Siyaha dal
Kapat gözlerini ,
Saklandığın yerde bul kendini ,
Karanlık değil korktuğun ,
Güneşi batıp gidişi ,
öz. (büyük G ile) Gezegenlere ve yer yuvarlağına ışık ve ısı veren büyük gök cismi.
Kapat gözlerini ,
Saklandığın yerde bul kendini ,
Karanlık değil korktuğun ,
Güneşi batıp gidişi ,
En uç dalgayı aşana kadar dı hayat ,
Ucu bucağı kaybolana dek uzaklaştım karadan ,
Dibine doğru süzülürken okyanusun ,
Güneş yerini asil bir şekilde karanlığa bıraktı ,
Çakıl taşı gibi süzülürken okyanusun dibine ,
Gözlerim ışığı aradı ,
Ve farkına vardım ..
Güneş kadar var olmak ,
Karanlığın da hakkıdır..
Vardınmı yirmi beşe ,
Bu ne sesiz çekip gitmek böyle ,
Güvercinler hala telefon tellerinde ,
Ben kaybettim sanırım daha onyedim de .
Başlangıç ve son arasındaki ince çizğim ,
Bu nedenli sesizliktir ,
Geri gel Güneşin üzerinden Yıldızları sehiredelim.
Birkan Çakır
Nereden başlamalıyım yazmaya ,
Gözlerin olsun isterdim ,
Baktıkça daldığım ,
Daldıkça öldüğüm ,
Ne tatlı bir zehirsin aşk ,
Bulaş sayfalara lekeler bırak ,
Lekeli kadehlere karıştır hayalleri ,
Güneş ondan sonra hiç ısıtmadı bedenimi ,
Bu yüzden karanlığa meğilim.
Birkan Çakır
(Aşk) üç harfe sığmış ,
Sen sayfalara sığamazken ,
Bu nasıl bir gitmek böyle ,
Beni bir zıvanaya hapisedip ,
Bu ne öz güven kadınım ,
Güneşi benden alıp gitmen ,
Mecburiyetten dir geceyi sevmem .
Ulaşamamak nedir biliyor musun sen ?
Ufkun ardı değil ,
Giderken kulağımda çınlayan üç harf (AŞK)
Hiç masum değildir ,
Birkan Çakır
İki dudağının arasına saklansa hayat ,
Yanaşmam artık ,
Küllerimi saçarım bulutlara ,
Bir kuyruklu yıldıza saklanırım ,
Bir araç gibi süzülürüm evrenin dört kanadında ,
Dünya dediğin bu diyara adımımı daha atmam .
Herkezin kölesi olduğu üç harf bu ise eğer ,(AŞK)
Var olmamayı dilerim Tanrıdan ,
Damağıma yapıştı ise adın bir parazit gibi ,
Seni başkasının bakışlarında bulamam .
Farklı güneşleri izlerim hiç olmadan ,
Yalnızlığı dizerim beyaz bayraklara ,
Seni bu yola katmam..
Merhamet arıyorsam sıcak bir avuç içinde ,
Anama uzanır ellerim .
Ve sensizde mutlu olabilirim ,,
Bu yolu yanlız bitiririm.
Çıkmıyorsan aklımdan ,
Kestirip atamam belki kaderim bu değip .
Unutamam belki seni galaksinin dört köşesine de adını nakış ederim ,
Özür dileyemem istersen kusurada bak ,
Benim için sadece artık bir isimden ibaretsin ,
Umarı adını başkasın bedeninde duymam artık ,
Gözlerim dolar .
Gerçekten kaybetmiş derim ,
Ve şunu da unutma yanımda olmasanda ,
Unutmam belki ama arada bir seni hatırlaya bilirim .
En acısıda budur ya ,
Seni sen olmadan da sevebilirim.
Birkan Çakır
Yere düşse hayallerim, yeşerirdi ,
Gönlün bir toprak kadar değilmiş ,
Sana gelmek istedikçe ,
Gül değil diken oldun avuçlarıma ,
Kanayan yerim kalbimdir..
Seni sevmek ,
Everest'in tepesinde nefes almaya çalışmak gibi ,
VE aşk kadın ,
Zehirdir .
Sigara gibi ..
Seni sordum onlara,
Kaç papatya can verdi avuçlarımda ,
Seviyor dediler birde ,
Yaz Çakır yaz,
Bulaş sayfalara lekeler bırak,
Güneş yarın yine onsuz doğacak.
