Ölmeden Önce
Her akşamki gibi tekrar başladı bu hissiyat!
Ölmeden önce son sözlerim bunu dikkate al,
Başka bir hayatım olabilirmiydi başka bir hayal,
Özgürlükler hapishanesinde başlamıştı büyük yalan.
Farklıyım ben sanki kırmızı bir papatya,
Yaşamıyorum bu nasıl bir hayat ya?
Her gün aynı şey uyu uyan örnek al,
Ani bir acıyla soğuk bir morgda kalakal.
Yalnız başına kimsen yok orada,
Kulaklarını patlatacak sessizlik kesiliyor bir anda,
Doktorlar yanında,ölüm saatin yazılıyor boş bir kağıda,
Sonsuz yalnızlığım erken geldi bunu hatırla.
Ne kadar sonra kabulleneceksin öldüğünü,
Seni hatırlayan son kişinin gömüldüğünü,
Senin için kaç kişinin üzüldüğünü,
Belkide öldüğün için dost sandıklarının güldüğünü.
İmkansızı Düşlemek
Çok sevmiştim seni en çokta gözlerini
Güveniyorum sana diyordun bana döküyordun içini
O gün geldi küstün bana,istemedim incitmek
Seni beklemek ve imkansızı düşlemek
Güzel günler geçirdik hep yanyanaydık
Sen üzüldüğünde hep ben yanardım
En yalnız anlarımda hep seni hatırladım
Bu hayata tek tutunamadım
Psikolojim bozuldu artık istemedim beklemek
Boş odamda yaptığım tek şey iç sesimi dinlemek
Elimden gelen tek şey barışmayı istemek
Bir parçam daha yok oldu yapacağı şey dönmemek.
Hangimiz Neredeyiz Ki - Birkan Çakır
Sandığım dan daha da ötede bir şey varmış.
Ne zamanın tanıdığı ne senin gördüğün nede benim daha evvel duyduğum.
Bir karanlık varmış ışığı içinde barındıran .
Bir aşk varmış için için yanan.
Birde sen varmış sın beyaz sayfalara lekeler bıraktıran.
Dünya hali dünyada kalacak diyorlar ya .
Şu Dünyada kalbin yerine bir taş duvarı sevseydim şimdiye çiçek açardı.
Sen bir yaprak bile vermedin...
Bunlar beni her halimle kabul etmen için değil..
Bir erkeğin kendisi için doğruyu görebilmek adına söylediği bir iki cümledir.
Senin basitleştirip es geçtiğin ,
Beninm yaşadığım ,
Diğerlerinin gördüğü ,
Benim çektiğimdir..
Birkan Çakır
Yüzüne çarpacak kapılar ,
Kanın akmayacak ama canın yanacak ,
Asık suratlarla bakacaklar ,
Sen kenarı açılmış ayakkabından utanırken ,
Onlar sana gülecek ,
Boyunu aştığı vakit dağlar ,
Kendini küçük hissedeceksin ,
Allah yazdıysa bozssun deme hiç bir zaman ,
O en hayırlısını sunan olacak ,
Gün gelecek kendi ördüğün duvarlar ,
Onların üzerine yıkılacak .
