Üye olmanızın faydaları
  • Kendi şiirlerinizi yayınlalıyınız
  • Özel faaliyetlerden haberdar olun
  • Takip ettiğiniz yazarlardan haberler alın
  • ve çok daha fazlası...

Giriş Yap

Şifrenizi sıfırlayın Kayıt olun

Şifrenizi sıfırlayın

Kayıt olun

Raporu bildir

saf

Düzeltme yap

Anlamı

Dizi, sıra

Kafiye

Daha fazla Kafiye bul

son 2 harf uygun

Sahte dostluk

Gülümsersin her daim saf yüzüme,
Lakin çiğnersin arkamdan din ve töre.
Gün gelir dayanamam bu rezalete!
"Hayır gelmez senden. Elveda yüzü suyu hürmetine!"

Gecenin rahatı

Yar olmuş, çevrem boş halde.
Gecenin rahatı sırf bana kalmış herhalde...
Ey Hilâl! Anca sen kaldın şu meydana,
Mehtabın bana misafir, sen ile ben yan yana.
Birbirimize destekde bulunmaktayız;
Birbirimize bağlı, kaderi paylaşır, farkındayız.
Sen aydınlatırsın başımı koyduğum secdeyi;
Ben aydınlatırım senin varlığını ve bu düşünceyi.
Sana şimdilik elveda, emanet ruhum.
Allah'ın selamı üzerinde olsun, şafak renkli dostum.

KALMAMIŞ

Mağripten maşrığa okudum durdum
İbreti alemde meydan kalmamış
Cenuptan şimale şen değil yurdum
İşreti söylemde meyhan kalmamış

Küfemde ne varsa sülbünü sattım
Bir kuru hasırın üstünde yattım
Rindane her türlü hayatı tattım
Beş parmak elimde peyman kalmamış

Geçse de azadlı yıllar aradan
Dağlanmış yüreğim acı yaradan
Tepeler ardında aşı sarıdan
Sırça konağımda mihman kalmamış

Hayatın gitgide bozuldu tadı
Esmiyor bağrıma cananın badı
Gurbette yakıyor sevgili yadı
Gönlümü ovacak peykan kalmamış

Kalmamış diyorum inanki saki
Başımda sundurma külahım baki
Sabırı örmüşüm ibrişim haki
Aklıma yer eden iyman kalmamış

Beşiroğlu ... 05.01.2019

--------------,
MEYHAN- Meyhane, sohbet yeri,
PEYMAN- Kadeh, bardak,
MİHMAN- Misafir, dost.. sohbet ehli,
PEYKAN- Mızrak,
İYMAN- İnanç.. itikat,

Akıllanmayan Çocuk

Hala çocukmuşum gibi geliyor
Yetiştiremediğim karakterlerim var
Koskocaman da olsa dünya bana dar
Hayalleri olan bir adamım ben umutlarıyla yaşayan
Her sabah aynaya bakınca afallayan
Bir çocuğum ben, kafası kolay karışan
Hala oturmamış karakterimle yürüyorum
Arada derede gezen kişiliğimle
Sorulara bilmiyorum diye cevap verişimle
Kimliksizliğe bürünmüş kimliğimle
Hala büyümedim ben, safım, şaşkınım
Beş sene sonra olgunlaşırım herhalde
Alışırım gözlerimi açmaya yalan dünlere
Alışırım yalan söyleyip yalandan gülmeye
Alışamadım ama olsun, alışırım
Hala çocuğum ben, peri masallarına inanan
Leyla ile mecnunu gerçek sanan
Aşk fantazilerine kanan
Hala çocuğum ben
Akıllanmayan
Hiçbir şeye inanasım yok, karmaya mesela
Ne anlamı var ki, hep tutarsızım hep tutarsız
Carpe dieme kavuşacak karakterim
Bir eda ve bir veda ile yaşayacağım
Mesela ruha enerjiye yeterince inandım
Saf olan "şey"in varlığına delalet aradım
Yılmadım, yılmadım ama, yılmak istiyorum
Hala çocukmuşum gibi geliyor
Çocuk olduğunu anlayınca büyümüyor insan
Çocuğum hala, şaşkın, sekiz yaşında
Umutları olan, hayalleri olan, masumluğa inanan
Şaşkın bir çocuktan fazlası değilim
Sadece biraz kirlenmiş bedenim

