Kalem
Her halükarda dostumuzdur kendisi
Kağıda dökendir kara düşüncelerimizi
Koyu mürekkebiydi duygularımızın tarifi
Asla olmazdı ne gündüzü ne de gecesi
Uyanırsın insanın elinde
Dile dökersin söyleyemediğimizi
Kelimeler ezberinde
Öğretirsin yanımıza bilmediğini
Mektupta kavgaya barış dersin
Savaşlar halledilir ordusuz
Gazetede haberdar edersin
Kağıtta yazı olarak buluruz
Ama artık unutur olduk biz seni
Yerini aldı teknoloji esintisi
İnsanlar senin değerini unutsa da
Sen bizim yoldaşımızsın hala
Belki ama bir zaman
Kaybolacak bu dünyadan
Tarihte önem kaplayan
Geleceği de mi imzalayan
Kalem
Birinci
Bak unutma evlatlık da zordur ,
İçindeki yanan tutuşan alev değil kordur.
Meğer pek de ucuzmuş bu adamın hayatı
Bir kere ölünce ister kendinde kabahatı
Metanet
Günler geçti hala kızgındım
Bir arkadaşı daha hiçe saymıştım
Duygularımın yanaştığı bir rıhtım bombalandı
Yıkıldı hayallerim sadece kırıntısı kaldı
Anlamıyorum bu sahte sevgiyi artık
Dost dediğiniz adamı öncesinde tartın
Çocukluk arkadaşlığım ellerimden kaydı
Çok alttan aldım oda hakettiğini aldı
Zamanında kardeş dedim sorunlarını çözdük
O nun yaptığı ise aç gözlülük
Biz haklı değildik sanki o kraldı
Bir anlık sinirle gözlerim karardı
Doğru dürüst anlatsaydı yardımcı olurdum
Ona kardeş dedim kardeşlikte bir uyum
Gerekliydi herkesin bildiği bir durum
Aslını bilmeden konuşmayın durun
Nasıl güvenebilirim artık senin bu lafların huyun.
Hayallerime Gömüldüm
18 yasindayim kendime yabancı
Bıkkınlık geldi insanlar sacma ve yalancı
Ailem diyor oku ya memur ol ya aşçı
Hayaller kurardım biraz heves biraz tutarsız
Anlamsız dusunceler kalbimi sardı
Söyleyin Tosun ne zaman sevicek artik
Dört duvar icinde delirdim sandım
Yine kara düşünceler beynimi sardı
Beni öldüren sigara degil hayat denen illet
Bu sozlerimi git ve anlayanlara dinlet
Damarimdan akan her damla kan
Birden fışkıracak bir delikten sabret
Bende biliyorum bu sozlerim sacma
Asla olmadım kendimi düşünen aptal
Iyiyim ama hissediyorum hasta
Duslerim kaliyor sadece lafta
DİYLEN GEL
Ay doğmasın aman uca dağlardan
Giden gitmiş haber olmaz sağlardan
Bir eser kalmamış koruk bağlardan
Gam eleyip dilden dile söylen gel..
Kum doldurmuş katleylemiş nehrimi
Kuyruğundan hörelenmiş kahrını
Nasıl arzedeyim bilmem dehrimi
Coşa coşa sızlayarak eylen gel
Gam bağrımda halelendi dolandı
Kum havuzu Çoruh havza kalandı
Hayalimde şikarlarım yalandı
Dam başında öfken dinip diylen gel
Beşir söyle yüreğinde kalmasın
Şen Bayburt'un zümrüt değer elmasın
Ağla ağla yaşlı gözün dalmasın
Bar başında sallan seyit teylen gel
Beşiroğlu ... 23.08.2018
Bu bir sonmu aslında - Birkan Çakır
Artık dik duramıyorum ,
Alkışla kendini bu sanatın sahibi sensin,
Aşk kime ne sundu bu güne kadar,
Benim sayfalar dolusu yanlızlığım var..
Kim suçsuz olamasına rağmen özür diledi senden?
Kim hem iğneyi hem çuvaldızı kendine sapladı?
