Üye olmanızın faydaları
  • Kendi şiirlerinizi yayınlalıyınız
  • Özel faaliyetlerden haberdar olun
  • Takip ettiğiniz yazarlardan haberler alın
  • ve çok daha fazlası...

Giriş Yap

Şifrenizi sıfırlayın Kayıt olun

Şifrenizi sıfırlayın

Kayıt olun

Raporu bildir

öğür

Düzeltme yap

Anlamı

Yaşça yakın, boydaş, yaşıt, taydaş, akran.

Kafiye

Daha fazla Kafiye bul

son 4 harf uygun

son 2 harf uygun

Yaşamak için küçük umutlar

Yaşamak için küçük umutlara ihtiyacım var



Sen gidersen ne yaparım ben

Kim olurum, kimi bulurum, kimle olurum

Sen gidersen ne yaparım ben

Nefesten soğurum, her şeyden hep yorulurum



Yaşamak için küçük umutlara ihtiyacım var

Etrafım hep büyük insanlar, büyük adamlar

Ve kadınlar, hiç biri avcuma sığmazlar

Yaşamak için gülüşüne ihtiyacım var

Çünkü her gün kayıyor yıldızlar ve

Senin aklında bir biz vardı

Bizim aklımıza gelirmiydi bu

Bizi mesafe mi yıkardı

Yoksa mesafeyi gurur mu sınadı



Yaşamak için küçük umutlara ihtiyacım var

Çünkü odamıza yabancılar girer

Ruhumuzu sarar

Yaşamak için küçük umutlara ihtiyacımız var

Çünkü melekler gelir, ne için varsın diye sorar

Kanatsız melekler, her yerdeler

Ama benden uzaktalar



Yaşamak için küçük umutlar lazım

Yoksa insanlıktan saklanmalı mıyım

Neden hep kötü benim yazım

Yaşamak için nefes mi almalı mıyım?

Leğen

Leğende yıkandığım zamanları hatırlıyorum...

Ne güzeldi.

Sobada ısınmış su, kaynar olurdu.

Leğen maviydi, salonun ortasında dururdu.

Dalin kokmadım hiç, sabun gözümde kururdu.

Isınamadım sensiz ben, göz yaşlarım kururdu.

Su tenimde soğurdu.

Tırnaklarımı keserdi annem.

Kese yapardı bana.

Parmaklarımın ucu kan olurdu.

Tenimden siyah kir çıkardı.

Derim soyulurdu.

Ne de güzeldi o su.

Tenim de soğurdu.

Ne de güzeldi sabun kokusu.

Köpük gözümü vururdu.

Gözümü bulurdu.

Sıcak olurdu su, tenim de soğurdu.

Kaynar diye ağlardım, gözümün yaşı bağrımı yakardı.

Tırnak makası dururdu.

Onu beklerdim, gölgesi kocaman olurdu.

Parmaklarımı keserdi, canım yanardı.

Dünya dururdu.

Dışarıda yağmur yağardı.

Yağmur bitince annem yağmur kesildi derdi.

Sular giderdi, sular kesildi derdi.

Elektrik giderdi, elektrik kesilirdi.

Kocaman bir bıçak dünyanın ortasında dururdu.

Elektriği keserdi.

Gökyüzünde dururdu.

Yağmuru keserdi.

Suyu keserdi.

Sular dururdu.

Ne de yağmurlar yağardı, seller kudururdu.

Selde kaybolmuştu terliğim.

Eşi çöpü bulurdu.

Bulut olurdu gözlerim.

Yer yüzü olurdu o eski halı.

Duvarda dururdu gece lambası.

Gece lambası olurdum.

Uyurdum.

Tırnak makası kanımı akıtırdı.

Annem kese yapardı.

Lifimiz yoktu.

Ama sabun gözümde dururdu.

Sabundu.

En güzel koku sabundu.

Çocuktum.

Annem günde 2 kere yıkamıştı beni.

Balkonumun karşısındaki araziye ateş atmışlardı.

İs olurdu üstüm, annem sinirden kudururdu.

Anneme bağırırdım.

"Anne!" derdim balkonda dururdu.

"Reçelli ekmek at!" diye bağırırdım.

O ekmek nerede şimdi.

Şimdi olsa karnımı doyurmazdı belki.

Belki gözümü doyururdu.

Güneş gökte dururdu.

İnşaatta amcalar küfür eder dururdu.

İlk helikopter gördüğüm günü hatırlıyorum.

Helikopter kocamandı.

Kepçeleri izlerdik.

Üstüm batardı, annem vururdu.

Terlik fırlatırdı, ona sarılırdım.

Terlik dudağımı kanatırdı.

Dudağım annemin olurdu.

Öperdi geçerdi.

Şimdi kalbime hançerler yiyorum.

Öpülecek gibi değil.

Ölümün önüne eğil.

Her rüyada ölürdüm.

Yaşarken değil.