Ölmeden Önce
Her akşamki gibi tekrar başladı bu hissiyat!
Ölmeden önce son sözlerim bunu dikkate al,
Başka bir hayatım olabilirmiydi başka bir hayal,
Özgürlükler hapishanesinde başlamıştı büyük yalan.
Farklıyım ben sanki kırmızı bir papatya,
Yaşamıyorum bu nasıl bir hayat ya?
Her gün aynı şey uyu uyan örnek al,
Ani bir acıyla soğuk bir morgda kalakal.
Yalnız başına kimsen yok orada,
Kulaklarını patlatacak sessizlik kesiliyor bir anda,
Doktorlar yanında,ölüm saatin yazılıyor boş bir kağıda,
Sonsuz yalnızlığım erken geldi bunu hatırla.
Ne kadar sonra kabulleneceksin öldüğünü,
Seni hatırlayan son kişinin gömüldüğünü,
Senin için kaç kişinin üzüldüğünü,
Belkide öldüğün için dost sandıklarının güldüğünü.
2010
Bazen soğuk yakar elleri ,
Ateşe uzatıp ısınmasını istediysen ,
Şu an kaybetmişsindir .
Bir el uzanıyorsa o minik parmaklarının arasına ,
Kıymetini bil ,
Kavuştur avuçlarını avuçlarına ,
Herkez tadamıyor o hissi bil istedim.
Bazısının istemesede yanlızlıkdır kaderi ,
Bak kadehe uçuyor havada ,
Sevgidir sebebi ,
Bak tuz,buz oldu aynalar nedir sebebi ?
Ben 2010 da öldüm bilin istedim..
Birkan Çakır
Duygularımın uğradığı tecavüz
Üzgünüm sana romantik yüzümü gösteremiyorum
Duygularımdan mahrumum, intikam da istemem
Ben öyle acıya gelemem, birine acı çektirmek acısına
Acısızlığa varım, duygusuzluk bile olsa, acısızlık iyi geliyor
Hislerim elimden alınmış gibi hissediyorum dediğim zamanlar…
İşte o zamanlar en çok hissettiğim zamanlarmış
O kadar çok hissetmişim ki, hislerim overload yapmış
Algımı aşmış
Şimdi aşacak bir algı limitim de yok
İlaçlarım sağolsun, algımı da aldı
Ben verdim daha doğrusu, gönüllüydüm, bu deneye kobaydım
Şizofrenik bir olaydım, çok seviyordum bu yüzden kolaydım
Kiminin gözüne kuzu kiminin gözüne kurttum, ama basit bir saraydım
Ruhsuz bir adam oldum, hissiz, duygusuz, göz yaşı dökemeyen bir adam
Ağlamayı beceremeyen ve bunları istemeyen bir adam
İnsanlar, işte bir insan bir insana daha büyük nasıl bir kötülük
Nasıl bir ihanettir bu
Oyuncağını almak çocuğun elinden güzeldi
Duygularımın uğradığı tecavüz… güzeldi!
Acı Gerçekler
Açık olacağım
Bana ne oldu bilmiyorum
Nerede o tutku dolu adam bilmiyorum
Tedavi diyorlar buna
Ben kendimden oluyorum
Hissetmek güzel bir şey belki de
Anlatmakmış benim olayım
Şiirlerim hislerimden gelmiyormuş
Duygularım düşünceymiş meğer
Hissetmiyormuşum
His dediğim şey ilüzyonmuş
Şimdi ilaçlarla kör olmuşum
Hislerime nankör olmuşum
Beynim bi bavul gibi
Tıka basa dolu
İçinde binlerce
Yüz binlerce cevapsız soru
Onlarca şüphe ejderhası
Tilkilerden meclisler
Anlatılmamış hikayeler
İçine içine atılmış
Acı şeyler
Beynim bi davul sanki
Çalıyor sürekli, sessiz sessiz
İçimde bir çığlık var
Yankısı algımı aştı
Bağırıyorlar
Sisli sisli
Şimdi körüm
Nankörüm
Acı veriyor bana yaşamak
Yaşamak demiyorum ben buna
"bir canlıya antidepresan vermek
Onu yaşarken öldürmektir" demişti
Arkadaşın biri
Yaşamak demiyorum ben buna
Başka çare yoktu
Düştüm bu çukura
Acı vermiyordu hissetmemek
Farkına varana dek
Şimdi acı veriyor hiç olduğunu bilmek
Hiç olmak
Hislerimi kimden satın aldım
Bilmiyorum hangi rüyaya daldım
Bilmiyorum kaç tane koyun saydım
İnsandım ben, gerçek bir insandım
Şimdi hissetmiyorum
Şiir okumaktan korkuyorum
Bencilce bir tutum, biliyorum
Kalemimden üç beş şey çıkıyor
Belki bilincimin altından çıkan tozlardır
Bunlar belki haykırışların fısıldanışıdır
Depresyondayım, bahanem hazır
Acı bir gerçek var olmak
Acı veriyor muydu ki yok olmak?