Benim dışında kaç kişi sana farklı olabilme şansı verdi ?
Ellerimde kuvvet kalmadı sana bir çiçek suna bilmek için,
Son kez sevebilmek acizlerin işidir..
Zaman sana aşkı gösterir ,
Zaman sana sevmeyi öğretir.
Zaman sana yanlızlığı sunar...
Zaman sana olabilecekleri değerlendirmek için işaretler verir,
Batan geminin malları sizlere sesleniyorum,
Seve bilmek adam olanların işi ,
Ve bir sabah sizlerde uyanırsın uykudan,
Masalını yazdığınız kadın veya erkek yanınızda yoktur.
ana kalan tek şey yazdığın satırlardır toplarsın bir araya. Bir söz verip tutamamak gibi bir ağırlık çöker üstüne... Yalnız yazdığın satırlarla kalırsın bir başına...
O zaman anlarsınız aslında ..
Birkan Çakır
Şerefe- Birkan Çakır
Bize farklı olabilme şansını veren kader,
Acizlerin dik duramayacağını hatırlatıyor bu gün.
Yüzünü şeytan görsün diyor,
Bırak söz etme bile ben son sözümü mahşere sakladım,
Senin yapttığın Sadece kendini görebilmekken,
Senden beni seve bilme ihtimalini istemek saçmalık zaten,
Zaten kırılmış bir hatunsun seni kırmak ,
Bana bir şey katsaydı bunu daha önceden yapamazdım,
Ama bu gün gözümü kırpmadan seni yanlızlar denizine dökebilirim ,
Sanırım benim için onur olurdu ...
Birkan Çakır
SENİN DOĞRUN BENİM YANLIŞIMIŞ
William Shakespeare : “Olmak ya da olmamak, işte bütün mesele bu! dedi durdu millete .
Benim cevabım : 276 adet papatya ellerimde öldü , Onun duyması gerekenleri soguk duvarlar okudum.
Olanlar hep papatyalara oldu .
Kusura bakma William ama (HASİKTİR ORADAN) .
Olsaydı çok şey değişirdi.....
Birkan Çakır
Rüzgara kapıldım
Rüzgara kapıldm ,
Önce küllerim saçıldı gök yüzüne ,
Kuyruklu yıldızın tozuna karıştı sana karışması gereken hayyallerim ,
Ertesini hiç düşünmeden yok etmeyi seçerken sen ,
Bir bardağa doldurdular hayalleri ,
Adı çay olsun dediler ,
Oda bir tek seninle iken keyifliydi.
Rüzgara kapıldım ,
Senden sonra sürüklendim dipsiz okyanusta ,
O limana hiç varamadım .
Rüzgara kapıldım ,
Adı sende kalsın dediler ,
Sen bizi geride bırakmışken ,
Rüzgara kapıldım .
Yarınları bekleyemezken..
Birkan Çakır
KALMAMIŞ
Mağripten maşrığa okudum durdum
İbreti alemde meydan kalmamış
Cenuptan şimale şen değil yurdum
İşreti söylemde meyhan kalmamış
Küfemde ne varsa sülbünü sattım
Bir kuru hasırın üstünde yattım
Rindane her türlü hayatı tattım
Beş parmak elimde peyman kalmamış
Geçse de azadlı yıllar aradan
Dağlanmış yüreğim acı yaradan
Tepeler ardında aşı sarıdan
Sırça konağımda mihman kalmamış
Hayatın gitgide bozuldu tadı
Esmiyor bağrıma cananın badı
Gurbette yakıyor sevgili yadı
Gönlümü ovacak peykan kalmamış
Kalmamış diyorum inanki saki
Başımda sundurma külahım baki
Sabırı örmüşüm ibrişim haki
Aklıma yer eden iyman kalmamış
Beşiroğlu ... 05.01.2019
--------------,
MEYHAN- Meyhane, sohbet yeri,
PEYMAN- Kadeh, bardak,
MİHMAN- Misafir, dost.. sohbet ehli,
PEYKAN- Mızrak,
İYMAN- İnanç.. itikat,