Yaşamak için küçük umutlar

Yaşamak için küçük umutlara ihtiyacım var



Sen gidersen ne yaparım ben

Kim olurum, kimi bulurum, kimle olurum

Sen gidersen ne yaparım ben

Nefesten soğurum, her şeyden hep yorulurum



Yaşamak için küçük umutlara ihtiyacım var

Etrafım hep büyük insanlar, büyük adamlar

Ve kadınlar, hiç biri avcuma sığmazlar

Yaşamak için gülüşüne ihtiyacım var

Çünkü her gün kayıyor yıldızlar ve

Senin aklında bir biz vardı

Bizim aklımıza gelirmiydi bu

Bizi mesafe mi yıkardı

Yoksa mesafeyi gurur mu sınadı



Yaşamak için küçük umutlara ihtiyacım var

Çünkü odamıza yabancılar girer

Ruhumuzu sarar

Yaşamak için küçük umutlara ihtiyacımız var

Çünkü melekler gelir, ne için varsın diye sorar

Kanatsız melekler, her yerdeler

Ama benden uzaktalar



Yaşamak için küçük umutlar lazım

Yoksa insanlıktan saklanmalı mıyım

Neden hep kötü benim yazım

Yaşamak için nefes mi almalı mıyım?

Git demem

Beni seven kadın
Saflığımı ellere yedirdim
Gülüşüne kurban olurum
Kusura bakma tenime ten değdirdim
Masumluğumu ellere yedirdim

Şimdi güvenim yok insandan olana
Ve inancım yok hiçbir güzel gülene
Kalmamış bu diyarda saflık masumluk
İnanmıyorum ben Leyla gibi sevene

Beni seven kadın
Saflığımı ellere yedirdim
Kusuruma bakma, sen yarın geldin
Ben önyargılı biriyim
Kusuruma bakma, biraz delirirsin
Ben geç akıllanır biriyim
Masumluğumu ellere yedirdim

Şimdi inancım yok hiçbir ağız lafına
Ve gönlüm yumuşamaz mazlum ahına
Ki sende de vardır bir zerre karanlık
Ama yarınsan gel, git demem yarına

Ölmüyor içimde ki o çocuk

Öyle bir ihtilaf sardı ki varlığımı

Hiç böyle şaşırmamıştım zihnime

Meğerse kalbime dokunanmış zihnim

Alışamıyorum bu yeni, saf, salak bedene

Bir karmaşa içerisinde yüzmekteyim

Anlaşılmam mümkün değil, çelişkideyim

Hislerimi nasıl tarif edeyim, nasıl becereyim

Bilmiyorum, kıskanıyorum inananları

Kıskanıyorum toz pembe masallara kananları

Özlüyorum eski halimi, acı çekse de yaşayan beni

Acı denizinde yüzmek benim işim olmuştu

Oradan istifa edince hissizlik boşluğu diye bir şey oluştu

Kafamda ki tilkiler kalbimi unuttu

Ejderhalarla birlikte zihnimi esir tuttu

Nasıl anlatabilirim ki kendimi, eminken anlaşılmamaktan

Niye yazıyorum ki bu tonla heceyi

İşim ne, bıktım gerçeklerden saklanmaktan

Apaçık oluyorum kendime, "sevmiyorsun onu" desem de

Bir illüzyon vuruyor alnımdan, sancıyla kalbimde

Bir isim gitmiyor aklımdan, iki hece dilimde

Ben bıraksam da onu, bırakmıyor geçmişim, peşimde

İşte öyle bir ihtilaf sardı varlığımı

Doğruyu bilmekti yegane niyetim

Doğruyu bilince benden bana ben kaldı mı?

Doğru dediğim şeyle varlığımı yeni bir illüzyon sardı mı?

