Üye olmanızın faydaları
  • Kendi şiirlerinizi yayınlalıyınız
  • Özel faaliyetlerden haberdar olun
  • Takip ettiğiniz yazarlardan haberler alın
  • ve çok daha fazlası...

Giriş Yap

Şifrenizi sıfırlayın Kayıt olun

Şifrenizi sıfırlayın

Kayıt olun

Raporu bildir

karşı

Düzeltme yap

Anlamı

Bir şeyin, bir yerin, bir kimsenin, esas tutulan yüzünün ilerisi

Kafiye

Daha fazla Kafiye bul

son 4 harf uygun

son 2 harf uygun

15 Temmuz,bir direniş destanı...

Bugün,günlerden direniş,aylardan Temmuz,akşam on.
Milletime,hazırlanıyor,ölümden de, kara bir son.
Hain gözler kararmış,hain eller tetikte,
Sırtlanlar, tuzak kurmuş,pusuda beklemekte...

Dost uyuyor, dost uyutmakta, koynunda evladını.
Karanlık yüzlü,çehreler,gözlemekte avını.
Saatler yavaşlıyor, gelmesin diye o an,
O hain kalkışmadan,utanıyordu zaman...

Vakti gelmezden önce, bir kıyamettir ki koptu.
Akılları tutulmuş,vicdanları mağluptu.
Ansızın gök kubbeyi,yırtıp geldi havadan,
Bombalıyordu hain,bombalanıyordu vatan...

Bulutlar mı daha soluk,karanlık mı daha kara?
Bir ışık gönder,Ya Rab, ulaşalım sabaha.
İnliyordu sokaklar,caddeler;kan göz yaşı...
Soysuzluğa lanet okuyor, ecdadın mezar taşı...

Bir kımıltı duyuldu,sonra,duvarların ardından.
Hazırlıklar tamam,şehidim, çıkıyor yuvasından.
Ezanlarla,selalarla, mahşeri bir kalabalık,
Son abdestin ıslaklığı,son nefes, son sevdalık...

Ölümü öldürmeye, çıkmış koca bir ulus.
Bir bataklık karşısında,devasa bir okyanus.
Haklı sensin, hak seninle,kahrolacak o deyyus
Bu destan senin destanın,senin halkına,mahsus.

Tek silahı al bayrakla,dökülmüş, sokağa halkım.
Tanklar yollara,dizilmiş, mermilerse üzüm salkım.
Sorma, kim var kim yok diye,gelen var mı, ardımdan?
Sana bir pay düşmez mi sandın, o ilahi yardımdan.

Sen yürü,diren ve korkma,ne el senin,ne kol senin.
Kaderin sebebisin sen,ne can senin,ne yol senin...
Geceyi aydınlatan,alnında ki, o nur senin.
Gün doğunca yaşanılan,gurur senin,onur senin...

Ey Gazim;
Kabarıyorsa göğsün,heyecanla, şahlanıyorsa şah damarların,
Sızlıyorsa, burun kökün,yanaklarına,boşalıyorsa göz yaşların.
Düğüm düğüm,bir çığlık boğazında,ağlamaklıysa hıçkırıkların.
Bu zafer senin,sen bu zaferinsin,bırak,acısın tüm kırıkların...

Ey Şehidim;
Gidiyorsun şimdi sen,beyaz bir atın üstünde ve heybetle,
Geride kalanlar,seyrediyor seni,imrenerek ve hayretle.
Sevdiklerin bize emanet, sen yüksel göğe,izzetle..
Komşusun peygambere artık,doyulmaz bir lezzetle...

Ey Gencim;
Artık senindir,bu kutsal görev,bu kutsal icraat.
Dün ismi,cemiyetti hainin,bu gün ismi cemaat.
Gözün hep üstünde olacak,vatanın,tetikte uyuyacaksın.
Bu 15 Temmuz son değil,onu,yine sen koruyacaksın...

