Üye olmanızın faydaları
  • Kendi şiirlerinizi yayınlalıyınız
  • Özel faaliyetlerden haberdar olun
  • Takip ettiğiniz yazarlardan haberler alın
  • ve çok daha fazlası...

Giriş Yap

Şifrenizi sıfırlayın Kayıt olun

Şifrenizi sıfırlayın

Kayıt olun

Raporu bildir

doğru

Düzeltme yap

Anlamı

Bir ucundan öbür ucuna kadar yönü değişmeyen, eğri ve çarpık karşıtı

Kafiye

Daha fazla Kafiye bul

son 5 harf uygun

son 3 harf uygun

son 2 harf uygun

Metanet

Günler geçti hala kızgındım
Bir arkadaşı daha hiçe saymıştım
Duygularımın yanaştığı bir rıhtım bombalandı
Yıkıldı hayallerim sadece kırıntısı kaldı

Anlamıyorum bu sahte sevgiyi artık
Dost dediğiniz adamı öncesinde tartın
Çocukluk arkadaşlığım ellerimden kaydı
Çok alttan aldım oda hakettiğini aldı

Zamanında kardeş dedim sorunlarını çözdük
O nun yaptığı ise aç gözlülük
Biz haklı değildik sanki o kraldı
Bir anlık sinirle gözlerim karardı

Doğru dürüst anlatsaydı yardımcı olurdum
Ona kardeş dedim kardeşlikte bir uyum
Gerekliydi herkesin bildiği bir durum
Aslını bilmeden konuşmayın durun
Nasıl güvenebilirim artık senin bu lafların huyun.

Hangimiz Neredeyiz Ki - Birkan Çakır

Sandığım dan daha da ötede bir şey varmış.
Ne zamanın tanıdığı ne senin gördüğün nede benim daha evvel duyduğum.
Bir karanlık varmış ışığı içinde barındıran .
Bir aşk varmış için için yanan.
Birde sen varmış sın beyaz sayfalara lekeler bıraktıran.


Dünya hali dünyada kalacak diyorlar ya .
Şu Dünyada kalbin yerine bir taş duvarı sevseydim şimdiye çiçek açardı.
Sen bir yaprak bile vermedin...
Bunlar beni her halimle kabul etmen için değil..
Bir erkeğin kendisi için doğruyu görebilmek adına söylediği bir iki cümledir.

Senin basitleştirip es geçtiğin ,
Beninm yaşadığım ,
Diğerlerinin gördüğü ,
Benim çektiğimdir..
Birkan Çakır

Işık

En uç dalgayı aşana kadar dı hayat ,
Ucu bucağı kaybolana dek uzaklaştım karadan ,
Dibine doğru süzülürken okyanusun ,
Güneş yerini asil bir şekilde karanlığa bıraktı ,

Çakıl taşı gibi süzülürken okyanusun dibine ,
Gözlerim ışığı aradı ,
Ve farkına vardım ..
Güneş kadar var olmak ,
Karanlığın da hakkıdır..

Doğru ve yanlış arasında sürükleniyorum bu aralar ,
Gerçi vereceğim karar ne denli doğru olacak ,
Ne kaybedebilirsin diyorum kendi kendime ,
Adın hiç bir perşomende yazmayacak ,

Duygularımın uğradığı tecavüz

Üzgünüm sana romantik yüzümü gösteremiyorum
Duygularımdan mahrumum, intikam da istemem
Ben öyle acıya gelemem, birine acı çektirmek acısına
Acısızlığa varım, duygusuzluk bile olsa, acısızlık iyi geliyor
Hislerim elimden alınmış gibi hissediyorum dediğim zamanlar…
İşte o zamanlar en çok hissettiğim zamanlarmış
O kadar çok hissetmişim ki, hislerim overload yapmış
Algımı aşmış
Şimdi aşacak bir algı limitim de yok
İlaçlarım sağolsun, algımı da aldı
Ben verdim daha doğrusu, gönüllüydüm, bu deneye kobaydım
Şizofrenik bir olaydım, çok seviyordum bu yüzden kolaydım
Kiminin gözüne kuzu kiminin gözüne kurttum, ama basit bir saraydım
Ruhsuz bir adam oldum, hissiz, duygusuz, göz yaşı dökemeyen bir adam
Ağlamayı beceremeyen ve bunları istemeyen bir adam
İnsanlar, işte bir insan bir insana daha büyük nasıl bir kötülük
Nasıl bir ihanettir bu
Oyuncağını almak çocuğun elinden güzeldi
Duygularımın uğradığı tecavüz… güzeldi!