Acı bir gerçek mi hissiz yaşamak?
Hissiz yazmak?
Nefeslerimde yandı
Kitabım sende kaldı
Okumayı özledim ben, okuyamıyorum
Küçük hasta bir çocuğum şimdi
Hissiz kalmaya doyamıyorum
Ayracım avuçlarında, seninle ayırdım
Hayatımı
Kitabım sende kaldı
Okumayı özledim ben, okuyamıyorum
Zor geliyor anlamak şiirleri şimdi
Hissiz kaldım, kafamı bulamıyorum
Ayracım hediyem sana
Seninle ayırdım, hayatımı
Kalemim bende
Her sayfa, her satır, her nokta ve her hece
Nefesine addedilmiş bin bir gece
Duyulmamış binlerce cümle
Yüzlerce karalanmış peçete
Sende kaldı hepsi sende
Kitabım sende kaldı
Peyamiyi özledim ben, genç, hasta peyami
Aşkta ve hayatta hem samimi hem acemi
Boşa yazıyorum ben, boşa soluduğum gibi
Dimi
Söyle Peyami
Söyle ki sarsın tutku şu saçma alemi
Kitabım sende kaldı
Hasta küçük bir çocuğum şimdi
Okumayı beceremiyorum
İlerleyemiyorum senden ileri
Hayalim yarım kaldı
Sana on kitabım vardı
Hayalin derinliklerinde
Yalanların beni sardı
Ve leyla ile mecnun
Nefeslerimde yandı
Ölmüyor içimde ki o çocuk
Öyle bir ihtilaf sardı ki varlığımı
Hiç böyle şaşırmamıştım zihnime
Meğerse kalbime dokunanmış zihnim
Alışamıyorum bu yeni, saf, salak bedene
Bir karmaşa içerisinde yüzmekteyim
Anlaşılmam mümkün değil, çelişkideyim
Hislerimi nasıl tarif edeyim, nasıl becereyim
Bilmiyorum, kıskanıyorum inananları
Kıskanıyorum toz pembe masallara kananları
Özlüyorum eski halimi, acı çekse de yaşayan beni
Acı denizinde yüzmek benim işim olmuştu
Oradan istifa edince hissizlik boşluğu diye bir şey oluştu
Kafamda ki tilkiler kalbimi unuttu
Ejderhalarla birlikte zihnimi esir tuttu
Nasıl anlatabilirim ki kendimi, eminken anlaşılmamaktan
Niye yazıyorum ki bu tonla heceyi
İşim ne, bıktım gerçeklerden saklanmaktan
Apaçık oluyorum kendime, "sevmiyorsun onu" desem de
Bir illüzyon vuruyor alnımdan, sancıyla kalbimde
Bir isim gitmiyor aklımdan, iki hece dilimde
Ben bıraksam da onu, bırakmıyor geçmişim, peşimde
İşte öyle bir ihtilaf sardı varlığımı
Doğruyu bilmekti yegane niyetim
Doğruyu bilince benden bana ben kaldı mı?
Doğru dediğim şeyle varlığımı yeni bir illüzyon sardı mı?
Nereden baksan cinayet, tek eksik ceset
Ben şuursuzca, ruhsuzca satırları yazarken
Sen okuyucu, nasıl beceriyorsun hissetmeyi
Benim duygularım yok içimde diyorum
Sen duygulanıp, "çok duygusalsın, boş ver" diyorsun
Bilmiyorum, basit işte
Duyguları zihnimle taklit ediyorum
Ölmüyor içimde ki o çocuk
Sadece ruhumu terk ediyorum
Evet bir yanım ilaçlı, ne diyeceğini şaşırmış
Aklımda ki ejderhalar tilkileri kaçırmış
Diğer yanım hasta, aklı fikri yasta
Duyguyu bıraktım ben, iki arka sokakta
Evet bir yanım ayık geziyor, her adımda düşüyor
Eksik tilkiler fazla ejderler, beni benden ediyor
Öyle bir ihtilaf sardı ki varlığımı
Kör oluyorum ufukta
Öyle bir şey ki bu, umutsuz kalıyorum soğukta
Ama beceremiyorum, ölmüyor içimde ki o çocuk!
Bir algı oyunu bu yaşam dedikleri
Boşa gidiyor her gün ektikleri…
Müphem
Gökyüzünü seyrettim, yıldızları saydım
Yemek yaptım,dışarı çıktım.
Bir kedi,battaniye,kanepe koltuk
Nafile dolmadı içimdeki boşluk.
Neye uzatsam ellerimi
Anlamsızlık boyadı gözlerimi
Varlığım yok ama ölmek nasıl bir duygu?
Gittikçe hissizleşiyorum
acep bu mu insanın sonu?
Gece oldu,kulakları tırmalayan bir sessizlik
Her zerrede koca bir belirsizlik
Mânalar kelimelerin arkasında sinik
Bakıyorlar bana dik dik.