Ey Milletim;
Sarsılır da,gökte yıldızlar,kader baştan yazılır.
Bu gece,koca tarihe,altın harfle kazılır.
Şahlanır da,her bir ferdin,küheylan olur şahlanır,
Sakın eğilme,sen bir çınarsın, çınar ayakta yaşlanır...

Bana uyanırsın
18 Temmuz 2020 Cumartesi
05:27
Bir gün bana uyanırsın
Reçeteni keserler, tutuklusun
Parolanda sular akar, iyi misin
Belki bensiz uyurken de huzurlusun
Bir gün karanlıktan korkarsın
Beni ararsın, yalnız kalırsın
“Konuş sevgilim konuş” der ve
Eski bizi bulursun
Biz olup
Bizi ararsın


Dinle beni
18 Temmuz 2020 Cumartesi
05:32
Ben sabaha kadar konuşurum
Sesime beş dakikalık sözleşme yap
On beş dakikadır sarhoşum
Şuursuzum, hadi sen de bize tap
Dinle beni zihnin uyuşsun
Sen gene yalnızlığında beni bulursun
Çok kalabalık ve soğuksun
Memleketinin yağmurunda bir kap su
Dünya karanlığında bin hap su
Sensizlik ne de garip bir şey
Hep varmıydın ki sen, şimdi yoksun
Biz varmıydık hep, bizden yoksun
Şiirler mi sıktı seni artık toksun
Ninnisiz gecelere uyursun


Ben hala küçüğüm
18 Temmuz 2020 Cumartesi
05:37
Sen gecelerden korkmasan da artık
Ben hala küçüğüm, bize sadık
Göğsün yok bana yastık
Hangi hece de kaldık
Söylesene
Sen şimşekleri sayamazdın
Ben şimşeklerle savaşırdım
Yağmur damlasında masum kızdın
Gecenin dördünde bana yazdın
Rüyalarında beni sardın
Gecen karanlık değil artık
Beni karanlıklara saldın
Oysa ben karanlıktım
Kendimden korkar oldum
Uykusuzdum
Uykum vardı hep
Uykusuzum
Uykum kalmadı pek…


İstemedin
18 Temmuz 2020 Cumartesi
06:02
Seslerin vardı, onlarca, binlerce
Sana küfür eden, sana yol gösteren
Seni yoldan çıkaran, sana kötü gelen
Sana iyi gelen seslerin vardı
Biraz alışmıştın onlara, yalnızlık gibi
Ben geldim sonra, küstüler sana
Ben gelince hiç olmadığı kadar sessizdiler
Seslerdi onlar ancak ben gelince işlevsizdiler
Bir şey oluyor bana, anlamlandıramıyorum
Dönüyor dünya diyorlar, dönmese keşke
Dursak bir yerde sonsuza dek, seninle
Yalnız kalmak istemiyordun
Alıştığın yalnızlıktan kurtulmak için bana
Sevdiğin insana, ruhundan parçaya
Uzanıyordun, ne de güzel uzanıyordun
Bir süre geçti, çok kötü oldum
“Yalnızlığa alıştım ben.” dedin
Benimle yalnızlığı bozmak istemedin…


Acaba niye?
18 Temmuz 2020 Cumartesi
06:06
Beni yalnız bırakma diye
Yalvardım öykülerle
Benim kafamı karıştırma
İstedim senden
Acaba niye?
Kötü düşünmek istemedim
Hep iyi olsun istedim
İyi şeyler olsun ki
Bizde iyi olalım
Olmadı


Hep ittin
18 Temmuz 2020 Cumartesi
06:09
“Seni kaybetmekten korkuyorum.”
Dedin bana hep
Bir gün geldi
“Kaybetmek için elinden geleni yaptın.”
Dedim sana
“Seni kaybetmekten korktum hep.”
Dedin ve izin verdin gitmeme
Gitmedim, gitseydim ölecektik
Gidemedim, değişemedim
Aşkımı öldüremedim
Ama unutma
Bir yerden sonra beni hep ittin
Asıl giden sendin
Beni değil, kendini kaybettin