Akıllanmayan Çocuk
Hala çocukmuşum gibi geliyor
Yetiştiremediğim karakterlerim var
Koskocaman da olsa dünya bana dar
Hayalleri olan bir adamım ben umutlarıyla yaşayan
Her sabah aynaya bakınca afallayan
Bir çocuğum ben, kafası kolay karışan
Hala oturmamış karakterimle yürüyorum
Arada derede gezen kişiliğimle
Sorulara bilmiyorum diye cevap verişimle
Kimliksizliğe bürünmüş kimliğimle
Hala büyümedim ben, safım, şaşkınım
Beş sene sonra olgunlaşırım herhalde
Alışırım gözlerimi açmaya yalan dünlere
Alışırım yalan söyleyip yalandan gülmeye
Alışamadım ama olsun, alışırım
Hala çocuğum ben, peri masallarına inanan
Leyla ile mecnunu gerçek sanan
Aşk fantazilerine kanan
Hala çocuğum ben
Akıllanmayan
Hiçbir şeye inanasım yok, karmaya mesela
Ne anlamı var ki, hep tutarsızım hep tutarsız
Carpe dieme kavuşacak karakterim
Bir eda ve bir veda ile yaşayacağım
Mesela ruha enerjiye yeterince inandım
Saf olan "şey"in varlığına delalet aradım
Yılmadım, yılmadım ama, yılmak istiyorum
Hala çocukmuşum gibi geliyor
Çocuk olduğunu anlayınca büyümüyor insan
Çocuğum hala, şaşkın, sekiz yaşında
Umutları olan, hayalleri olan, masumluğa inanan
Şaşkın bir çocuktan fazlası değilim
Sadece biraz kirlenmiş bedenim
Acı Gerçekler
Açık olacağım
Bana ne oldu bilmiyorum
Nerede o tutku dolu adam bilmiyorum
Tedavi diyorlar buna
Ben kendimden oluyorum
Hissetmek güzel bir şey belki de
Anlatmakmış benim olayım
Şiirlerim hislerimden gelmiyormuş
Duygularım düşünceymiş meğer
Hissetmiyormuşum
His dediğim şey ilüzyonmuş
Şimdi ilaçlarla kör olmuşum
Hislerime nankör olmuşum
Beynim bi bavul gibi
Tıka basa dolu
İçinde binlerce
Yüz binlerce cevapsız soru
Onlarca şüphe ejderhası
Tilkilerden meclisler
Anlatılmamış hikayeler
İçine içine atılmış
Acı şeyler
Beynim bi davul sanki
Çalıyor sürekli, sessiz sessiz
İçimde bir çığlık var
Yankısı algımı aştı
Bağırıyorlar
Sisli sisli
Şimdi körüm
Nankörüm
Acı veriyor bana yaşamak
Yaşamak demiyorum ben buna
"bir canlıya antidepresan vermek
Onu yaşarken öldürmektir" demişti
Arkadaşın biri
Yaşamak demiyorum ben buna
Başka çare yoktu
Düştüm bu çukura
Acı vermiyordu hissetmemek
Farkına varana dek
Şimdi acı veriyor hiç olduğunu bilmek
Hiç olmak
Hislerimi kimden satın aldım
Bilmiyorum hangi rüyaya daldım
Bilmiyorum kaç tane koyun saydım
İnsandım ben, gerçek bir insandım
Şimdi hissetmiyorum
Şiir okumaktan korkuyorum
Bencilce bir tutum, biliyorum
Kalemimden üç beş şey çıkıyor
Belki bilincimin altından çıkan tozlardır
Bunlar belki haykırışların fısıldanışıdır
Depresyondayım, bahanem hazır
Acı bir gerçek var olmak
Acı veriyor muydu ki yok olmak?
Acı bir gerçek mi hissiz yaşamak?
Hissiz yazmak?
İsmail Abi Gibiydim
Aşka gözü kapalı sarılırken vurulmuşsun
Gözünü açmaya kalkma, ceket yok soyulmuşsun
Acılı bir müjdem var sana balık gözlü dostum
Artık sömürülecek duygularından mahrumsun
İsmail abi gibiydim
Gönlünden çıkanı duyamazken kimse
Ben pullu ceketle sevdim
Her seven giymişti dikenli elbise
Gelirsin diye bekledim
Sende herkes gibi giderken gülümse
Gönlüme yaptım bi devrim
Paslansa da durmam olmuş beynim şase
Ağzından çıkanla kulağının duyduğunun tuttuğunun aynı yerde kesişmesine rağmen
Neamiş?
Aşık sensin be!
Pis aşık!
