PAPATYALARIN İSİ
Duymayacaklar sesini ,
Niceleri unutuldu ,
Papatyalar da öldüler bir fal uğruna ,
Ne hesap vereceksin Tanrı ya ,
Ne zaman anlacaksın ,
Duymayacaklar sesini ,
Veda et dostlarına bir , bir ,
Sen yokmuşsun gibi yaşayacaklar ,
Duymayacaklar sesini ,
Hayat hep günü güne ,
Sen niye körü körüne be deli gönül ,
Katilsin sen !
Avuçlarına bulaştı bile papatyaların isi ,
Sensiz bir hayat onun için dahaa güzel ...
15 Temmuz,bir direniş destanı...
Bugün,günlerden direniş,aylardan Temmuz,akşam on.
Milletime,hazırlanıyor,ölümden de, kara bir son.
Hain gözler kararmış,hain eller tetikte,
Sırtlanlar, tuzak kurmuş,pusuda beklemekte...
Dost uyuyor, dost uyutmakta, koynunda evladını.
Karanlık yüzlü,çehreler,gözlemekte avını.
Saatler yavaşlıyor, gelmesin diye o an,
O hain kalkışmadan,utanıyordu zaman...
Vakti gelmezden önce, bir kıyamettir ki koptu.
Akılları tutulmuş,vicdanları mağluptu.
Ansızın gök kubbeyi,yırtıp geldi havadan,
Bombalıyordu hain,bombalanıyordu vatan...
Bulutlar mı daha soluk,karanlık mı daha kara?
Bir ışık gönder,Ya Rab, ulaşalım sabaha.
İnliyordu sokaklar,caddeler;kan göz yaşı...
Soysuzluğa lanet okuyor, ecdadın mezar taşı...
Bir kımıltı duyuldu,sonra,duvarların ardından.
Hazırlıklar tamam,şehidim, çıkıyor yuvasından.
Ezanlarla,selalarla, mahşeri bir kalabalık,
Son abdestin ıslaklığı,son nefes, son sevdalık...
Ölümü öldürmeye, çıkmış koca bir ulus.
Bir bataklık karşısında,devasa bir okyanus.
Haklı sensin, hak seninle,kahrolacak o deyyus
Bu destan senin destanın,senin halkına,mahsus.
Tek silahı al bayrakla,dökülmüş, sokağa halkım.
Tanklar yollara,dizilmiş, mermilerse üzüm salkım.
Sorma, kim var kim yok diye,gelen var mı, ardımdan?
Sana bir pay düşmez mi sandın, o ilahi yardımdan.
Sen yürü,diren ve korkma,ne el senin,ne kol senin.
Kaderin sebebisin sen,ne can senin,ne yol senin...
Geceyi aydınlatan,alnında ki, o nur senin.
Gün doğunca yaşanılan,gurur senin,onur senin...
Ey Gazim;
Kabarıyorsa göğsün,heyecanla, şahlanıyorsa şah damarların,
Sızlıyorsa, burun kökün,yanaklarına,boşalıyorsa göz yaşların.
Düğüm düğüm,bir çığlık boğazında,ağlamaklıysa hıçkırıkların.
Bu zafer senin,sen bu zaferinsin,bırak,acısın tüm kırıkların...
Ey Şehidim;
Gidiyorsun şimdi sen,beyaz bir atın üstünde ve heybetle,
Geride kalanlar,seyrediyor seni,imrenerek ve hayretle.
Sevdiklerin bize emanet, sen yüksel göğe,izzetle..
Komşusun peygambere artık,doyulmaz bir lezzetle...
Ey Gencim;
Artık senindir,bu kutsal görev,bu kutsal icraat.
Dün ismi,cemiyetti hainin,bu gün ismi cemaat.
Gözün hep üstünde olacak,vatanın,tetikte uyuyacaksın.
Bu 15 Temmuz son değil,onu,yine sen koruyacaksın...
Ey Milletim;
Sarsılır da,gökte yıldızlar,kader baştan yazılır.
Bu gece,koca tarihe,altın harfle kazılır.