Boşluk
18 Temmuz 2020 Cumartesi
06:13
Yaşamak öyle zor geliyor ki senden sonra
Gerçek misin diye soruyordum sana
“Çıldırıyorum”
“Ben de”
Tutku, aşk, özlem, heyecan
Gerçek mi bu yaşadığım şeyler?
Komadamıyım yoksa?
Ölsem uyanır mıyım?
İstiyorum bunu
Uyanayım
Hayat standartlarımı öyle bir değiştirdin ki
Hiçbir şey anlam ifade etmez oldu
Senin yüzünden demek istiyorum
Değer verdiklerim değerini yitirdi
Ben değerimi yitirdim
Öyle bir girdin ki hayatıma
Hayatımın merkezine koydum seni
“Önce sistemin bir parçası ol
Sistemin içinde büyü, ihtiyaç duyul
Sonra çık sistemden, herkes seni arasın”
Öyle bir şeydi bu herhalde
Ruhumu seninle hissettim ben
Sen değiştin, ben eksildim, sen gittin
O sözlerin bir bütün yapardı beni
Davranışlarınla eksilttin
Şimdi koca bir boşluk var içimde
Işığının gölge oluşturamadığı
Sensizken canımı yakan
Seninleyken ortaya çıkan
Öyle bir boşluk


Yara
18 Temmuz 2020 Cumartesi
06:34
Kimin aklına gelirdi ki?
Tüm yaralarını saranın
Seni en büyük yaraya hazırladığı?

Leğen

Leğende yıkandığım zamanları hatırlıyorum...

Ne güzeldi.

Sobada ısınmış su, kaynar olurdu.

Leğen maviydi, salonun ortasında dururdu.

Dalin kokmadım hiç, sabun gözümde kururdu.

Isınamadım sensiz ben, göz yaşlarım kururdu.

Su tenimde soğurdu.

Tırnaklarımı keserdi annem.

Kese yapardı bana.

Parmaklarımın ucu kan olurdu.

Tenimden siyah kir çıkardı.

Derim soyulurdu.

Ne de güzeldi o su.

Tenim de soğurdu.

Ne de güzeldi sabun kokusu.

Köpük gözümü vururdu.

Gözümü bulurdu.

Sıcak olurdu su, tenim de soğurdu.

Kaynar diye ağlardım, gözümün yaşı bağrımı yakardı.

Tırnak makası dururdu.

Onu beklerdim, gölgesi kocaman olurdu.

Parmaklarımı keserdi, canım yanardı.

Dünya dururdu.

Dışarıda yağmur yağardı.

Yağmur bitince annem yağmur kesildi derdi.

Sular giderdi, sular kesildi derdi.

Elektrik giderdi, elektrik kesilirdi.

Kocaman bir bıçak dünyanın ortasında dururdu.

Elektriği keserdi.

Gökyüzünde dururdu.

Yağmuru keserdi.

Suyu keserdi.

Sular dururdu.

Ne de yağmurlar yağardı, seller kudururdu.

Selde kaybolmuştu terliğim.

Eşi çöpü bulurdu.

Bulut olurdu gözlerim.

Yer yüzü olurdu o eski halı.

Duvarda dururdu gece lambası.

Gece lambası olurdum.

Uyurdum.

Tırnak makası kanımı akıtırdı.

Annem kese yapardı.

Lifimiz yoktu.

Ama sabun gözümde dururdu.

Sabundu.

En güzel koku sabundu.

Çocuktum.

Annem günde 2 kere yıkamıştı beni.

Balkonumun karşısındaki araziye ateş atmışlardı.

İs olurdu üstüm, annem sinirden kudururdu.