Cam Gibi

Cam gibi yüreğim vardı

Şeffaftı

Bana bakana doğruyu söyleyen

Bir aynaydı

Kırıldı… kırdılar



Paramparça oldum saçarken mutluluğu

Huzuru yok oluşta buldum

Ararken susuzluğu

Yaramı harca güzelim sende buldum

Sarhoşluğu

Ben bunu

Sarar saçma düşünceler beni, bu durum

Yoruyor beni

Anla bunu

Anla beni



Cam gibi yüreğim kırıldı

Temiz tarafı da kirli tarafı da vardı

Kimse umursamazdı

Kırdılar

Nereden baksan pislik dersin

Nereden baksan kendine gülersin

Nereden baksan sefilsin

İnsansın sen sefilsin



Cam gibi yüreğim vardı

Şeffaftı

Bana bakana doğru bir aynaydı

Kırıldı

Ölmüyor içimde ki o çocuk

Öyle bir ihtilaf sardı ki varlığımı

Hiç böyle şaşırmamıştım zihnime

Meğerse kalbime dokunanmış zihnim

Alışamıyorum bu yeni, saf, salak bedene

Bir karmaşa içerisinde yüzmekteyim

Anlaşılmam mümkün değil, çelişkideyim

Hislerimi nasıl tarif edeyim, nasıl becereyim

Bilmiyorum, kıskanıyorum inananları

Kıskanıyorum toz pembe masallara kananları

Özlüyorum eski halimi, acı çekse de yaşayan beni

Acı denizinde yüzmek benim işim olmuştu

Oradan istifa edince hissizlik boşluğu diye bir şey oluştu

Kafamda ki tilkiler kalbimi unuttu

Ejderhalarla birlikte zihnimi esir tuttu

Nasıl anlatabilirim ki kendimi, eminken anlaşılmamaktan

Niye yazıyorum ki bu tonla heceyi

İşim ne, bıktım gerçeklerden saklanmaktan

Apaçık oluyorum kendime, "sevmiyorsun onu" desem de

Bir illüzyon vuruyor alnımdan, sancıyla kalbimde

Bir isim gitmiyor aklımdan, iki hece dilimde

Ben bıraksam da onu, bırakmıyor geçmişim, peşimde

İşte öyle bir ihtilaf sardı varlığımı

Doğruyu bilmekti yegane niyetim

Doğruyu bilince benden bana ben kaldı mı?

Doğru dediğim şeyle varlığımı yeni bir illüzyon sardı mı?

Nereden baksan cinayet, tek eksik ceset

Ben şuursuzca, ruhsuzca satırları yazarken

Sen okuyucu, nasıl beceriyorsun hissetmeyi

Benim duygularım yok içimde diyorum

Sen duygulanıp, "çok duygusalsın, boş ver" diyorsun

Bilmiyorum, basit işte

Duyguları zihnimle taklit ediyorum

Ölmüyor içimde ki o çocuk

Sadece ruhumu terk ediyorum



Evet bir yanım ilaçlı, ne diyeceğini şaşırmış

Aklımda ki ejderhalar tilkileri kaçırmış

Diğer yanım hasta, aklı fikri yasta

Duyguyu bıraktım ben, iki arka sokakta

Evet bir yanım ayık geziyor, her adımda düşüyor

Eksik tilkiler fazla ejderler, beni benden ediyor

Öyle bir ihtilaf sardı ki varlığımı

Kör oluyorum ufukta

Öyle bir şey ki bu, umutsuz kalıyorum soğukta

Ama beceremiyorum, ölmüyor içimde ki o çocuk!



Bir algı oyunu bu yaşam dedikleri

Boşa gidiyor her gün ektikleri…

Eylül

Uyuyunca geçer dedikleri
Nasıl bir illettir ki
Bitmiyor bir türlü
Bazen kızarsın
Kızarsın ki dinip bitmiyor kendisi
Dinmiyor insanın içindeki fırtına
Kırılıyorsun ama
Kırılmıyorsun sağlamsın hala
Bozuk bir saat misali
Doğru yönde değilsin ama hala aynı yerdesin
Uyuyunca geçer dedikleri
Nasıl bir illettir ki
Dinmiyor bir türlü
Kuşların bile sesi gelmiyor son baharda
Nasıl bir Eylül
Nasıl bir ay ki ağaçlarda tutunmuş yapraklar
Kopmuyor bir türlü Eylül kıyameti