Ağlarım
Bana güzel şeyler hissettirme
Sen de insansın
İhanet edersin
Yalan söylersin
Ve gidersin
Ben de insanım
Özlerim
Bana güzel şeyler söyleme
Bir gün söylediğin tüm güzel şeyleri
Çöpe atarsın
Ben de seni yargılarım
Çünkü söylediğin her şeye inanırım
Bana hiçbir şey vaad etme
Beklerim
Kirletiriz sevgiyi, bir şey beklemeyelim
Beklentisiz sevmek en güzeli
Çok sevişmeyelim
Mesela beni kendine bağlama
Çünkü insansın, gidersin ya
Mahrum bırak beni nimetlerinden
Alışırım sana
Yanarım sen gidince
Yanarım yıllarca
İnsanım ben, ahmak bir insan
Alışırım dudaklarına
Mesela bana öyle bakma
Yılan gibi bakma bana, çok severim seni
Çok seversem, çok yanarım ben
Çok yanarsam, umursamazsın
Giden umursamaz
Kalan ağlar
Sen gidersen ben ağlarım
Ben ağlayınca annem ağlar
Annemi üzme
Bunu bana yapma
Mesela bana masal okuma
Çünkü ben aptal bir çocuğum
Çünkü sen insansın, kandırırsın
Ben seni kanatsız melek sanıp
Her yalanına kanarım
Çünkü insanım ben, yanılgıdan ibaret
İnsan kadarım
Sonra sen değişince, gitmiş olursun
Senden bana kalan, hatıralar olur
Ben o zaman yanarım
Ben yanarsam, gökyüzü ağlar
Gökyüzü ağlayınca dünya yanar
Kısaca söylüyorum, sevme beni
Gerçekten seviyorsun sanarım
Ağlarım
Leğen
Leğende yıkandığım zamanları hatırlıyorum...
Ne güzeldi.
Sobada ısınmış su, kaynar olurdu.
Leğen maviydi, salonun ortasında dururdu.
Dalin kokmadım hiç, sabun gözümde kururdu.
Isınamadım sensiz ben, göz yaşlarım kururdu.
Su tenimde soğurdu.
Tırnaklarımı keserdi annem.
Kese yapardı bana.
Parmaklarımın ucu kan olurdu.
Tenimden siyah kir çıkardı.
Derim soyulurdu.
Ne de güzeldi o su.
Tenim de soğurdu.
Ne de güzeldi sabun kokusu.
Köpük gözümü vururdu.
Gözümü bulurdu.
Sıcak olurdu su, tenim de soğurdu.
Kaynar diye ağlardım, gözümün yaşı bağrımı yakardı.
Tırnak makası dururdu.
Onu beklerdim, gölgesi kocaman olurdu.
Parmaklarımı keserdi, canım yanardı.
Dünya dururdu.
Dışarıda yağmur yağardı.
Yağmur bitince annem yağmur kesildi derdi.
Sular giderdi, sular kesildi derdi.
Elektrik giderdi, elektrik kesilirdi.
Kocaman bir bıçak dünyanın ortasında dururdu.
Elektriği keserdi.
Gökyüzünde dururdu.
Yağmuru keserdi.
Suyu keserdi.
Sular dururdu.
Ne de yağmurlar yağardı, seller kudururdu.
Selde kaybolmuştu terliğim.
Eşi çöpü bulurdu.
Bulut olurdu gözlerim.
Yer yüzü olurdu o eski halı.
Duvarda dururdu gece lambası.
Gece lambası olurdum.
Uyurdum.
Tırnak makası kanımı akıtırdı.
Annem kese yapardı.
Lifimiz yoktu.
Ama sabun gözümde dururdu.
Sabundu.
En güzel koku sabundu.
Çocuktum.
Annem günde 2 kere yıkamıştı beni.
Balkonumun karşısındaki araziye ateş atmışlardı.
İs olurdu üstüm, annem sinirden kudururdu.
Anneme bağırırdım.
"Anne!" derdim balkonda dururdu.
"Reçelli ekmek at!" diye bağırırdım.
O ekmek nerede şimdi.
Şimdi olsa karnımı doyurmazdı belki.
Belki gözümü doyururdu.
Güneş gökte dururdu.
İnşaatta amcalar küfür eder dururdu.
İlk helikopter gördüğüm günü hatırlıyorum.
Helikopter kocamandı.
Kepçeleri izlerdik.
Üstüm batardı, annem vururdu.
Terlik fırlatırdı, ona sarılırdım.
Terlik dudağımı kanatırdı.
Dudağım annemin olurdu.
Öperdi geçerdi.
Şimdi kalbime hançerler yiyorum.
Öpülecek gibi değil.
Ölümün önüne eğil.
Her rüyada ölürdüm.
Yaşarken değil.