Anneme bağırırdım.

"Anne!" derdim balkonda dururdu.

"Reçelli ekmek at!" diye bağırırdım.

O ekmek nerede şimdi.

Şimdi olsa karnımı doyurmazdı belki.

Belki gözümü doyururdu.

Güneş gökte dururdu.

İnşaatta amcalar küfür eder dururdu.

İlk helikopter gördüğüm günü hatırlıyorum.

Helikopter kocamandı.

Kepçeleri izlerdik.

Üstüm batardı, annem vururdu.

Terlik fırlatırdı, ona sarılırdım.

Terlik dudağımı kanatırdı.

Dudağım annemin olurdu.

Öperdi geçerdi.

Şimdi kalbime hançerler yiyorum.

Öpülecek gibi değil.

Ölümün önüne eğil.

Her rüyada ölürdüm.

Yaşarken değil.

Seni Hala Seviyorum

Sana çok şiir yazıyorum
Sen gittin ben yazıyorum
Sıkıntı değil
Seni çok özlüyorum
Yazıyorum ama sen gör diye değil
Hani bir gün olur da çıkarsam karşına
Hiçbir şey söylemeyeceğim sana
Bu şiirden sonra
Sana çok kızıyorum
İçtenlikle kızıyorum
Sebebini söylemeyeceğim
Bedava verdiğim değerin kıymeti bilinmedi
Bunun da bilinmez
Bil diye de demiyorum
Söyleyince anlamı kalmıyor
Neyse
Ben hala seni seviyorum
Bak içimde hiçbir his yok, hiçbir şey hissetmiyorum
Ama bir sen varsın içimde
Gülümsedim şimdi
Küçüksün içimde
Sarı kakülün gözlerinin önüne düşüyor
Yeşilinde kayboluyorum
Bir sen varsın içimde
Seni hala seviyorum
Ama beni hayatından çıkardın
Hani diyorsun ya "ben salağım"
Son derece katılıyorum sana
Bir kahkaha
Ve tekrar katılıyorum
Senden bir ricam olacak
Ben hala sana değer veriyorum
Lütfen sende kendine değer ver
Lütfen benim sevdiğim kişiye sahip çık
Lütfen gidip ağlama
İnsanlara dikkat et
Farkında mısın bilmiyorum, herkesin gözü senin üzerinde
Ben senden şanslıyım
Güzel değilim ya, bu bir şans bence
Kimse beni güzelliğim için sevmeyecek
Daha derin bir şey olacak ortada
Daha anlamlı, daha gerçek, dayanağı daha güçlü bir şey
Ve ben düşünmeyeceğim, beni ne için seviyor diye
Görüntü gelip geçici diyeceğim, klasik olacak
Mesela karakterimi sevecek birisi
Birisi sarhoşluğumu sevecek, eğlencemi sevecek
Kafa yapımı sevecek, senin deyişinle "eserlerimi" sevecek
Sevebilirler, bende senin gibiyim, kimseyi istemiyorum hayatımda
Çünkü zaten biri var hayatımda
Sen hiçbir zaman, ne yapsan da, ne etsen de
Bizim hayalimizi gerçekten çirkinleştiremedin
Biz hep güzeldik
Hep güzel kalacağız
Bizim gücümüz yetmez ki bizi çirkinleştirmeye
Sana kızgınım
Çünkü senin yanında olmama izin vermiyorsun
Sana kızgınım, başka sebeplerim de var, arada bi' düşün
Kimsenin canını sıkmasına izin verme
Kimse üzemesin seni
Kimseye o narin, iyi kalbi gösterme
Bırak kötü davran insanlara, bak şu çağa
Herkes çıkarı peşinde, kimse seni sen olduğun için sevmiyor
Örnek vermeme gerek yok bence
Veredebilirim
Ama gerek yok
Kimse senin bir damla gözünün yaşını akıtamasın
Bu sana benim görevim
Pınarlarıma sahip çıkasın
Gözünde durduğun adama dikkat et
Bu da sana bir görevim
İyi seç, ben artık aşka inanmıyorum
Seçime inanıyorum, iyi seç
Sana el kaldırmasın…
Benim sarhoşken bir hata edip kızgınlıkla baktığım yüze
Hiçbir zaman mutsuz bakamasın
Onu da mutlu et
Korkma
İyi biri çıkacak karşına
Ama dikkat et
Seç!