Nereden baksan cinayet, tek eksik ceset

Ben şuursuzca, ruhsuzca satırları yazarken

Sen okuyucu, nasıl beceriyorsun hissetmeyi

Benim duygularım yok içimde diyorum

Sen duygulanıp, "çok duygusalsın, boş ver" diyorsun

Bilmiyorum, basit işte

Duyguları zihnimle taklit ediyorum

Ölmüyor içimde ki o çocuk

Sadece ruhumu terk ediyorum



Evet bir yanım ilaçlı, ne diyeceğini şaşırmış

Aklımda ki ejderhalar tilkileri kaçırmış

Diğer yanım hasta, aklı fikri yasta

Duyguyu bıraktım ben, iki arka sokakta

Evet bir yanım ayık geziyor, her adımda düşüyor

Eksik tilkiler fazla ejderler, beni benden ediyor

Öyle bir ihtilaf sardı ki varlığımı

Kör oluyorum ufukta

Öyle bir şey ki bu, umutsuz kalıyorum soğukta

Ama beceremiyorum, ölmüyor içimde ki o çocuk!



Bir algı oyunu bu yaşam dedikleri

Boşa gidiyor her gün ektikleri…

Hiç, mi?

Hiç mi vicdana gelmedi?

Tabi ki kaçar insan günahlarından

Hepsinden değil en ağır olanlarından

İki yüzlü insan! İki yüzlü, günah seçiyor

Herkesin ahına bedel biçiyor!

Hiç mi insafı kalmadı?

Tabi ki aynaya bakar insan bırak suratlardan

Hepsinden değil, kaçar en güzel bakanlardan

Gözünüzü kaçırmayın yüzünden ihanet akanlardan

İki yüzlü insan! İki yüzlü, dalga geçiyor

Herkesin gülüşüne değer biçiyor!

Hiç mi vicdana gelmedi?

O eli yüreğine hiç mi gitmedi?

Alçak olan insan, kendini bilmeli

Dün iyi olmayan yarınını düşünmeli

İki yüzlü insan! İki yüzlü, kendinden geçiyor

Herkesin gözleri seni seçiyor!

Gölgem

Hüzünlü dostum

Sen bana mutluluğu tekrar hissettirdin

Ve ben bunu varlığına borçluyum

Belki de patilerine borçluyumdur

Belki de hiç sahip olamadığım gülüşüne

Yine felsefe yapmak istemiyorum, gölgem

Her adını söyleyişimde biraz daha ben oluyorum

Gölgem

Duydum ki anneni kaybetmişsin

Biraz eksikmişsin

Süt veremem sana küçük dostum

Ben de birini kaybettim

Ve her gün kendimden geçiyorum

Küçük dostum

Gölgem

Ama arkadaşın olabilirim

Sana güzel şarkılar söyleyebilirim

Hastalanma diye endişelenebilirim

Seni yanıma alıp dünyayı gezebilirim

Küçük dostum

Seni bir aydan uzun süre önce aramaya koyuldum

Ama öyle güzel misafirsin ki bana

Sen beni buldun

Küçük dostum

Hüzünlü küçük dostum

Gölgem

Kapşonumu battaniye yaptım sana

Kitap okuyacağım sana

Patilerinle resim çizeceğiz

Üç gözlü kedim olacaksın

Küçük dostum

Kalbimi göreceksin, beni anlayacaksın

Üçüncü gözüm olacaksın

Gölgem

Gölgelerin gözü yoktur gölgem

Gölgeler gözdür

Gölgem

Hüzünlü dostum

Küçük gölgem

Gözlerini kapatmışsın

Kafa hareketlerinden nefes aldığını görebiliyorum

İyi uykular

Tatlı rüyalar

Tanıştığıma memnun oldum

Yarın da tanışalım

Görüşürüz

Gölgem

İnsanlar Değişti

İnsanlar değişti
Unutanlar unutulanlar cabası
Geceleri çalışma yok
Sabah ezanı ile açılan dükkanlar kalmadı artık
Güzel insanlar öldü
Esnaf abiler bitti hep
Topluma girerken ayaklarım sürünüyor
İçim hep geri geri kaçıyor
Ben neden hep seksenlerde kaldım
Karşı markete çıkıyorum iki ekmeğe
İçim hep rüzgarlı havalarda acıyor
Misafir kelimesi kalmadı
Odanın biri salon değil artık
Zaten öyle güzel çocuklarda dışarıda
Misket oynamıyor körebe olmuyor
Beştaşın bile bir araya geleceği taş yok sokakta
Eski arabaların kıymete bindiği
Yenilerinin sağlamlığının olmadığı bir zaman bu
Tüpün benzinle yarıştığı
Mesafelerin artıp gittiği
Eskiden iki yüzlüleri bildiğin
Şimdinin ise kaç yüzünün olduğunu bilemediğin…