Rüzgara kapıldım
Rüzgara kapıldm ,
Önce küllerim saçıldı gök yüzüne ,
Kuyruklu yıldızın tozuna karıştı sana karışması gereken hayyallerim ,
Ertesini hiç düşünmeden yok etmeyi seçerken sen ,
Bir bardağa doldurdular hayalleri ,
Adı çay olsun dediler ,
Oda bir tek seninle iken keyifliydi.
Rüzgara kapıldım ,
Senden sonra sürüklendim dipsiz okyanusta ,
O limana hiç varamadım .
Rüzgara kapıldım ,
Adı sende kalsın dediler ,
Sen bizi geride bırakmışken ,
Rüzgara kapıldım .
Yarınları bekleyemezken..
Birkan Çakır
NERELERDE SES VAR
Vardınmı yirmi beşe ,
Bu ne sesiz çekip gitmek böyle ,
Güvercinler hala telefon tellerinde ,
Ben kaybettim sanırım daha onyedim de .
Başlangıç ve son arasındaki ince çizğim ,
Bu nedenli sesizliktir ,
Geri gel Güneşin üzerinden Yıldızları sehiredelim.
Birkan Çakır
YANLIZ
Yenilerini ekle sayfalar ,
Hepsi eskiyecek mutluluklar ve dostluklar hatta ,,
Yıldızlardan uzaklara varacak vedalar ,
O'nun gönlüne düşmeyecek .
Geriye kalanları doldur bir kutuya ,
Ve kapat kapıyı ardında ,
Bu gece yıldızlar
Yanlız seyiredilecek.
Birkan Çakır
-EN ACISIDA BUDUR YA-
İki dudağının arasına saklansa hayat ,
Yanaşmam artık ,
Küllerimi saçarım bulutlara ,
Bir kuyruklu yıldıza saklanırım ,
Bir araç gibi süzülürüm evrenin dört kanadında ,
Dünya dediğin bu diyara adımımı daha atmam .
Herkezin kölesi olduğu üç harf bu ise eğer ,(AŞK)
Var olmamayı dilerim Tanrıdan ,
Damağıma yapıştı ise adın bir parazit gibi ,
Seni başkasının bakışlarında bulamam .
Farklı güneşleri izlerim hiç olmadan ,
Yalnızlığı dizerim beyaz bayraklara ,
Seni bu yola katmam..
Merhamet arıyorsam sıcak bir avuç içinde ,
Anama uzanır ellerim .
Ve sensizde mutlu olabilirim ,,
Bu yolu yanlız bitiririm.
Çıkmıyorsan aklımdan ,
Kestirip atamam belki kaderim bu değip .
Unutamam belki seni galaksinin dört köşesine de adını nakış ederim ,
Özür dileyemem istersen kusurada bak ,
Benim için sadece artık bir isimden ibaretsin ,
Umarı adını başkasın bedeninde duymam artık ,
Gözlerim dolar .
Gerçekten kaybetmiş derim ,
Ve şunu da unutma yanımda olmasanda ,
Unutmam belki ama arada bir seni hatırlaya bilirim .
En acısıda budur ya ,
Seni sen olmadan da sevebilirim.
Birkan Çakır
15 Temmuz,bir direniş destanı...
Bugün,günlerden direniş,aylardan Temmuz,akşam on.
Milletime,hazırlanıyor,ölümden de, kara bir son.
Hain gözler kararmış,hain eller tetikte,
Sırtlanlar, tuzak kurmuş,pusuda beklemekte...
Dost uyuyor, dost uyutmakta, koynunda evladını.
Karanlık yüzlü,çehreler,gözlemekte avını.
Saatler yavaşlıyor, gelmesin diye o an,
O hain kalkışmadan,utanıyordu zaman...
Vakti gelmezden önce, bir kıyamettir ki koptu.
Akılları tutulmuş,vicdanları mağluptu.
Ansızın gök kubbeyi,yırtıp geldi havadan,
Bombalıyordu hain,bombalanıyordu vatan...
Bulutlar mı daha soluk,karanlık mı daha kara?
Bir ışık gönder,Ya Rab, ulaşalım sabaha.
İnliyordu sokaklar,caddeler;kan göz yaşı...
Soysuzluğa lanet okuyor, ecdadın mezar taşı...
Bir kımıltı duyuldu,sonra,duvarların ardından.
Hazırlıklar tamam,şehidim, çıkıyor yuvasından.
Ezanlarla,selalarla, mahşeri bir kalabalık,
Son abdestin ıslaklığı,son nefes, son sevdalık...
Ölümü öldürmeye, çıkmış koca bir ulus.
Bir bataklık karşısında,devasa bir okyanus.
Haklı sensin, hak seninle,kahrolacak o deyyus
Bu destan senin destanın,senin halkına,mahsus.
Tek silahı al bayrakla,dökülmüş, sokağa halkım.
Tanklar yollara,dizilmiş, mermilerse üzüm salkım.
Sorma, kim var kim yok diye,gelen var mı, ardımdan?
Sana bir pay düşmez mi sandın, o ilahi yardımdan.
Sen yürü,diren ve korkma,ne el senin,ne kol senin.
Kaderin sebebisin sen,ne can senin,ne yol senin...
Geceyi aydınlatan,alnında ki, o nur senin.
Gün doğunca yaşanılan,gurur senin,onur senin...
Ey Gazim;
Kabarıyorsa göğsün,heyecanla, şahlanıyorsa şah damarların,
Sızlıyorsa, burun kökün,yanaklarına,boşalıyorsa göz yaşların.