Bi de aşık diyor utanmadan…
https://youtu.be/q2QVPxBghGY
Seni Hala Seviyorum
Sana çok şiir yazıyorum
Sen gittin ben yazıyorum
Sıkıntı değil
Seni çok özlüyorum
Yazıyorum ama sen gör diye değil
Hani bir gün olur da çıkarsam karşına
Hiçbir şey söylemeyeceğim sana
Bu şiirden sonra
Sana çok kızıyorum
İçtenlikle kızıyorum
Sebebini söylemeyeceğim
Bedava verdiğim değerin kıymeti bilinmedi
Bunun da bilinmez
Bil diye de demiyorum
Söyleyince anlamı kalmıyor
Neyse
Ben hala seni seviyorum
Bak içimde hiçbir his yok, hiçbir şey hissetmiyorum
Ama bir sen varsın içimde
Gülümsedim şimdi
Küçüksün içimde
Sarı kakülün gözlerinin önüne düşüyor
Yeşilinde kayboluyorum
Bir sen varsın içimde
Seni hala seviyorum
Ama beni hayatından çıkardın
Hani diyorsun ya "ben salağım"
Son derece katılıyorum sana
Bir kahkaha
Ve tekrar katılıyorum
Senden bir ricam olacak
Ben hala sana değer veriyorum
Lütfen sende kendine değer ver
Lütfen benim sevdiğim kişiye sahip çık
Lütfen gidip ağlama
İnsanlara dikkat et
Farkında mısın bilmiyorum, herkesin gözü senin üzerinde
Ben senden şanslıyım
Güzel değilim ya, bu bir şans bence
Kimse beni güzelliğim için sevmeyecek
Daha derin bir şey olacak ortada
Daha anlamlı, daha gerçek, dayanağı daha güçlü bir şey
Ve ben düşünmeyeceğim, beni ne için seviyor diye
Görüntü gelip geçici diyeceğim, klasik olacak
Mesela karakterimi sevecek birisi
Birisi sarhoşluğumu sevecek, eğlencemi sevecek
Kafa yapımı sevecek, senin deyişinle "eserlerimi" sevecek
Sevebilirler, bende senin gibiyim, kimseyi istemiyorum hayatımda
Çünkü zaten biri var hayatımda
Sen hiçbir zaman, ne yapsan da, ne etsen de
Bizim hayalimizi gerçekten çirkinleştiremedin
Biz hep güzeldik
Hep güzel kalacağız
Bizim gücümüz yetmez ki bizi çirkinleştirmeye
Sana kızgınım
Çünkü senin yanında olmama izin vermiyorsun
Sana kızgınım, başka sebeplerim de var, arada bi' düşün
Kimsenin canını sıkmasına izin verme
Kimse üzemesin seni
Kimseye o narin, iyi kalbi gösterme
Bırak kötü davran insanlara, bak şu çağa
Herkes çıkarı peşinde, kimse seni sen olduğun için sevmiyor
Örnek vermeme gerek yok bence
Veredebilirim
Ama gerek yok
Kimse senin bir damla gözünün yaşını akıtamasın
Bu sana benim görevim
Pınarlarıma sahip çıkasın
Gözünde durduğun adama dikkat et
Bu da sana bir görevim
İyi seç, ben artık aşka inanmıyorum
Seçime inanıyorum, iyi seç
Sana el kaldırmasın…
Benim sarhoşken bir hata edip kızgınlıkla baktığım yüze
Hiçbir zaman mutsuz bakamasın
Onu da mutlu et
Korkma
İyi biri çıkacak karşına
Ama dikkat et
Seç!
İnsanlar Değişti
İnsanlar değişti
Unutanlar unutulanlar cabası
Geceleri çalışma yok
Sabah ezanı ile açılan dükkanlar kalmadı artık
Güzel insanlar öldü
Esnaf abiler bitti hep
Topluma girerken ayaklarım sürünüyor
İçim hep geri geri kaçıyor
Ben neden hep seksenlerde kaldım
Karşı markete çıkıyorum iki ekmeğe
İçim hep rüzgarlı havalarda acıyor
Misafir kelimesi kalmadı
Odanın biri salon değil artık
Zaten öyle güzel çocuklarda dışarıda
Misket oynamıyor körebe olmuyor
Beştaşın bile bir araya geleceği taş yok sokakta
Eski arabaların kıymete bindiği
Yenilerinin sağlamlığının olmadığı bir zaman bu
Tüpün benzinle yarıştığı
Mesafelerin artıp gittiği
Eskiden iki yüzlüleri bildiğin
Şimdinin ise kaç yüzünün olduğunu bilemediğin…