ah bir kavuşsam Allahım
ah bir kavuşsam
cennetinle buluşsam
bir görsem o cemalini
bilirsin hevesimi
bana seni gerek seni
Ne yazık ki, bu kelime için hiçbir açıklama bulunamadı. Bu konuda bize yardımcı olmak ister misiniz?
ah bir kavuşsam
cennetinle buluşsam
bir görsem o cemalini
bilirsin hevesimi
bana seni gerek seni
Hatırlıyormusun 2010 senesini ,
Okulun arkasındaki duvarda saklanan baş harfleri ,
O zamanadan bu zamana silinen geçmişi ,
Usulca çekip gitmenin sebebini ,
Ve defterlerime saklanan göz yaşlarımı ,
Hepsini yatırıyorum bu gece masaya ,
Bakıyorum bir bir gülüşlerine ,
Artık fark ettim
Kaybettiği tekşey yüzündeki o masumiyetin ..
Ve BİZ aslında....
Birkan Çakır
Bugün,günlerden direniş,aylardan Temmuz,akşam on.
Milletime,hazırlanıyor,ölümden de, kara bir son.
Hain gözler kararmış,hain eller tetikte,
Sırtlanlar, tuzak kurmuş,pusuda beklemekte...
Dost uyuyor, dost uyutmakta, koynunda evladını.
Karanlık yüzlü,çehreler,gözlemekte avını.
Saatler yavaşlıyor, gelmesin diye o an,
O hain kalkışmadan,utanıyordu zaman...
Vakti gelmezden önce, bir kıyamettir ki koptu.
Akılları tutulmuş,vicdanları mağluptu.
Ansızın gök kubbeyi,yırtıp geldi havadan,
Bombalıyordu hain,bombalanıyordu vatan...
Bulutlar mı daha soluk,karanlık mı daha kara?
Bir ışık gönder,Ya Rab, ulaşalım sabaha.
İnliyordu sokaklar,caddeler;kan göz yaşı...
Soysuzluğa lanet okuyor, ecdadın mezar taşı...
Bir kımıltı duyuldu,sonra,duvarların ardından.
Hazırlıklar tamam,şehidim, çıkıyor yuvasından.
Ezanlarla,selalarla, mahşeri bir kalabalık,
Son abdestin ıslaklığı,son nefes, son sevdalık...
Ölümü öldürmeye, çıkmış koca bir ulus.
Bir bataklık karşısında,devasa bir okyanus.
Haklı sensin, hak seninle,kahrolacak o deyyus
Bu destan senin destanın,senin halkına,mahsus.
Tek silahı al bayrakla,dökülmüş, sokağa halkım.
Tanklar yollara,dizilmiş, mermilerse üzüm salkım.
Sorma, kim var kim yok diye,gelen var mı, ardımdan?
Sana bir pay düşmez mi sandın, o ilahi yardımdan.
Sen yürü,diren ve korkma,ne el senin,ne kol senin.
Kaderin sebebisin sen,ne can senin,ne yol senin...
Geceyi aydınlatan,alnında ki, o nur senin.
Gün doğunca yaşanılan,gurur senin,onur senin...
Ey Gazim;
Kabarıyorsa göğsün,heyecanla, şahlanıyorsa şah damarların,
Sızlıyorsa, burun kökün,yanaklarına,boşalıyorsa göz yaşların.
Düğüm düğüm,bir çığlık boğazında,ağlamaklıysa hıçkırıkların.
Bu zafer senin,sen bu zaferinsin,bırak,acısın tüm kırıkların...
Ey Şehidim;
Gidiyorsun şimdi sen,beyaz bir atın üstünde ve heybetle,
Geride kalanlar,seyrediyor seni,imrenerek ve hayretle.
Sevdiklerin bize emanet, sen yüksel göğe,izzetle..
Komşusun peygambere artık,doyulmaz bir lezzetle...
Ey Gencim;
Artık senindir,bu kutsal görev,bu kutsal icraat.
Dün ismi,cemiyetti hainin,bu gün ismi cemaat.
Gözün hep üstünde olacak,vatanın,tetikte uyuyacaksın.
Bu 15 Temmuz son değil,onu,yine sen koruyacaksın...
Ey Milletim;
Sarsılır da,gökte yıldızlar,kader baştan yazılır.
Bu gece,koca tarihe,altın harfle kazılır.
Şahlanır da,her bir ferdin,küheylan olur şahlanır,
Sakın eğilme,sen bir çınarsın, çınar ayakta yaşlanır...
Bu Ay
Mümine canferda değil, kurtuluşa erme ayı;
'Hakikat'ı bilirler, bilseler acımayı...
Bu Ay
Geri çekinilecek değil, faal edilinecek ayı;
'Gerçeğ'i bilirler, bilseler ayırmayı..
Bu Ay
Karagöz seyri değil, gözyaşı dökme ayı;
'Bilinmez'i bilirler, bilseler ağlamayı...