Düğüm düğüm,bir çığlık boğazında,ağlamaklıysa hıçkırıkların.
Bu zafer senin,sen bu zaferinsin,bırak,acısın tüm kırıkların...
Ey Şehidim;
Gidiyorsun şimdi sen,beyaz bir atın üstünde ve heybetle,
Geride kalanlar,seyrediyor seni,imrenerek ve hayretle.
Sevdiklerin bize emanet, sen yüksel göğe,izzetle..
Komşusun peygambere artık,doyulmaz bir lezzetle...
Ey Gencim;
Artık senindir,bu kutsal görev,bu kutsal icraat.
Dün ismi,cemiyetti hainin,bu gün ismi cemaat.
Gözün hep üstünde olacak,vatanın,tetikte uyuyacaksın.
Bu 15 Temmuz son değil,onu,yine sen koruyacaksın...
Ey Milletim;
Sarsılır da,gökte yıldızlar,kader baştan yazılır.
Bu gece,koca tarihe,altın harfle kazılır.
Şahlanır da,her bir ferdin,küheylan olur şahlanır,
Sakın eğilme,sen bir çınarsın, çınar ayakta yaşlanır...
Yaşamak için küçük umutlar
Yaşamak için küçük umutlara ihtiyacım var
Sen gidersen ne yaparım ben
Kim olurum, kimi bulurum, kimle olurum
Sen gidersen ne yaparım ben
Nefesten soğurum, her şeyden hep yorulurum
Yaşamak için küçük umutlara ihtiyacım var
Etrafım hep büyük insanlar, büyük adamlar
Ve kadınlar, hiç biri avcuma sığmazlar
Yaşamak için gülüşüne ihtiyacım var
Çünkü her gün kayıyor yıldızlar ve
Senin aklında bir biz vardı
Bizim aklımıza gelirmiydi bu
Bizi mesafe mi yıkardı
Yoksa mesafeyi gurur mu sınadı
Yaşamak için küçük umutlara ihtiyacım var
Çünkü odamıza yabancılar girer
Ruhumuzu sarar
Yaşamak için küçük umutlara ihtiyacımız var
Çünkü melekler gelir, ne için varsın diye sorar
Kanatsız melekler, her yerdeler
Ama benden uzaktalar
Yaşamak için küçük umutlar lazım
Yoksa insanlıktan saklanmalı mıyım
Neden hep kötü benim yazım
Yaşamak için nefes mi almalı mıyım?
Bak Kuzum
Bak kuzum
Kimse hissettiklerini hissetmeyecek
Senin canın tatlı
Kimsenin canı senin ki gibi yanmayacak
Kimse canının yandığını hatırlamayacak
Bak kuzum
Kimsenin hatırasında gülüşlerin kalmayacak
Sen insansın, yerini başkası dolduracak
Pardon başkaları dolduracak
Senden bir tane var ama binlerce olacak
O güzel kuş daldan dala konacak
Kimsenin acısını kimse anlamadığı gibi
Sağ kulağının acısını sol kulağın bilmeyecek
Yarana konan kuş özür dilese de canı yanmayacak
Birileri gözlerinde yıldızları taşısa da
Olmayacak…
Sen farklı bir alemdesin, farklı bir gezegendesin
Ne arıyorsun herkes kendine bir dünya kurmuşken
Herkes ayrı kafada, ayrı bi bunalım, duyulmuyor sesin
Ne istiyorsun sen kendinden, ne istiyorsun ömründen?
Bak kuzum
Sen insansın
Ve sen de bu yükü kaldıramazsın
Kimseyi böyle sevme
Derdini kimseye anlatamazsın
Sevgiyi azaba dönüştürme
Fazla büyütme
Yalnız kalırsın
Çok bir şey bekleme
Farklı bir dünyasın
Kim seni anlasın?
Kim yarana yansın?
Giderler
Gelecek dedim
Bir avuçluk yıldızı olmayan gökyüzüne
Atması için kalbi olup da
Bir küçük çocuk kadar yüreği olmayana
Gelecek dedim
Tüm gelenlerin
Bir gün gelip geçip gideceğine...
Efkar
Canım sıkılır, yüzlerce yüzlerde asabiyet mutsuzluk
Her yanda kırıntılar ne bu saçma fasıl ne bu ruhsuzluk
Kış günü sabahları kahvaltılarım küçük ocakta
Küçük bir bakır çaydanlık ne büyük sıcaklık
Canım sıkılır, gözlerimde bütün ırmaklar kalır
Çok içiyorsun be adam
Halbuki duman odasında yananın adıdır efkar
Kirli bardaklara gelen saldırıdır ruhsuz laflar
Aramıyorum bir merhem
Beni bırakın
Damarlarımda gezenin adıdır serum
Ömrüm bitiyor
Bir avuç yıldız bile yok gökyüzünde
Soranda yok benim aldığım tavır da
Canım sıkılır, ilk defa bu kışta girmedim çileye
Zehir zemberek geçerdi bu karakışlar
Ne dermanı kaldı bedenimin
Ne de ruhumun gücü...
AY
Ah kara gökyüzünün beyaz yüzlü kızı
Yıldızlardan saçları ile bakar durur
Neler gördün neler duydun
Sayısız insanın hayran edersin kendine
Karanlık gecedeki bembeyaz yüzünle
Gökyüzünün parlak çocuğuyla döner durursunuz
Dansınızmıdır bu savaşınızmıdır
Ah söyle gökyüzünün beyaz yüzlü kızı
Niye çevirirsin o bembeyaz yüzünü