Kahramanlığın ilk şartı
Hırsdır belirleyen kahramanı;
Ne altın, ne celal taşır zamanı.
"Oku!" bilinen ilk Allah'ın buyruğu,
İnsan evladı, boş hafızadır hayatın yoksunluğu.
Ne yazık ki, bu kelime için hiçbir açıklama bulunamadı. Bu konuda bize yardımcı olmak ister misiniz?
Hırsdır belirleyen kahramanı;
Ne altın, ne celal taşır zamanı.
"Oku!" bilinen ilk Allah'ın buyruğu,
İnsan evladı, boş hafızadır hayatın yoksunluğu.
Gülümsersin her daim saf yüzüme,
Lakin çiğnersin arkamdan din ve töre.
Gün gelir dayanamam bu rezalete!
"Hayır gelmez senden. Elveda yüzü suyu hürmetine!"
Bakasın hele Asrî-Hürriyet. Pişman, hiddet.
Taptın batının mabuduna. Yaktın Payitahtı ile şiddet.
Arar olduk o günleri, lakin gelmiş bir kere reddet.
Yaşar oldu gönlümüzde Devlet-i Ebed-müddet.
Bu iman, ay misali, gizem gizem batar ya;
Kasvetli mevsim, dikkat çekici, herifi riya.
Dünyâ ardından biraderin zulüm altında;
Geceleri rahat yatan müslümanın vay başına.
Yar olmuş, çevrem boş halde.
Gecenin rahatı sırf bana kalmış herhalde...
Ey Hilâl! Anca sen kaldın şu meydana,
Mehtabın bana misafir, sen ile ben yan yana.
Birbirimize destekde bulunmaktayız;
Birbirimize bağlı, kaderi paylaşır, farkındayız.
Sen aydınlatırsın başımı koyduğum secdeyi;
Ben aydınlatırım senin varlığını ve bu düşünceyi.
Sana şimdilik elveda, emanet ruhum.
Allah'ın selamı üzerinde olsun, şafak renkli dostum.
Her halükarda dostumuzdur kendisi
Kağıda dökendir kara düşüncelerimizi
Koyu mürekkebiydi duygularımızın tarifi
Asla olmazdı ne gündüzü ne de gecesi
Uyanırsın insanın elinde
Dile dökersin söyleyemediğimizi
Kelimeler ezberinde
Öğretirsin yanımıza bilmediğini
Mektupta kavgaya barış dersin
Savaşlar halledilir ordusuz
Gazetede haberdar edersin
Kağıtta yazı olarak buluruz
Ama artık unutur olduk biz seni
Yerini aldı teknoloji esintisi
İnsanlar senin değerini unutsa da
Sen bizim yoldaşımızsın hala
Belki ama bir zaman
Kaybolacak bu dünyadan
Tarihte önem kaplayan
Geleceği de mi imzalayan
Kalem
Bak unutma evlatlık da zordur ,
İçindeki yanan tutuşan alev değil kordur.
Meğer pek de ucuzmuş bu adamın hayatı
Bir kere ölünce ister kendinde kabahatı
Aşıkların sonmaz taze gülleri.
Yalnızlık kalmış bana bu günden beri.
Yokluğunda değerlendirdim kaderini,
Bir sonraki nefesimi beklediğim gibi.
Ömür olarak sayılırmı, bilmem.
Bildiğim sadece, seni beklerim didem didem.
Günler geçti hala kızgındım
Bir arkadaşı daha hiçe saymıştım
Duygularımın yanaştığı bir rıhtım bombalandı
Yıkıldı hayallerim sadece kırıntısı kaldı
Anlamıyorum bu sahte sevgiyi artık
Dost dediğiniz adamı öncesinde tartın
Çocukluk arkadaşlığım ellerimden kaydı
Çok alttan aldım oda hakettiğini aldı
Zamanında kardeş dedim sorunlarını çözdük
O nun yaptığı ise aç gözlülük
Biz haklı değildik sanki o kraldı
Bir anlık sinirle gözlerim karardı
Doğru dürüst anlatsaydı yardımcı olurdum
Ona kardeş dedim kardeşlikte bir uyum
Gerekliydi herkesin bildiği bir durum
Aslını bilmeden konuşmayın durun
Nasıl güvenebilirim artık senin bu lafların huyun.
Her akşamki gibi tekrar başladı bu hissiyat!
Ölmeden önce son sözlerim bunu dikkate al,
Başka bir hayatım olabilirmiydi başka bir hayal,
Özgürlükler hapishanesinde başlamıştı büyük yalan.
Farklıyım ben sanki kırmızı bir papatya,
Yaşamıyorum bu nasıl bir hayat ya?
Her gün aynı şey uyu uyan örnek al,
Ani bir acıyla soğuk bir morgda kalakal.
Yalnız başına kimsen yok orada,
Kulaklarını patlatacak sessizlik kesiliyor bir anda,
Doktorlar yanında,ölüm saatin yazılıyor boş bir kağıda,
Sonsuz yalnızlığım erken geldi bunu hatırla.
Ne kadar sonra kabulleneceksin öldüğünü,
Seni hatırlayan son kişinin gömüldüğünü,
Senin için kaç kişinin üzüldüğünü,
Belkide öldüğün için dost sandıklarının güldüğünü.