Yine çelişkideyim
Ben seni istiyorum ama
Sen bana zararlısın
Doktor uzak dur diyor
Yarana dokunandan
Sen bana zararlısın
Oysa ki güneşimsin
Ve ben İkarusum
Bak yağmur yağıyor
Hiç gitmeyecekmişsin gibi sevmemi istedin
Damla "tıp" düştü
Yağmurdu ismi, güzel bir düştü
Papatyanın İngilizcesi oldu sonra
Olsun, sen de değiştin
Gitmeyecekmişsin gibi seven şaşkın bendim
Ama kızıyorum sana, sen öyle sevdirdin
Gök gürüldüyor, midem gibi
Ağrılarım geçti senden sonra
Doktor "psikolojik" dedi
Kasvet gökyüzüme üşüştü
Evet benim gökyüzüm
Onu var eden bendim
Benim var eden gözlerim
Gözlerim olmasaydı gökyüzü olur muydu
Benim dünyamda olmazdı
Sevgi de benden geliyordu
Onu var eden bendim
Seni ölümüne seven yegane bedendim
Yağmurlar yağıyor
Camlarda damlalar dövüştü
Özlemiştim eylülü
Tam bir sene olmuştu
Hatırlayalı katilimi
Güneş yok odam karanlık
Içim aydınlık
Ve benim odamdan yükseliyor binalar
Yükseliyorlar aşkla dolu buluşlar
Yükseliyorlar sensiz kuruluşlar
Ve benim kafamda ki meclise
Antidepresan darbe yaptı
Meclisi dağıttı
Ne de güzel dağıttı
Kafam senin kadar güzel
Sevgi benden di
Bedava gidendi
Kimse kıymeti bilmedi
Kazan istedim
Belki de değer
Gök düştü
"laps" dedi
Leğende yıkandığım zamanları hatırlıyorum...
Ne güzeldi.
Sobada ısınmış su, kaynar olurdu.
Leğen maviydi, salonun ortasında dururdu.
Dalin kokmadım hiç, sabun gözümde kururdu.
Isınamadım sensiz ben, göz yaşlarım kururdu.
Su tenimde soğurdu.
Tırnaklarımı keserdi annem.
Kese yapardı bana.
Parmaklarımın ucu kan olurdu.
Tenimden siyah kir çıkardı.
Derim soyulurdu.
Ne de güzeldi o su.
Tenim de soğurdu.
Ne de güzeldi sabun kokusu.
Köpük gözümü vururdu.
Gözümü bulurdu.
Sıcak olurdu su, tenim de soğurdu.
Kaynar diye ağlardım, gözümün yaşı bağrımı yakardı.
Tırnak makası dururdu.
Onu beklerdim, gölgesi kocaman olurdu.
Parmaklarımı keserdi, canım yanardı.
Dünya dururdu.
Dışarıda yağmur yağardı.
Yağmur bitince annem yağmur kesildi derdi.
Sular giderdi, sular kesildi derdi.
Elektrik giderdi, elektrik kesilirdi.
Kocaman bir bıçak dünyanın ortasında dururdu.
Elektriği keserdi.
Gökyüzünde dururdu.
Yağmuru keserdi.
Suyu keserdi.
Sular dururdu.
Ne de yağmurlar yağardı, seller kudururdu.
Selde kaybolmuştu terliğim.
Eşi çöpü bulurdu.
Bulut olurdu gözlerim.
Yer yüzü olurdu o eski halı.
Duvarda dururdu gece lambası.
Gece lambası olurdum.
Uyurdum.
Tırnak makası kanımı akıtırdı.
Annem kese yapardı.
Lifimiz yoktu.
Ama sabun gözümde dururdu.
Sabundu.
En güzel koku sabundu.
Çocuktum.
Annem günde 2 kere yıkamıştı beni.
Balkonumun karşısındaki araziye ateş atmışlardı.
İs olurdu üstüm, annem sinirden kudururdu.
Anneme bağırırdım.
"Anne!" derdim balkonda dururdu.
"Reçelli ekmek at!" diye bağırırdım.
O ekmek nerede şimdi.
Şimdi olsa karnımı doyurmazdı belki.
Belki gözümü doyururdu.
Güneş gökte dururdu.
İnşaatta amcalar küfür eder dururdu.
İlk helikopter gördüğüm günü hatırlıyorum.
Helikopter kocamandı.
Kepçeleri izlerdik.
Üstüm batardı, annem vururdu.
Terlik fırlatırdı, ona sarılırdım.
Terlik dudağımı kanatırdı.
Dudağım annemin olurdu.
Öperdi geçerdi.
Şimdi kalbime hançerler yiyorum.
Öpülecek gibi değil.
Ölümün önüne eğil.
Her rüyada ölürdüm.
Yaşarken değil.