ALLAH BİLİR

Başarının temeli fedakarlık demiştiler.
Dokunaklı yalnızlığım ve zarflara sakladığım mektuplarım.
Senden geri kalan her zaafım .
Sen ve anılarım.

Zoraki bir valize sıkıştırıp ,
Karşılayanı olmayacak bir adrese sürgün etmek istiyorum hepsini.
Pisisine kaybetmek istiyorum hepsini.


Başarının temelinde fedakarlık.
Senin üzerinde ahlaksızlık var .


Ey yüreğimin yücelttiği sen .
Aklının ucundan bile geçemezken onun.
Kendi uçurumlarında süzülüyorsun .

Emektar defterim.
Direncin kalmadı sende fire verdin.

Küçücük kadehe kocaman hayat sığmaz.
Taşar tabi papatya kokun sayfalardan.

Bundan öte fedakarlık olmaz.
Birkan Çakır


ALLAH BİLİR


Başarının temeli fedakarlık demiştiler.
Dokunaklı yalnızlığım , ve zarflara sakladığım mektuplarım.
Senden geri kalan her zaafım .
Sen ve anılarım.

Zoraki bir valize sıkıştırıp ,
Karşılayanı olmayacak bir adrese sürgün etmek istiyorum hepsini.
Pisisine kaybetmek istiyorum .


Başarının temelinde fedakarlık.
Senin üzerinde ahlaksızlık var .


Ey yüreğimin yücelttiği sen .
Aklının ucundan bile geçemezken onun.
Kendi uçurumlarında süzülüyorsun .

Emektar defterim.
Direncin kalmadı, sende fire verdin.

Küçücük kadehe kocaman hayat sığmaz,
Taşar tabi papatya kokun sayfalardan.

Bundan öte fedakarlık olmaz.
Birkan Çakır



Yetirdiklerimiz

Yaralı bir gülüşten
Çilekeş bir sevdaya döndü
Ne ayakta kalabildim
Ne de huzur dolu
Evinin karşısındaki
Söğüt ağacının altında bekleyişler
Yağmurda bile üşümeksizin
Yaralı bir gülüşten
Derin bir sevdaya yelken açış
Hatırladın mı siyah telli defteri
Galiba o defter en son bizde kaldı
Şimdi kâğıtlar kalemler ve mutluluklar
Hep telefonlarda saklı

İnsanlar Değişti

İnsanlar değişti
Unutanlar unutulanlar cabası
Geceleri çalışma yok
Sabah ezanı ile açılan dükkanlar kalmadı artık
Güzel insanlar öldü
Esnaf abiler bitti hep
Topluma girerken ayaklarım sürünüyor
İçim hep geri geri kaçıyor
Ben neden hep seksenlerde kaldım
Karşı markete çıkıyorum iki ekmeğe
İçim hep rüzgarlı havalarda acıyor
Misafir kelimesi kalmadı
Odanın biri salon değil artık
Zaten öyle güzel çocuklarda dışarıda
Misket oynamıyor körebe olmuyor
Beştaşın bile bir araya geleceği taş yok sokakta
Eski arabaların kıymete bindiği
Yenilerinin sağlamlığının olmadığı bir zaman bu
Tüpün benzinle yarıştığı
Mesafelerin artıp gittiği
Eskiden iki yüzlüleri bildiğin
Şimdinin ise kaç yüzünün olduğunu bilemediğin…