Sevdam
Bak önüne ne var ileride ,
Kimleri görüyosun söyle bana ,
Ben oradamıyım mesela ,
Rüzgar hala okşuyormu o koca çınarı ,
Kurumuşmu yoksa hala yaşmı ,
Bak önüne sor bakalım kör birine ,
Oda görebiliyormu senin gibi,
Bana gelince ,
Sormaya hakkın yok hiç bir şeyi ,
Ben kör bir oldum senden sonra ,
Ve hala göz kapaklarımın ardında sen gizlisin sevdam....
Birkan Çakır
15 Temmuz,bir direniş destanı...
Bugün,günlerden direniş,aylardan Temmuz,akşam on.
Milletime,hazırlanıyor,ölümden de, kara bir son.
Hain gözler kararmış,hain eller tetikte,
Sırtlanlar, tuzak kurmuş,pusuda beklemekte...
Dost uyuyor, dost uyutmakta, koynunda evladını.
Karanlık yüzlü,çehreler,gözlemekte avını.
Saatler yavaşlıyor, gelmesin diye o an,
O hain kalkışmadan,utanıyordu zaman...
Vakti gelmezden önce, bir kıyamettir ki koptu.
Akılları tutulmuş,vicdanları mağluptu.
Ansızın gök kubbeyi,yırtıp geldi havadan,
Bombalıyordu hain,bombalanıyordu vatan...
Bulutlar mı daha soluk,karanlık mı daha kara?
Bir ışık gönder,Ya Rab, ulaşalım sabaha.
İnliyordu sokaklar,caddeler;kan göz yaşı...
Soysuzluğa lanet okuyor, ecdadın mezar taşı...
Bir kımıltı duyuldu,sonra,duvarların ardından.
Hazırlıklar tamam,şehidim, çıkıyor yuvasından.
Ezanlarla,selalarla, mahşeri bir kalabalık,
Son abdestin ıslaklığı,son nefes, son sevdalık...
Ölümü öldürmeye, çıkmış koca bir ulus.
Bir bataklık karşısında,devasa bir okyanus.
Haklı sensin, hak seninle,kahrolacak o deyyus
Bu destan senin destanın,senin halkına,mahsus.
Tek silahı al bayrakla,dökülmüş, sokağa halkım.
Tanklar yollara,dizilmiş, mermilerse üzüm salkım.
Sorma, kim var kim yok diye,gelen var mı, ardımdan?
Sana bir pay düşmez mi sandın, o ilahi yardımdan.
Sen yürü,diren ve korkma,ne el senin,ne kol senin.
Kaderin sebebisin sen,ne can senin,ne yol senin...
Geceyi aydınlatan,alnında ki, o nur senin.
Gün doğunca yaşanılan,gurur senin,onur senin...
Ey Gazim;
Kabarıyorsa göğsün,heyecanla, şahlanıyorsa şah damarların,
Sızlıyorsa, burun kökün,yanaklarına,boşalıyorsa göz yaşların.
Düğüm düğüm,bir çığlık boğazında,ağlamaklıysa hıçkırıkların.
Bu zafer senin,sen bu zaferinsin,bırak,acısın tüm kırıkların...
Ey Şehidim;
Gidiyorsun şimdi sen,beyaz bir atın üstünde ve heybetle,
Geride kalanlar,seyrediyor seni,imrenerek ve hayretle.
Sevdiklerin bize emanet, sen yüksel göğe,izzetle..
Komşusun peygambere artık,doyulmaz bir lezzetle...
Ey Gencim;
Artık senindir,bu kutsal görev,bu kutsal icraat.
Dün ismi,cemiyetti hainin,bu gün ismi cemaat.
Gözün hep üstünde olacak,vatanın,tetikte uyuyacaksın.
Bu 15 Temmuz son değil,onu,yine sen koruyacaksın...
Ey Milletim;
Sarsılır da,gökte yıldızlar,kader baştan yazılır.
Bu gece,koca tarihe,altın harfle kazılır.
Şahlanır da,her bir ferdin,küheylan olur şahlanır,
Sakın eğilme,sen bir çınarsın, çınar ayakta yaşlanır...
Bir hataydı
Belki de bir hataydı yirmi bir yıla
Yirmi birinci yüz yılı sığdırmak
Belki de hataydı "seni seviyorum"a
"Yüz yıl oldu seni görmeyeli"yi eklemek
Kimine göre aptal bir çocuğum
Kimi der ergenlikten çıkamadım
Kimine göre yürüyen bir ceset
Kimi der bi türlü kendim olamadım
Kimine göre yirmi bir yıllık çınar
Kimi der bu çocukta bi şeyler var
Kimine göre iki yüzlü bir adam
Kimi der "değişime açık olmak" güzel
Belki de bir hataydı
Yirmi birinci asırda
Yirmi bir yaşında olmak
Belki de bir hataydı şu yanlış çağda
Güzele güzel demek, aşık olmak
Kesinlikle bir hataydı
Kula kul olmak!
Kimine göre dün vardım yarın yokum
Kimi der her şeye vardır çözüm
Kimine göre hayat çok kolay, lokum
Kimi der ben bu oyunu bozarım, yokum
Kimine göre içmeden de sarhoşum
Kimi der yirmi bir yıl ve bom boşum
Kimine göre boş işlerle doluyum
Kimi der "bu yolun yolcusuyum"
Belki de bir hataydı var olmak
Seçim değil ama seçim olmuş yok olmak
Belki de bir hataydı insan olmak
O, bu, değil ama moda olmuş şeytan olmak
Belki de bir hataydı ona bakmak
Gözlerinde öleceğim sanmak
Yaşamak
Hasretindeyim
Maziye savrulmuş bir ev
Birçok ömür
Birçok hikâye
Ve birçok her şey
Tüm matemlerin hasretindeyim
Havuz kenarındaki veranda
Verandanın ucundaki yadigar çınar
Verandada tahta mavi masa
Etrafında koşuşmacalar
Sabah güneş doğuşunda kahvaltı
Konuşmalar ve birçok her şey
Sögütte rüzgârın salınması
Hasret akşamları
Kırık lambada yanan ışığın sönmemesi
Maziye savrulsa da bitmeyen gitmeyen yitmeyen birçok anılar
Kaybolmuş olsa da her şey oturup bir köşede izliyorum..