Bunca şey kaybettikten sonra
Hayatı yavaş yaşayasın geliyor
Yavaş yavaş anlamını yitirsin her şey
Zevk alabileyim bir şeylerden
Yavaş yavaş erisin benliğim
Yorulmadan sevişmeden
Bunca şey kaybettik
Nice gülüşler büyüsünü yitirdi
Nice sözler anlamsızlaştı
Aşk en zor bekleyişti
Ama yavaş yaşamalıymış
Bunca şey kaybettikten sonra
Yavaş yavaş yaşamalıymış insan
Ki yavaş ölebilsin yaşarken
Yaşamak için küçük umutlara ihtiyacım var
Sen gidersen ne yaparım ben
Kim olurum, kimi bulurum, kimle olurum
Sen gidersen ne yaparım ben
Nefesten soğurum, her şeyden hep yorulurum
Yaşamak için küçük umutlara ihtiyacım var
Etrafım hep büyük insanlar, büyük adamlar
Ve kadınlar, hiç biri avcuma sığmazlar
Yaşamak için gülüşüne ihtiyacım var
Çünkü her gün kayıyor yıldızlar ve
Senin aklında bir biz vardı
Bizim aklımıza gelirmiydi bu
Bizi mesafe mi yıkardı
Yoksa mesafeyi gurur mu sınadı
Yaşamak için küçük umutlara ihtiyacım var
Çünkü odamıza yabancılar girer
Ruhumuzu sarar
Yaşamak için küçük umutlara ihtiyacımız var
Çünkü melekler gelir, ne için varsın diye sorar
Kanatsız melekler, her yerdeler
Ama benden uzaktalar
Yaşamak için küçük umutlar lazım
Yoksa insanlıktan saklanmalı mıyım
Neden hep kötü benim yazım
Yaşamak için nefes mi almalı mıyım?
Bak yağmur yağıyor
Hiç gitmeyecekmişsin gibi sevmemi istedin
Damla "tıp" düştü
Yağmurdu ismi, güzel bir düştü
Papatyanın İngilizcesi oldu sonra
Olsun, sen de değiştin
Gitmeyecekmişsin gibi seven şaşkın bendim
Ama kızıyorum sana, sen öyle sevdirdin
Gök gürüldüyor, midem gibi
Ağrılarım geçti senden sonra
Doktor "psikolojik" dedi
Kasvet gökyüzüme üşüştü
Evet benim gökyüzüm
Onu var eden bendim
Benim var eden gözlerim
Gözlerim olmasaydı gökyüzü olur muydu
Benim dünyamda olmazdı
Sevgi de benden geliyordu
Onu var eden bendim
Seni ölümüne seven yegane bedendim
Yağmurlar yağıyor
Camlarda damlalar dövüştü
Özlemiştim eylülü
Tam bir sene olmuştu
Hatırlayalı katilimi
Güneş yok odam karanlık
Içim aydınlık
Ve benim odamdan yükseliyor binalar
Yükseliyorlar aşkla dolu buluşlar
Yükseliyorlar sensiz kuruluşlar
Ve benim kafamda ki meclise
Antidepresan darbe yaptı
Meclisi dağıttı
Ne de güzel dağıttı
Kafam senin kadar güzel
Sevgi benden di
Bedava gidendi
Kimse kıymeti bilmedi
Kazan istedim
Belki de değer
Gök düştü
"laps" dedi
Beni seven kadın
Saflığımı ellere yedirdim
Gülüşüne kurban olurum
Kusura bakma tenime ten değdirdim
Masumluğumu ellere yedirdim
Şimdi güvenim yok insandan olana
Ve inancım yok hiçbir güzel gülene
Kalmamış bu diyarda saflık masumluk
İnanmıyorum ben Leyla gibi sevene
Beni seven kadın
Saflığımı ellere yedirdim
Kusuruma bakma, sen yarın geldin
Ben önyargılı biriyim
Kusuruma bakma, biraz delirirsin
Ben geç akıllanır biriyim
Masumluğumu ellere yedirdim
Şimdi inancım yok hiçbir ağız lafına
Ve gönlüm yumuşamaz mazlum ahına
Ki sende de vardır bir zerre karanlık
Ama yarınsan gel, git demem yarına
Bak kuzum
Kimse hissettiklerini hissetmeyecek
Senin canın tatlı
Kimsenin canı senin ki gibi yanmayacak
Kimse canının yandığını hatırlamayacak
Bak kuzum
Kimsenin hatırasında gülüşlerin kalmayacak
Sen insansın, yerini başkası dolduracak
Pardon başkaları dolduracak
Senden bir tane var ama binlerce olacak
O güzel kuş daldan dala konacak
Kimsenin acısını kimse anlamadığı gibi
Sağ kulağının acısını sol kulağın bilmeyecek
Yarana konan kuş özür dilese de canı yanmayacak
Birileri gözlerinde yıldızları taşısa da
Olmayacak…
Sen farklı bir alemdesin, farklı bir gezegendesin
Ne arıyorsun herkes kendine bir dünya kurmuşken
Herkes ayrı kafada, ayrı bi bunalım, duyulmuyor sesin
Ne istiyorsun sen kendinden, ne istiyorsun ömründen?
Bak kuzum
Sen insansın
Ve sen de bu yükü kaldıramazsın
Kimseyi böyle sevme
Derdini kimseye anlatamazsın
Sevgiyi azaba dönüştürme
Fazla büyütme
Yalnız kalırsın
Çok bir şey bekleme
Farklı bir dünyasın
Kim seni anlasın?
Kim yarana yansın?
Hiç mi vicdana gelmedi?
Tabi ki kaçar insan günahlarından
Hepsinden değil en ağır olanlarından
İki yüzlü insan! İki yüzlü, günah seçiyor
Herkesin ahına bedel biçiyor!
Hiç mi insafı kalmadı?
Tabi ki aynaya bakar insan bırak suratlardan
Hepsinden değil, kaçar en güzel bakanlardan
Gözünüzü kaçırmayın yüzünden ihanet akanlardan
İki yüzlü insan! İki yüzlü, dalga geçiyor
Herkesin gülüşüne değer biçiyor!
Hiç mi vicdana gelmedi?
O eli yüreğine hiç mi gitmedi?
Alçak olan insan, kendini bilmeli
Dün iyi olmayan yarınını düşünmeli
İki yüzlü insan! İki yüzlü, kendinden geçiyor
Herkesin gözleri seni seçiyor!