Şahlanır da,her bir ferdin,küheylan olur şahlanır,
Sakın eğilme,sen bir çınarsın, çınar ayakta yaşlanır...
Binlerce Yağmurlara
Yağmurlar tekrar yağacak
İçim ağlamayı kesti
Gök ağlayacak
Kış gelecek, sen geleceksin
"sana ne oldu böyle" diyeceksin
"bana sen oldun" diyemem
Diyeli çok oldu
Yağmurlar tekrar yağacak
Benim adıma, Zeus ağlayacak
Ben yine Poseidon'a söveceğim
Sen Ankaraya döneceksin
Denizimiz olmayacak hiçbir zaman
Ben yine Poseidon'a söveceğim
İkimiz Medusa kalacağız
Sen ölmüş bir ruh
Ben vücut fonksiyonları idare eden
Ortalama bir beden
Yağmurlar tekrar yağacak
Ben ağlamayacağım
İlaçlarım var benim, senden güçlüyüm
Artık deli değilim
Sadece, kendimden eksiğim
Yağmurlar tekrar yağacak
Benim dizlerim ağrıyacak
Hatırlayacaksın sırılsıklam aşık olduğum günü
"Hiç mi özlemedin be" dedirttim mi sana?
Neler yaşadın, benden uzakta, bir başına
"Hiç mi özlemedin be" dedim bi daha
Yağmur yağacak
Dizlerim ağrıyacak
Sarılacağız toprağa, binlerce yağmurlara
Gölgem
Hüzünlü dostum
Sen bana mutluluğu tekrar hissettirdin
Ve ben bunu varlığına borçluyum
Belki de patilerine borçluyumdur
Belki de hiç sahip olamadığım gülüşüne
Yine felsefe yapmak istemiyorum, gölgem
Her adını söyleyişimde biraz daha ben oluyorum
Gölgem
Duydum ki anneni kaybetmişsin
Biraz eksikmişsin
Süt veremem sana küçük dostum
Ben de birini kaybettim
Ve her gün kendimden geçiyorum
Küçük dostum
Gölgem
Ama arkadaşın olabilirim
Sana güzel şarkılar söyleyebilirim
Hastalanma diye endişelenebilirim
Seni yanıma alıp dünyayı gezebilirim
Küçük dostum
Seni bir aydan uzun süre önce aramaya koyuldum
Ama öyle güzel misafirsin ki bana
Sen beni buldun
Küçük dostum
Hüzünlü küçük dostum
Gölgem
Kapşonumu battaniye yaptım sana
Kitap okuyacağım sana
Patilerinle resim çizeceğiz
Üç gözlü kedim olacaksın
Küçük dostum
Kalbimi göreceksin, beni anlayacaksın
Üçüncü gözüm olacaksın
Gölgem
Gölgelerin gözü yoktur gölgem
Gölgeler gözdür
Gölgem
Hüzünlü dostum
Küçük gölgem
Gözlerini kapatmışsın
Kafa hareketlerinden nefes aldığını görebiliyorum
İyi uykular
Tatlı rüyalar
Tanıştığıma memnun oldum
Yarın da tanışalım
Görüşürüz
Gölgem
--Sırr-ı Pinhân--
Gökten nâzil olan hayr mıdır, yohsa bir kizb midir bu?
Yeryüzü dem-â-dem kan içinde, ne ümîd bu?
Bîhûde mi koşar âdem, enhâra doğru,
Hayât-ı cedîd ararken, bu nihâyetsiz suâl bu?
Nedir kulun derdi, kimin dîvânına kuruldun?
Oradaydım dersin, izin istedim, ne buldun?
Dersini bilmediğin imtihânda ne ararsın,
Düşmanından farkın yok, dost olmadıkça yanarsın.
Bir gün sen dahi yanacaksın, cümle pîsliklerinle âteşte,
Harlanacaksın, belki ak olacaksın fî-nihâyede.
Edebî adâleti fehm edersin, sırr-ı âtı saklarsın,
Lâkin unutma, âteşin raksı sen, seni dahî yakarsın.
Birkan ÇAKIR