicek artik
Dört duvar icinde delirdim sandım
Yine kara düşünceler beynimi sardı
Beni öldüren sigara degil hayat denen illet
Bu sozlerimi git ve anlayanlara dinlet
Damarimdan akan her damla kan
Birden fışkıracak bir delikten sabret
Bende biliyorum bu sozlerim sacma
Asla olmadım kendimi düşünen aptal
Iyiyim ama hissediyorum hasta
Duslerim kaliyor sadece lafta
Ölmeden Önce
Her akşamki gibi tekrar başladı bu hissiyat!
Ölmeden önce son sözlerim bunu dikkate al,
Başka bir hayatım olabilirmiydi başka bir hayal,
Özgürlükler hapishanesinde başlamıştı büyük yalan.
Farklıyım ben sanki kırmızı bir papatya,
Yaşamıyorum bu nasıl bir hayat ya?
Her gün aynı şey uyu uyan örnek al,
Ani bir acıyla soğuk bir morgda kalakal.
Yalnız başına kimsen yok orada,
Kulaklarını patlatacak sessizlik kesiliyor bir anda,
Doktorlar yanında,ölüm saatin yazılıyor boş bir kağıda,
Sonsuz yalnızlığım erken geldi bunu hatırla.
Ne kadar sonra kabulleneceksin öldüğünü,
Seni hatırlayan son kişinin gömüldüğünü,
Senin için kaç kişinin üzüldüğünü,
Belkide öldüğün için dost sandıklarının güldüğünü.
İmkansızı Düşlemek
Çok sevmiştim seni en çokta gözlerini
Güveniyorum sana diyordun bana döküyordun içini
O gün geldi küstün bana,istemedim incitmek
Seni beklemek ve imkansızı düşlemek
Güzel günler geçirdik hep yanyanaydık
Sen üzüldüğünde hep ben yanardım
En yalnız anlarımda hep seni hatırladım
Bu hayata tek tutunamadım
Psikolojim bozuldu artık istemedim beklemek
Boş odamda yaptığım tek şey iç sesimi dinlemek
Elimden gelen tek şey barışmayı istemek
Bir parçam daha yok oldu yapacağı şey dönmemek.
Metanet
Günler geçti hala kızgındım
Bir arkadaşı daha hiçe saymıştım
Duygularımın yanaştığı bir rıhtım bombalandı
Yıkıldı hayallerim sadece kırıntısı kaldı
Anlamıyorum bu sahte sevgiyi artık
Dost dediğiniz adamı öncesinde tartın
Çocukluk arkadaşlığım ellerimden kaydı
Çok alttan aldım oda hakettiğini aldı
Zamanında kardeş dedim sorunlarını çözdük
O nun yaptığı ise aç gözlülük
Biz haklı değildik sanki o kraldı
Bir anlık sinirle gözlerim karardı
Doğru dürüst anlatsaydı yardımcı olurdum
Ona kardeş dedim kardeşlikte bir uyum
Gerekliydi herkesin bildiği bir durum
Aslını bilmeden konuşmayın durun
Nasıl güvenebilirim artık senin bu lafların huyun.
Beklerim didem didem
Aşıkların sonmaz taze gülleri.
Yalnızlık kalmış bana bu günden beri.
Yokluğunda değerlendirdim kaderini,
Bir sonraki nefesimi beklediğim gibi.
Ömür olarak sayılırmı, bilmem.
Bildiğim sadece, seni beklerim didem didem.
Birinci
Bak unutma evlatlık da zordur ,
İçindeki yanan tutuşan alev değil kordur.
Meğer pek de ucuzmuş bu adamın hayatı
Bir kere ölünce ister kendinde kabahatı
Kalem
Her halükarda dostumuzdur kendisi
Kağıda dökendir kara düşüncelerimizi
Koyu mürekkebiydi duygularımızın tarifi
Asla olmazdı ne gündüzü ne de gecesi
Uyanırsın insanın elinde
Dile dökersin söyleyemediğimizi
Kelimeler ezberinde
Öğretirsin yanımıza bilmediğini
Mektupta kavgaya barış dersin
Savaşlar halledilir ordusuz
Gazetede haberdar edersin
Kağıtta yazı olarak buluruz
Ama artık unutur olduk biz seni
Yerini aldı teknoloji esintisi
İnsanlar senin değerini unutsa da
Sen bizim yoldaşımızsın hala
Belki ama bir zaman
Kaybolacak bu dünyadan
Tarihte önem kaplayan
Geleceği de mi imzalayan
Kalem
Gecenin rahatı
Yar olmuş, çevrem boş halde.
Gecenin rahatı sırf bana kalmış herhalde...
Ey Hilâl! Anca sen kaldın şu meydana,
Mehtabın bana misafir, sen ile ben yan yana.
Birbirimize destekde bulunmaktayız;
Birbirimize bağlı, kaderi paylaşır, farkındayız.
Sen aydınlatırsın başımı koyduğum secdeyi;
Ben aydınlatırım senin varlığını ve bu düşünceyi.
Sana şimdilik elveda, emanet ruhum.
Allah'ın selamı üzerinde olsun, şafak renkli dostum.
Bir misali
Bu iman, ay misali, gizem gizem batar ya;
Kasvetli mevsim, dikkat çekici, herifi riya.
Dünyâ ardından biraderin zulüm altında;
Geceleri rahat yatan müslümanın vay başına.
Ahmak jön Türk
Bakasın hele Asrî-Hürriyet. Pişman, hiddet.
Taptın batının mabuduna. Yaktın Payitahtı ile şiddet.
Arar olduk o günleri, lakin gelmiş bir kere reddet.
Yaşar oldu gönlümüzde Devlet-i Ebed-müddet.
Sahte dostluk
Gülümsersin her daim saf yüzüme,
Lakin çiğnersin arkamdan din ve töre.
Gün gelir dayanamam bu rezalete!
"Hayır gelmez senden. Elveda yüzü suyu hürmetine!"
Kahramanlığın ilk şartı
Hırsdır belirleyen kahramanı;
Ne altın, ne celal taşır zamanı.
"Oku!" bilinen ilk Allah'ın buyruğu,
İnsan evladı, boş hafızadır hayatın yoksunluğu.